Ah şu işsizler yok mu?
Yıllar önce İktisat Hocam ile aramızda bir tartışma geçmişti. Teorik olarak ‘ne kadar işsiz varsa, o kadar iş vardır’ savını paylaşıyordu sınıfla… Elbette rahatsız bir öğrenci olarak hemen itiraz ettim. Bunun hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını söyledim. O dersten senelerce süründüm.
Duydum ki hocam rahmetli olmuş. Bu nedenle adını vermeyeceğim, ama belki de bana en büyük dersi o gün vermişti hayata dair. Gerçeğin peşinde koşan, faturayı öder. Bundan olacak ki medyamızın güzide insanları düşen (!) işsizlik haberlerini yapmaya çok meraklıdır. Hatta olayın boyutunu öyle abartılar ki, Bilecik’te yaşanan bir olaya sarılıverdiler.
Bilecik Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Yusuf Subaşı, kentte fabrika sahibi işverenlerin vasıfsız eleman istihdam edip yetiştirmek istediğini, ancak bulamadığını söyledi. 150 kişi aramışlar, bulamamışlar. Ne şartlarda adam arıyorlar bilemem ama doğrudur. Elbette güzide ve embedded medyamız da hazine bulmuş gibi olaya atladı.
Ah şu işsizler yok mu? Ne kadar kolay değil mi, faturayı işsize kesmek. Oysa bu haberi yazan arkadaşların aklına neden Türkiye’nin eksiklikleri gelmez? Neden işgücü envanteri yoktur? Neden nüfusu doğru olarak bilinmez? Bakan Çağlayan’ın var olduğunu iddia ettiği sanayi envanteri, niçin firmalarla konuştuğunuzda gerçeklerin beyan edilmediği bir haldedir. Tarımın gerçek fotoğrafı niye çekilmez?
Ne sebeple ülkede mesleki eğitimi yıllarca yok sayılmıştır? Bugün de düzenliyoruz diye yabancı danışmanların insafına terk edilmiş bir kuruma bırakılmıştır? Ülke yıllardır rant ekonomisine kurban edilmiş, üretim ekonomisi gizli iflasa sürüklenmiştir. Ama yok bunları sormazlar, sorgulamazlar? Çünkü yanıtları can acıtır.
Ah şu işsizler yok mu? Bu güzide medyacılarımız mesela yıllar öncesinde Güney Kore ile aynı seviyeden yola çıkarken, Güney Kore’nin okula başlayacak çocukları mini bir sınavdan geçirdiklerini, fen ve sosyal kafalı çocuk potansiyeli öğrendikten sonra buna uygun sanayi stratejisi yaptıklarını biliyorlar mı? Bilse de ne gerek var, bunları sorgulamaya?
Kesersiniz faturayı işsize olur biter. Her önüne gelenin bakkal açabildiği, nüfus/işletme sayısı gibi orantılamanın bile yapılmadığını, herkese ‘hür teşebbüs’ adı altında izin verildiği bir ülkede, işsiz kimin umurunda? Zaten bakın rakamlara tüm beceriksizlik onlarda. Herkes iş buluyor, onlar bulamıyor. Fakat SGK primine gelince, işsize sağlık hizmeti alması için prim çıkarılıyor. Aman ha bunu da görmeyin. Siz kapatın gerçeklere gözünüzü… Sonuçla ilgilenin de, neden faktörü mahallenize uğramasın.
Niye? Ne demiştim yazımın başında? En büyük dersi rahmetli hocam vermişti bana. Gerçeğin peşinde koşan faturayı öder. Aman kızdırmayın iktidarı… Aman Başbakan ve ekonomi yönetimi hatanın işsizde olduğuna inandığınıza ikna olsunlar. Böylece rahat koltuklarınızda oturmaya devam edin.
Bırakın onlar işsiz kalsın. Kendi beceriksizliklerinin faturasını ödesinler. Hepsi provokatör zaten… Ah şu işsizler yok mu? Anlayamıyorsunuz değil mi onları? Üzülmeyin, işsiz kalınca anlarsınız.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr