Türkiye’yi olimpiyatlara hazırlamak: İngiltere spor tesisleri modeli
İngiltere, sporda çok başarılı bir ülkedir. Bütün olimpiyatlardaki madalya sıralamasını bir ölçüt olarak alır isek ABD ve Sovyetler Birliği’nin ardından Dünya’da 3. sıradadır.
Peki bu başarının altında ne var? Bu yazıda İngiltere’deki kamusal sportif altyapı tesisleri olan Leisure Center (LC) sistemini tanıtacağım.
İngiltere’deki kasabalarda ve şehirlerde özel bir çeşit spor tesisi turu var. Bu tesislerin ismi “Leisure Center”. https://www.leisürecentre.com Kısaca “LC” diyelim. LC’ler, temel olarak özel tasarımlı spor kompleksleri. LC’lerde yüzme, jimnastik, tenis, squash, fitness, futbol vb. sporlar yapılabiliyor. LC’lerin sahibi yerel belediyeler. Belediyeler genelde işletmeyi, kar amacı olmayan, spor tesisi işletmesinde uzmanlaşmış firmalara devrediyorlar, nadiren kendileri işletiyorlar.
LC’lerin önemli bir özelliği yaygın olmaları. İngiltere’de genel anlamda servis sektörü pahalı olarak bilinir ancak LC’ler bunun bir istisnasıdır. Ortalama LC üyelikleri aylık 40 GBP civarıdır. (2-3 berber ücreti veya Türkiye’nin alım gücü ile yaklaşık 200 TL denebilir. Öğrenciler için çok daha ucuz).
Modern LC’lerin ilk örneğini 1960’larda İngiltere Kraliçesi açmıştır. Devamındaki LC’lerin birçoğunun açılışını kraliyet mensupları yapmıştır. Yani, bu sistemin politik desteği en üst seviyeden sağlanmıştır ve süreklilik göstermiştir.
LC modeli kar amaçlı değildir. Amaç, ilgili kasabada oturanların hayatına daha çok sportif aktivite sokmaktır. Çoğu zaman ilgili belediye LC’nin bütçesine destek olur.
LC’lerin hedef kitlesi profesyonel sporculardan ziyade amatör sporcular, çocuklar ve ailelerdir. Çoğu LC, normal havuzun yanı sıra çocuklar için şu kaydıraklı havuza da sahiptir. Ayrıca okul çıkış saatlerinde genelde çocuklar için yüzme, tenis, futbol vb. grup dersleri olmaktadır.
Tipik bir LC, her iki katı da yüksek olan, iki katlı, bağımsız, genelde özenli mimarisi olan, kimi zaman ödüllü mimarisi olan, tek çatı altında bulunan bir yapıdır. Ana havuzu, çok amaçlı salonları, dış sahaları, kafesi, resepsiyonu ve otoparkı vardır. Dış sahalarda genelde tenis, futbol sahaları bulunur. Çok amaçlı salonlarda düzenlemeye göre basketbol, voleybol, tenis, yoga vb. için kullanılır. Aletli jimnastik ve squash salonları genelde ayrıdır. Mayo, gözlük, bone vb. spor malzemeleri teşhir edilir ve resepsiyon görevlileri tarafından satışı yapılır.
Yeni yapılan LC’lerin tasarımı, uzun dönemli işletme maliyetlerini enazlamaya uygun yapılmıştır. Mesela yüksek ısıtma enerjisi harcanan havuz bölmesinde şu derinlikleri, çatı yükseklikleri ve mekan tasarımı en az enerji gideri ile en çok kullanıcıya servis verecek şekilde yapılmıştır. Dolaplardan kapılara kadar malzemeler uzun yıllar, düşük bakım gideri ile çalışacak tasarımlardan seçilmiştir. Havuz genişlikleri standart havuzdan daha geniş yapılmış ve daha çok kulvar kazandırılmıştır. Elbette onlarca yıldır LC sistemi çalışıyor ve yüzlerce LC işletme halinde bu yüzden her yeni tasarlanan LC, önceki tüm tesislerden öğrenilenler göz önüne alınarak yapılıyor. Bu öğrenimler genelde işletme maliyetini azaltıcı tasarım iyileştirmeleri olarak göze çarpıyor.
LC modeli ( muhtemelen başarısından dolayı) başka ülkelerde de aynı isim ve model ile devreye alınmış. Bu ülkeler Avustralya, Kanada, Singapur ve İrlanda.
LC’lerin fiziksel özelliklerinden daha ziyade işletme yapılarından bahsetmek gerekir. Sistem kapasitesini yüksek dolulukta kullandırtma yani en çok faydayı üretme esasına göre yönetiliyor. Sabah işe gidiş öncesi, öğle araları ve iş çıkışı saatleri için özel düzenlemeler yapılmış. Web sitesi veya mobil uygulama ile aktiviteler ve yüzme havuzu kulvar kapasitesi rezerve edilebiliyor.
LC’lerin gelir kaynakları neler? Temel gelir kaynakları aylık veya sezonluk abonman satışları. Bunun dışında otopark gelirleri, kafe gelirleri, salon kiralama gelirleri ve belediyelerden aldıkları destekler var. Ayrıca çeşitli spor federasyonları veya spor birliktelikleri belirli amaçlar için LC’leri destekliyor.
LC’ler bölge okulları ve belediyelerin düzenledikleri bazı etkinliklerde sıklıkla kullanılıyorlar. Salonları dönem dönem doğum günü partisi veya kermes gibi etkinliklere ev sahipliği yapabiliyor.
LC sistemi olimpiyatlara profesyonel sporcu yetiştirmek için son derece uygun ortamlar sağlıyor. Mesela ilkokulda yüzme kurşuna başlayan bir gencin ilk durağı LC oluyor. LC deki yüzme kurslarını genelde “Swim England” (SE) isimli yüzücü yetiştiren kuruluş veriyor.
Özetleyecek olursak, İngiltere’de vatandaşa kaliteli spor servisi verilmesini sağlayan sistemin temel bileşenleri şunlar:
• Leisure Center spor kompleksi
• LC’nin işletmecisi firmalar ( mesela Parkwood Leisure Ltd.)
• “Swim England” benzeri ilgili spor branşlarının üst otoriteleri ( yüzme dersleri düzenler, yüzme hocalarını akredite eder, yüzücü yetiştirir)
• Belediyeler (LC’leri yaptıran, bazen işleten bazen işlettiren ve mali destek olan kurum)
Türkiye de benzer bir model uygulanabilir mi?
Böyle bir sistem kurmanın Türkiye için ne faydaları olabilir?
1. Şehirlerdeki hayat standardını yükseltir ve nitelikli personelin yurtdışına kaçış hızını yavaşlatır
2. Spor kültürünü ve sportmenliği toplumda yaygınlaştırır
3. Cami, cemaat, tarikat dışında topluma etkinlik mekanı ve buluşma alanı sağlar
4. Servis sektörünü büyütür, başta spor akademileri olmak üzere istihdam sağlar, katma değer artışı sağlar, ekonomiyi büyütür
5. Profesyonel sporcu yetiştirir, Türkiye’nin olimpiyatlar ve benzeri etkinliklerdeki başarısını artırır
6. Bireylere daha uzun sağlıklı yaşam, Devlete daha az sağlık masrafı olarak döner
7. Olası deprem, sel, göç, salgın hastalık vs. durumlarında devreye alınabilecek kamusal alan sağlar
8. Spor tesislerinin kurulduğu bölgeler etraflarındaki emlakların değerini artırır çünkü yaşanmak istenen bölgeler haline gelirler. Bu bağlamda kurulacak spor tesislerinin maliyetinin belki de tamamı bu değer artışı ile karşılanabilir.
9. Anadolu sanayicisinin sıklıkla şikâyet ettiği nitelikli işgücü bulamıyoruz, şehirden uzman, yönetici getiremiyoruz problemini bir nebze azaltabilir.
Benzer sistemi nasıl kurabiliriz?
1. İngiltere ile Türkiye’nin arası son birkaç senedir hayli iyi durumda. Savunma sanayi, Kıbrıs politikası, Ticaret anlaşmaları gibi konularda İngiltere Türkiye’nin yanında durmaktadır. Hatta Libya konusunda dahi İngiltere, Türkiye’ye meyil eden bir tavır sergilemiştir. Bu bağlamda, İngiliz elçisinden İngiltere’deki “Leisure Center” sistemi hakkında bilgi istenirse ve en iyi LC tasarımcıları ve işleticileri ile bir toplantı ayarlanırsa faydalı olabilir.
2. Türkiye’de kurulacak sisteme ne isim verilebilir? Birebir çeviri ile “Eğlence Merkezi” demek bizim kültürümüze pek uygun olmayacaktır. Spor Merkezi ( SM) diyelim. İngiltere’den alınacak tesis tasarımları temel alınarak Türk inşaat firmaları örnek SM’leri inşa edebilir. İlk kurulacak birkaç SM den öğrendiklerimiz ile sistemi yaygınlaştırabiliriz.
3. Elbette Türkiye’de bu sistemi kurarken amaç toplumun geniş kesimlerinin hayatına SM’ler ile dokunabilmektir. Ancak kullanılmayacak yatırımları yapmanın anlamı yoktur. Spor kültürü nispeten gelişmiş ve tesis ihtiyacı olan bölgelerden başlanması projenin başarı şansını ve toplumsal kabulü artırabilir.
4. İstanbul’un her mahallesi bir İngiliz kasabası nüfusunda olduğu için İstanbul’da bol miktarda SM’ye ihtiyaç olduğunu öngörebiliriz. İstanbul’da bu tesisler için asıl problem arazi sorunu olacaktır. Kentsel dönüşüm planlanırken bu tesislerde ilçelerimize kazandırılabilir. Arazi sorunu olmayan diğer şehirlerden işe başlamak daha uygun olabilir.
5. İngiltere ’dede benzer arazi sorunları elbette vardır. Büyüyen yerleşim bölgelerindeki mevcut LC’ler ihtiyaca cevap verememekte ve yeni, daha büyük LC’ler yapılmaktadır. Kasaba merkezlerinde yer olmadığı için genelde özenle korunan büyük, yeşil park alanlarının köşeleri bu amaç ile tırtıklanmaktadır. Aynı uygulama yeni okulların yapılması için de geçerlidir. İngiltere’nin şansı kasabalarında merkezi bölgelerde dahi tırtıklanabilecek geniş parklarının yaygın olarak bulunmasıdır. Türkiye’de bizim işimiz bu anlamda biraz daha zor olacak.
6. Kurulacak spor tesislerini büyük şehirlerde kentsel dönüşüm projelerini destekleyici, kolaylaştırıcı bir unsur olarak kullanabiliriz. Kentsel dönüşümün başarılı çalışmamasının sebeplerinin arasında ilgili konutta oturanların daire sayısı ve metrekare konularında anlaşamaması vardır. Bölgeye kurulacak spor tesislerinin sağlayacağı değer artışı bazı yapılamayan kentsel dönüşüm projelerinin yapılabilir hale gelmesini sağlayabilir.
7. Türkiye’nin İngiltere’ye göre bir avantajı, açık sahada spor yapma imkanlarının birçok şehirde daha fazla olması ve havanın kışın daha geç kararmasıdır. Spor tesisleri tasarlanırken bu durum göz önüne alınabilir.
8. Tesislerin yer seçiminde elbette amaç büyükşehirler ile sınırlı kalmak değildir hatta öncelik bu tür imkanlardan büyük ölçüde mahrum olan Anadolu şehirleri olmalıdır. Anadolu şehirlerini ne kadar büyükşehir hayat standartlarına yaklaştırabilirsek o ölçüde toplumsal kalkınmanın zeminini oluşturabiliriz. Sporu elitist bir kavram olmaktan çıkartıp geniş kesimlere yaymak için de bu iyi bir başlangıç olacaktır.
9. Tesislerin işletmesi için İngiltere’deki gibi kar amacı gütmeyen ve spor tesisi işletmeciliğinde uzmanlaşmış şirket modellerinin devreye alınması uygun olabilir. CIC ( Community Interest Company – Toplumsal Fayda Firması) denen şirket modelinin incelenmesi ve belki de Şirketler Hukukumuzda bu konuda düzenleme yapılması faydalı olabilir. CIC şirketleri normal şirket gibi vergi öder, yöneticilerine maaş ödeyebilir fakat ticari faaliyetleri ile oluşan kâr kuruluş amaçlarına uygun olan toplumsal fayda için harcarlar)
10. Türkiye’de kurulacak SM’lerin fiyatlandırma politikası elbette bölgesel şartlara uygun olmalıdır. Okullar ve öğrenciler için tesisler bedava kullanıma sunulmalıdır. Temel amaç, kurulacak tüm SM’lerin tam kapasite ile fayda üretir hale getirilmesi yani doluluk oranlarının yüksek tutulmasıdır. Tesislerin masraflarını ne ölçüde karşılayacağı, ne ölçüde kamu desteği verilmesi gerekeceği sonraki konudur.
11. Kabaca bir hesap yapalım.. İngiltere de iyi bir LC maliyeti yaklaşık 11 milyon GBP dir. Türkiye’de yarı fiyatına yani yaklaşık 60 milyon TL ye yapılabilir. Tesiste 2 vardiya halinde 15 er kişiden 30 kişi çalıştığını varsayalım. Yani 2 milyon TL bir yatırım ile 1 kişi istihdam sağlayabiliyoruz. Bu, sağlanacak diğer faydaları da göz önüne aldığımızda iyi bir orandır.
12. Türkiye’nin mimarlık ve şehircilik konusunda itibarını artırmak için bu projeler iyi bir fırsat olabilir.
Peki bu tür spor tesisi yatırımları için doğru bir zamanda mıyız? Türkiye bütün sorunlarını çözdü, sadece spor tesisi sorunu mu kaldı? Şu içinden geçtiğimiz ekonomik darboğaz döneminde spor tesislerine bu kadar para ayrılması doğru mudur?
Elbette problemleri düzeltmeye bir yerden başlamak lazım. Başlangıç için hiçte kötü bir alan değil. Bu tür spor tesisi inşaatları ekonomiyi daraltmaz aksine büyütür. Bu yatırımlar tüketim yatırımları değildir, hizmet üretecek, yurtiçi katma değeri artıracak, refahı, mutluluğu, sağlık seviyesini artıracak yatırımlardır. Diğer taraftan bu yatırımlar muhtemelen 90-95% civarında yerli girdiler ile yapılacaktır yani yurtdışına kaynak transferi oluşturmayacak, makbul tipte yatırımlardır. Ayrıca, Türkiye’nin gelişmiş ve atıl durumda olan inşaat sanayisini canlandırmak için doğru yönde atılmış bir adım olur.
Hangi olası hatalar yapılırsa bu yatırımlardan yeterli fayda sağlanamaz?
1- “Şu arazide imarı değiştirelim, şu yatırımcı bir AVM yapsın, yanına da spor merkezi yapıversin” anlayışı yanlıştır. Türkiye’de bu anlayış ile eğlence parkları, akvaryumlar yapılmıştır ancak beklenen fayda sağlanamamıştır.
2- “Bak şurada atıl bir AVM var, haydi onu spor merkezine çevirelim” anlayışı da yanlıştır. Spor merkezi tasarım aşamasında amaca uygun tasarlanmalıdır yoksa hem işletme maliyeti yüksek olur hem düşük fayda üretir.
3- İşletmecilik işini spor merkezi uzmanlığı olmayan kişi ve kurumlara vermek hatalıdır
4- Yeterli genişlikte olmayan arazilere bu projeleri sıkıştırmaya çalışmak faydayı düşürür.
5- Yerel belediyeler, okullar ve ilgili spor federasyonları ile eşgüdümde olmamak faydayı düşürür.
6- Kâr odaklı değil fayda odaklı olunmalıdır. Sadece büyükşehirlere değil, Anadolu’nun her köşesine ulaşılmalıdır.
7- Yap-işlet devret modeli, bu tür yatırımlarda çok yanlış olur.
İngiltere’nin spordaki başarısını sadece Leisure Center altyapısına indirgemek yanlış olacaktır, elbette bu başarının altında bir çok etkenler vardır fakat spor tesisi olmadan belirli branşlarda yol almanın imkanı yok.
Not: Bu yazıda çok doğru olmasa dahi yaygın kullanıldığından dolayı “Birleşik Krallık” yerine “İngiltere” ifadesini kullandım, ayrıca “kasaba” ifadesini İngiltere’de yaygın yerleşim türü olan “küçük şehir” (town) anlamında kullandım.