ABD-İsrail-IŞİD-PKK/PYD şer cephesi
IŞİD Suriye’deki çatışmalara dâhil olduktan sonra hava desteği nedeniyle önemli bir tahribat yaptı. Bir terör örgütüne havadan destek sağlanması dünyada bir ilk oldu. Çünkü IŞİD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) terörist örgüt olarak damgaladığı kanlı bir yapılanmaydı. IŞİD ne zaman askeri olarak büyük kayıplar vereceği kritik bir duruma düşse, imdadına İsrail savaş uçakları yetişti. ABD de küçük kardeşi İsrail gibi IŞİD’i rahatlatan hava harekâtları yaptı. Ayrıca İsrail’in IŞİD ve diğer terör örgütlerine verdiği destek BM’nin raporlarına da girdi. Golan’daki BM misyonu, İsrail ile IŞİD arasında malzeme alışverişini ve yaralı teröristlerin İsrail hastanelerinde aldığı sağlık desteğini belgeledi.
KURALSIZ BİR DÜNYA
İsrail, tıpkı büyük ağabeyi haydut devlet ABD gibi hiçbir uluslararası hukuk kuralı tanımadan canı sıkıldığı zaman Suriye’de tespit ettiği hedeflere saldırıyor. Böylece BMGK’nın yapısı ve bağlı olduğu mevzuatın aslında gezegen için büyük bir tehdit olduğu bir kez daha anlıyoruz. Aslında dünyayı 5 ülkenin (ABD, Fransa, İngiltere, Çin, Rusya) insafına terk eden BM sistemi artık iflas etmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür!” söyleminde tepeden tırnağa haklıdır. Bu beş ülke BM’deki ayrıcalıklı konumlarını kendi özel çıkarları için kullanmaktadır. Şimdi de ABD’nin yeni nükleer politikası nedeniyle bu beş ülkenin gezegeni tehdit edecek nükleer yarışına tanık olacağız. Diğer ülkelere nükleer yasaklar getiren bu beş ülke nükleer silahlarını diğer ülkeler üzerinde baskı aracı olarak kullanmaktadır. Fırsat olursa BM’nin yapısını bir başka yazıda inceleriz.
İSRAİL NİÇİN FÜTURSUZ!
İsrail’in mükerrer saldırıları, “Hava sahası kapattım!” gibi söylemlerin askeri açıdan bir anlam ifade etmediğini de göstermektedir. Bir ülkenin böyle bir söyleme uyması askeri değil, diplomatik bir karardır. İsrail muhtemelen şöyle düşünmektedir: “Hedefler yakındadır. Suriye hava savunma sistemini Ruslar işletse bile uçakların havada kalma süresi ve bana karşı atılacak füzelerin reaksiyon zamanı çok azdır. Koruma önlemleri de alarak hedefleri zayiatsız veya en az kayıpla vurabilirim. Jeopolitikte alan kuvvettir. Rusya bu bölgede bana askeri olarak karşılık verecek kuvvetlerden yoksundur. Diplomatik olarak ABD arkamdadır. BMGK’da aleyhime bir karar alınamaz!”
MASA YETERLİ OLUR MU?
Putin-Lavrov ikilisi için Suriye’de deniz bitmiştir. Şimdiye dek meşruiyet sınırları içinde ustaca yürüttükleri politikalar ile belirli bir noktaya gelinmiştir. Suriye’deki üslerini de şimdilik 45 yıl için garantiye aldılar. Ancak mevcut durumu ne Suriye ne de Türkiye kabul eder. Suriye askerlerini, doğuda ABD ve Koalisyon, batıda ise İsrail uçakları kayıtsızca vurmaktadır. Kuzeyde ABD ülkenin yüzde 30’unu işgal etmiştir. Güneyde ise İsrail tampon bölge bahanesi ile işgal planları yapmaktadır. Hatta Lübnan bile tehdit altındadır. Soruna çözüm bulmak için siyasi girişimler tabii ki faydalıdır ama ABD-İsrail ikilisi sadece masa ile caydırılamaz! Sahaya önce kuvvet koymak daha sonra kuvvetin gücünü masaya taşımak gerekir. Kissinger’in dediği gibi, “Gücünüzün gölgesi diplomasi masasına düşmezse, masada konuşulanlar sinek vızıltısından öteye geçmez!”
ÇIKIŞ YOLU
Eğer Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda tüm taraflar samimi ise ortaya bütünleşik bir strateji konulmalıdır. Federal düşünceler sadece ABD ve İsrail’in işini kolaylaştırır. Federal her düşünce Suriye içinde dokunulamayan dukalıklar yaratır. Diğer ülkeler Suriye için anayasa yazma çalışmalarına derhal son vermelidir. Bölgedeki acil görev, ABD-İsrail ortak tehdidini bir an önce ortadan kaldırmaktır. Suriye zaten bütün gücü ile savaştadır. Türkiye, Rusya ve İran bu tehdidi masa başında bertaraf edemez! Lafla da peynir gemisi yürümez! Karşılıklı güven ve dayanışma içinde mümkün olan en büyük güç ortak bir strateji dâhilinde sahaya yığılmalıdır. Bunun diplomatik arka cephesi Çin’i de içine almalıdır. Özetle, Rusya ve İran en az Türkiye kadar cesur olmalı, Türkiye de Suriye ile el sıkışmalıdır. İşte o zaman ABD-İsrail-IŞİD-PKK/PYD şer cephesi kendiliğinden dağılır...
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr