Sakin olun; sabit kalın
Dolar başta olmak üzere ekonomiye ilişkin gelişmeler ve sıkıntılar bir panik havası yarattı. Haberler ve bilinçsizce yapılan açıklamalar da bunu destekliyor. Öncelikle şunun altını çizmek lazım: Doğal olmayan hiçbir şey yaşamıyoruz; sakin olun.
Mesela Rusya ile uçak krizi yaşamak doğal olmayan bir şey olarak nitelendirilebilir. Ama bugün ekonomide yaşadığımız hiçbir gelişme anormal değil. Bugüne kadar yapılanların ya da yapılmayanların normal bir sonucu. Yani olağanüstü bir durumla karşı karşıya değiliz.
Kabul edilmeli ki Türkiye, yıllardır tercihlerinde çok büyük iktisadi hatalar yaptı. Gelen parayı yanlış kullandı. Üretimden kopan bir yapı içerisinde kumar ekonomisine teslim edildi. Elde ne var ne yok satarak; işin içinden çıkabileceğini zannetti ve borca battı. Yani ortada büyük bir ekonomi politikası fiyaskosu var.
Ders çalışmayan bir öğrencinin, sorular karşısında zorlanarak bir sınav geçirmesi ve zayıf not almasından farklı noktada değiliz. Bu sıkıntılı bir durumdur; ama anormal değildir. Önümüzde yaptığımız hatalar nedeniyle sıkıntı çekeceğimiz bir süreç var ve bu iklimde bedel ödemekten başka çaremiz yok. Zira kurtarma sınavlarına bile ders çalışmadan girip, geçeceğimizi hayal ettik.
Bir kere durum tespiti bu. Peki çözüm için ne yapabiliriz? Öncelikle sakin olup; yaşadıklarımızın hatalarımızın sonucu olduğunu kabul edeceğiz ve ‘ah vah’ ile vakit kaybetmeyeceğiz. Panikle daha büyük hatalar yapmaktan vazgeçeceğiz.
Gerek para piyasalarındaki spekülatörlerin, gerekse de bakanların panikle, düşünmeden yaptıkları açıklamaları dikkate almayacağız. Çünkü biri suçu bilen birinin halen ‘hata yapmadım’ kompleksi içerisinde saçmalaması, diğeri de bu süreçten para kazanabilmenin ya da risk azaltabilmenin kaygısı.
Öyle bir döngü içerisindeyiz ki, vatandaşın panikle sürüklendiği nokta ve ani hareketler burada parasal olarak sıkışan kişilerin, kurumların risklerini satmasına ortam hazırlıyor. Bunun bilinci içinde de ‘şunu alın, şunu satın’ cinsinden pompalamalar var. Eğer böylesi bir dönemde kazanç peşinde koşuyorsanız; zaten daha büyük kaybedeceksiniz demektir.
Öncelikle sakin olun ve sabit kalın. Eğer yatırımlarınız varsa size finans kafasıyla yapılması tavsiye edile hiçbir şeyi yapmayın. Yani pozisyonunuzu bozmayın. Spekülatörler de dese, bakanlar da söylese... Şayet herkes sabit kalırsa; birilerinin bu ülkeye risklerini satmasını engelleyebilirsiniz; bütün oyunu da bozarsınız.
Bu fotoğraf içerisinde tek yapılması gereken; sorunun ve yaşananların normal olduğunu kabul etmek; ele geçen parayla borç azaltmak, borcun yapısını gelirle aynı birime çevirmek, gereksiz ve lüks harcamalardan kaçınmak Bunun dışındaki her ‘Dimyat’a pirince gitme’ öyküsü size de, ülkenize de kaybettirecektir.
Çünkü oyunu okuyamayan bir ekonomi yönetiminiz ve oyunu yönlendirmek isteyen yerli, yabancı spekülatörleriniz var.
Bu döngüden kazançlı çıkamayacaksak, sorunu göreceğiz, panikten uzak durup, sakin olacağız, söylemlere kulak tıkayıp, sabit kalacağız; borç azaltacağız; gereksiz yeni borçtan uzak duracağız; bir fatura ödeyeceğimizi bilerek, başkalarının bu faturayı arttırıp kendi riskini ülkemize satmasına engel olacağız.
Sorunlar ancak kabul ederek ve paniğe kapılmayarak çözüm iklimine kavuşur. Dediğim gibi sıkıntılı ama anormal sonuçları olmayan bir süreçteyiz. Sahte kahramanlıklar ve söylemlerle buradan çıkamayız.
İkmale kaldık; boşa vakit harcamaz, doğru dersi çalışırsak işin içinden sıcak yaz aylarında terleyip, bedelini ödeyerek çıkmak mümkün. Bu arada sizi yoldan çıkarmak isteyenlerden, ‘gel çok güzel bir oyun çıktı, bunu satın al, kafan dağılsın’ diye tavsiye verenlerden uzak durun ve ders çalışın. Yoksa sınıfta kalmak kaçınılmaz.
Çetin Ünsalan