HDP'yi kapatılmaktan ''Milletsizler İttifakı'' kurtaramayacak
Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasının ardından yerine, 3 Mayıs 2008 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) kuruldu. BDP’nin de kapatılacağının anlaşılması üzerine harekete geçen PKK/BDP 11 Temmuz 2014’te yapılan kongresinde alınan kararla, bir kısım BDP’li Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) katılarak faaliyetlerini sürdürürken, diğer ağırlıklı kesimi HDP’nin kurucu bileşenleri arasında yerini aldı.15 Ekim 2012 tarihinde kurulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yolun sonuna geldiğini anlayınca farklı sesler sökün etmeye başladı.
HDP’nin kapatılma koşullarıyla önceki partilerin kapatılma koşulları aynı değil. ABD emperyalizmi İsrail haydut devletini yanına alarak iki parçada PKK’yı tüm gücüyle destekleyerek alan yarattı. Hatta işgal ettiği Suriye’de “Rojova Devrimi” aldatmacasıyla PKK’yı esir aldı. PKK tarihinin en parlak dönemini yaşıyordu ve o tarihlerde bir partinin kapatılması pek fazla anlam ifade etmiyordu! Nasıl olsa her seferinde yedeğini kenarda tutuyor ve kapatılmanın ardından sektirmeden çalışmalarına devam ediyordu. PKK, “Açılım süreci” denilen dönem ile beraber ülkemiz içinde de “alan hâkimiyeti” koşullarını oluşturuyor ve ayaklanma provalarına girişiyordu. Bu durum 24 Temmuz 2015 tarihine kadar aksamadan sürdü.
24 Temmuz ile beraber PKK’nın devri döndü. Hendeklerde boğulan PKK kendini bir türlü toparlayamıyor, çatışmalarda devamlı kan kaybediyor ve eskisi gibi saflarına eleman devşiremiyordu. 24 Temmuz PKK’yı her yönüyle sıkıntıya soktu. Hatta HDP içinde bile Ayhan Bilgenler çıkıyor yeni oluşumdan bahsetmeye başlıyordu. Her şey tersine dönmüştü.
Demekki HDP’nin kapatılma koşullarıyla BDP’nin koşulları aynı değildi. Bu olgunun gözden ırak tutulmaması gerekiyor. PKK’nın zirveden aşağı tepetaklak yuvarlandığı koşullarda HDP’ye kapatılma davası açılmış bulunmaktadır. Buna ABD emperyalizminin bölgedeki çıkmazını da eklemek gerekiyor. PKK/HDP’nin dostları üzerindeki etkisi kırılmış, güvende sarsıntılar oluşmuş ve gidici bir partinin ardından sürüklenmenin anlamsızlığı ortaya çıkmıştı.
Çöken bir örgütün peşini bırakmayanları hazin son bekliyor. Hala umudunu HDP’nin oyuna bağlamış CHP’nin ve “Milletsizler İttifakı”nın ilkesiz çıkışları onları hezimete uğratacaktır. Yanlış hesap içinde olan tüm partiler HDP’yi savunmakla kaybedecekler. Doğru hesap HDP’nin kapatılması üzerinden yapılırsa bundan yurdumuz kazançlı çıkar. Mesele iktidara milletvekili taşımaktan öte anlam taşıyor. Türkiye halkının birliği her şeyin üzerindedir ve basit seçim kazanma hesaplarına kurban edilemez.
HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın son çıkışı “Milletsizler İttifakı” açısından uyarıcı olmalıdır. Demirtaş’ın "Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse bu durumda HDP’nin öncülüğünde üçüncü bir ittifak, 'demokrasi ittifakı' olarak ilan edilebilir” dedi. Bu çıkış bazı TV bülbülleri tarafından “önemli gelişme” olarak sunuldu ve CHP’ye uyarılarda bulunuldu. Kurgulanmış robot gibi HDP’nin 6 milyon oyu dikkate alınmalıdır, bir partiyi seçim açar, seçim kapatır” yönlü salvolar tekrarlanıp duruldu.
Selahattin Demirtaş bu açıkamasıyla bir taşla iki kuş vurmayı hedefledi. Birincisi ben buradayım, parti üzerindeki gücümü koruyorum ve hala etkimi muhafaza ediyorum mesajı vermek. İkincisi HDP’nin kapatılması halinde oyların PKK çizgisinde blok olarak kalacağını, hiç kimsenin başka hesaplar peşinde koşmaması gerketiğini söylüyor. HDP önderliğinde “demokrasi ittifakı” diye bir şeyin gerçekleşmesinin sıfır ihtimal olduğunu bildiği halde önermesi başka türlü açıklanamaz. HDP önderliği üzerinde hiçbir etkiye sahip olmayan ve son kongrede destekçilerinin tasfiyesi olayını yaşayan Demirtaş ilerisi için siyasi yatırım yapıyor.
Sağa kayan çizgisiyle CHP önderliği HDP’ye kalkan olmayı sürdürüyor. Bu tavır hem Atatürk’e ve hem de Cumhuriyetimize karşı duruş olarak görülüyor. PKK/HDP’ye siper olmaya kalkışanlar, ABD emperyalizminin ülkemiz üzerindeki planlarına destek olmaktan başka bir işe yaramazlar.