Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Gizli geçen 4 ay

Her sıkıştıklarında ortaya bir laf atıp, ekonomi yönettiğini zanneden bir iktidara sahibiz. Ne yazık ki Türkiye’de kimse söylenen sözün peşine düşmediği ya da düşemediği için de, vatandaşın aklında sadece ortaya atılan o cümleler kalıyor. Ama takip yok.

2012 yılının sonuydu. Bütçede çok ciddi sapmalar olduğu yine bizzat ekonomi kurmayları tarafından itiraf edilmiş ve 2013 yılında yapılacak düzenlemelerle, ki onun Türkçesi vergi ve zamdır, açığın kapatılmak zorunda olduğu vurgulanmıştı.

İşte kamuoyunda bu açıklamaya yönelik tepki uyanınca hemen medya aracılığıyla 2013 yılının başından itibaren İsviçre’deki gizli hesapların açıklanacağı haberi servis edildi. Esasen bu konuyu medya tek başına ortaya çıkarmamıştı. İşlerin ters gittiği Ağustos ayında Mehmet Şimşek bunu ifade etmişti.

Ağustos ayının başında Batman’da yaptığı bir söyleşide İsviçre’deki Türkler’in gizli hesaplarının üzerindeki sis perdesinin 2013’ten itibaren kalkacağını açıkladı. 3 Ocak 2013 itibariyle ‘Gizli hesaplar ne oldu’ başlıklı yazımda da belirttiğim üzere bir bilgiyi tekrar hatırlatayım.

İngiltere hükümetinin desteklediği Vergi Adaleti Ağı raporlarına göre Türkiye’den bu yolla kaçırılan paranın miktarı 158 milyar dolar. Şimdi mayıs ayına girdik. Peki geride bıraktığımız 4 ay boyunca bu hesaplar neden açıklanmadı? Büyük bir sessizlik sürerken, paraya sıkaşan Türkiye’nin yeniden varlık barışını gündeme getirmiş olması çok mu tesadüfidir?

Bu barış ile kimler parasını aklayacak ve kimler Türkiye’ye sırra kadem basarak paralarını getirecek? Elbette paranın dönüş yolculuğunun tek nedeni bu da olmayabilir. Zira Ekonomist Uğur Civelek’in nisan ayı içerisinde konuk olduğu televizyon programımda önemli bir Güney Kıbrıs Rum Kesimi değerlendirmesi vardı.

Civelek, Avrupa’nın 2008 krizine hazırlıksız yakalandığını, bu nedenle de zorlanan bankacılık ve batan ya da aday olan ekonomiler karşısında eyleme geçemediğini anlattı. O süreçte kemer sıkma politikalarıyla iş halkların üzerine yıkıldı. Fakat deniz bitmiş, artık vatandaştan alınacak para kalmamıştı.

İşte Civelek bu nedenle sıranın para sahiplerine geldiğine dikkat çekti. Fransa’daki gelişmeler hepinizin hatırındadır. Bu nedenle vatandaşlıktan çıkacağını söyleyenler bile oldu. Fransız vatandaşlığından çıkan ünlü aktör Gerard Depardieu’yu sanırım hatırlayacaksınız.

Ama Ekonomist Uğur Civelek’in tezi daha farklı… Yunanistan’dan ders çıkaran Avrupa’nın, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde mevduatlara el koymayla ilgili laboratuvar çalışması yaptığını ve bundan sonra aynı duruma düşen ülkelerde aynı sistemin uygulanacağını belirtti. Portekiz, İspanya, İtalya, hatta İngiltere… Saymakla bitmez.

İlginçtir dün de yatırımcı Jim Rogers’tan benzer bir uyarı geldi. “Ünlü yatırımcı Jim Rogers, Troyka’nın mevduat sahiplerine vergi getiren Güney Kıbrıs kurtarma planının ardından Avrupa’da tüm mevduat sahiplerinin dikkatli olması gerektiğini söyledi.

Paketin mevduat sahipleri açısından çok tehlikeli olduğunu söyleyen Rogers, diğer ülkelerin de ‘IMF ve AB yaptı, haydi biz de aynısı yapalım’ diyerek her ekonomik sıkıntıda aynı yönteme başvurabileceğine dikkat çekti.”

Şimdi haberleri ve açıklamaları alt alta koyalım. Böyle bir operasyon olması halinde Avrupa’daki bankacılık sistemi nasıl etkilenir? Avrupa’dan kredi kullanan diğer ülke bankaları ve şirketleri nasıl etkilenir? Goldaş’ın batış hikayesinin ardında iki bankanın krediyi erken çağırmasının rolü bu hikayenin neresine konulabilir?

Hepsinden önemlisi son varlık barışının, Türkiye’nin nakite sıkışmasının ötesinde, bu olası operasyonla ilgisi var mıdır? 4 aydır gizliliğini koruyan İsviçre’deki hesaplardan barışla gelmesi beklenen miktar nedir? Ve söylenmişti ya; tekrar soruyorum: Bu hesaplar kimlere aittir?

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Gizli geçen ay