Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Bir ürün, bir büyüme

Türkiye, ekonominin tamamen kapalı olduğu ve büyük hasar gördüğü 2020 yılının verileriyle, nispeten daha hareketli olan bu senenin verilerini karşılaştırarak kendini kandırmaya devam ediyor.

Belki böyle söyleyince kulağa çok hoş gelmiyor ama ne yazık ki gerçek bu. Bu fotoğraf içerisinde hangi sektörünün ne kadar büyüdüğünün, istihdamın ne olduğunun, çeyrek bazında nasıl bir büyüme yakaladığınızın hiçbir anlamı yok.

Şöyle örnekleyeyim. Sıfır noktasındaysanız bir adım atmışsanız, istatistik bilimi açısından yüzde 100 mesafe katetmiş olursunuz. Peki attığınız bir adım yüzde 100 fark yaratırken, sizi ne kadar uzağa götürmüş olur? Sadece bir adım…

İşte ülkemizde bugün itibariyle süslenip püslenen istatistiklerin, büyüme söylemlerinin bundan daha başka bir anlamı yok. Bunu da durumu farklı göstermek için anlatmıyorum. Durum zaten farklı; kamuoyu ne kadar farkında o tartışılır.

Kendini kandırarak durum kurtarmayı bırakmamız gerekiyor. Bunu enflasyon algımızdan maliyetli swap anlaşmalarıyla rezervi makyajlamaya kadar her alan için ayrı ayrı söyleyebilirim.

Ne yapmak gerekir? Bakın biz bütün bu kuru övünmelerin, kendini kandırmaların gölgesinde, gündemi hiç kimseye faydası olmayan başlıklarla doldururken medyaya bir haber yansıdı.

BionTech… Artık sanıyorum hepimiz biliyoruz ve hayatımızdaki yerini aşı olarak aldı. Pandemiden önce böyle bir durum yoktu. Belki bazı çalışmalar vardı, ama hiç kimse KOVID 19 sürecini böyle tahmin edemezdi.

İki Türk bilim insanı Almanya’da dünyayla yarışırcasına aşıyı buldu. Aşıyı kim önce buldu; hangisi işe yarar bunlar benim uzmanlık alanım değil. Ayrıca birçok haberin de aşı rekabeti nedeniyle yapıldığı fark edecek kadar eski bir gazeteciyim.

Lakin burada bakılması gereken vaka şu: BionTech aşısının, geçen sene yüzde 4,9 küçülen, bu yıl yüzde 4 büyümesi hesaplanan Almanya ekonomisine yüzde 0,5’lik bir büyüme katkısı yapacağı tahmin ediliyor.

Diyeceksiniz ki ‘biz de aşı bulacağız’. Ne yazık aşı pazarı kapıldı. Bulduğumuz aşı sadece ithalatı kesme ve ihtiyacımızı karşılama adına önemli olacak. Azımsamıyorum bu da kritik bir başarı.

Ama bir ürünü doğru zamanda çalışıp, kaynakları o konsantrasyon içinde doğru ürünlere yönlendirirseniz ve ürünü doğru zamanda pazara sokarsanız katma değer elde ediyorsunuz.

Yoksa ‘vallahi bu benim aklıma gelmişti’ deyip kendinizi avutursunuz. Bu örneğe takılmadan ama bu misalden ders alarak, bundan sonra yapıcağımız tüm işlerde esas kabul etmeliyiz.

Sektörel strateji oluşturmaktan, finansın doğru yapılandırılmasına, teşvik mekanizmalarının gözden geçirilmesinde ihracata değil dış ticarete odaklanmaya kadar bu örnekten alınacak bir dizi ders var.

Alır mıyız? Umarım alırız; ama halen başarılı ekonomi palavrası dinlemeye devam ettiğimiz için biraz ümidimin kırıldığını belirtmeden de geçemeyeceğim.

ekonomi gündem makale çetin ünsalan