Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

İzliyoruz…

Perşembe günü ekonominin finans ayağında büyük bir gümbürtü koptu. Gözüken o ki kopmaya da devam edecek. Elbette reel sektör de gelişmeleri donmuş bir vaziyette takip etti. Çünkü bire bir onları da ilgilendiriyordu.

Başta dolar olmak üzere TL karşısında dövizin değerlenmesi, altın yükselişinin güvensizlik sinyali vermesi ve yere göğe sığdırılamayan borsanın herkesi şaşırtması(!). Ortada bir sürpriz var mı? Bana kalırsa yok. Yani malûmun ilanı oldu. Fakat yaşanandan daha önemli ve üzerinde durulması gereken konu, birkaç gün önce enflasyon ya da satınalma endeksi açıklandığında anında açıklama yapan ekonomi yönetiminin ortadan toz olmasıydı.

Sonra artık işlerin tadının kaçacağı iyice anlaşılınca Merkez Bankası”ndan bir açıklama geldi. Birkaç klasik cümleyi ardına sıralayarak, özetle ‘izliyoruz’ dedi. İzliyoruz ne demek?

Herkesin iyi ya da kötü, eksik ya da fazla bir hamle beklediği saatte yetkililer konuyu sadece izlemekle yetindiler. Aslında bu anlamda kendilerinin hatalı olduğunu da düşünmüyorum. Zira işler rutinde seyrederken, izlemek yerine gereksiz ve riskli müdahil olup, gerçekçi olmayan tabloyla hamasi övünenlerin, elinde enstrüman olmadan izlemekten başka çaresi yoktu.

Fakat ‘izliyoruz’ açıklamasına ciddi anlamda takıldım. Sizce acile gelen bir yaralı karşısında bir doktorun bunu söyleme ihtimali var mı? Bir yangın sırasında itfaiyenin vatandaşla birlikte yangının karşısına geçip ‘izliyoruz’ deme şansı nedir?

Peki niye sürpriz değil? Zaten uzun zamandan beri ortaya konulan yanlış bir ekonomi performansı ve gerçeklerden kopup, eldeki cephaneyi günübirlik başarılar için harcayanların eseri olarak başka bir sonuç sürpriz olurdu.

Ekonominin sonunda bu noktaya geleceği de zaten biliniyordu. Bugüne kadar önlem alınmaması, hatta önlem almak bir yana dursun işi daha da açmaz noktalara getirecek uygulamalar yapılması işi sürpriz olmaktan çıkarıyordu.

Bir de ‘gördün mü’cüler var elbette. Ekonomi yönetimi gelişmeleri izlerken, iki gün öncesine kadar yaptığı yanlışlara alkış tutanlar da konuşmaktan geri kalmadı. Herkes ‘ben demiştim’ diyerek gelişmelerden paye çıkarmanın derdine düştü.

Yani aracın freni patlamışken, ‘vites küçült, hızı azalt’ gibi uyarılarda bulunanları felaket tellalı olarak nitelendirip, yanlış yapan ekonomi yönetiminin yanında saf tutan ukalalar, arka arkaya konuşmaya başladı. Hep bir ağızdan ‘araba kaza yaptı’ dediler.

Kara gözüktükten sonra ‘kara gözüktü’ diye bağıran çok olur. Bu nasıl bir samimiyetsizliktir? Önemli olan haklı çıkmak mı; ülke ekonomisinin hasar almaması için önceden uyarıda bulunmak mı? Bunlar; hiçbir şey yapmayan ve öncesinde yanlışlarla buna ortam hazırlayan ekonomi yönetiminden daha tehlikeli.

Velhasıl kelam koca bir ülke gelinecek noktayı ‘izledi’, buna ortam hazırlayan yanlışları ‘izledi’, olay anında yetkililer izlerken de ‘gördün mü bak’ oynadı. Yazık oluyor memlekete.

çetin ünsalan