Aralıkta dolar düşer mi?
Yılsonuna doğru yaklaşırken dolar 4 TL sınırını zorluyor. Şüphesiz ortadaki manzaranın kimseye faydası olmadığı açık. Fakat sürekli söylediğim gibi, bugün gelinen seviye, son 16 yılda ne yapıp ne yapmadığımızla ilgili.
Yani sonuçları buradan okuyamazsanız, durumu kavramak da mümkün olmaz. Prensip olarak ihtiyaçlar, eldeki varlıklar ve kısıtlı enstrümanlarla çıkış trendinin dalgalı bir biçimde devam etmesi gayet normal bir sonuç.
Çünkü aleyhimize gelişen hiçbir durum olmasa bile, gelir / gider dengemiz, Şimşek’in söylediğinin aksine borçlu yapımız ve ödeme zorunluluğumuz bu sonucu doğuruyor. Netice itibariyle sözün özü şu ki, burada şaşıracak bir durum söz konusu değil.
İşin sıcak boyutuna gelirsek dolar ne olur? Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi doların aralık ayı itibariyle düşeceği öngörüsünde bulundu. Asıl sıkıntı ise Bakan’ın nezdinde iktidarın konuyu halen bir spekülasyonun sonucu olarak görüyor olması.
İşte çözümsüzlüğü getiren en önemli etken bu. Çünkü sorunu doğru okursanız, almanız gereken önlemleri değil, sorunu nasıl çözeceğinizi konuşursunuz. Fakat buna iktidarın ne niyeti; ne de gücü var.
Böylesi dönemlerde spekülasyonla ivmelenme, buradan rant elde edenler olması şaşıracak bir durum değil. Hatta bu kişiler çok uzakta da olmayabilir. Siz kaleyi açmışsınız; rakip oyuncaya neden gol attığını soruyorsunuz.
Peki dolar aralık ayında düşer mi? Normal şartlar altında gevşer. Bakın düşer başka, gevşer başka. Dünya piyasalarının Noel tatili etkisiyle sakinleşeceği açık. Burada da doğal bir gevşemenin olması muhtemel. Fakat sadece bugünkü tabloda gevşeme ihtimali var.
Bunu ortadan kaldıracak üç önemli faktörü göz ardı etmemek lazım. Bunlardan birincisi ABD’de devam eden davada risk algısını yükseltecek söylemlerin ortaya çıkması.
İkincisi faiz… Merkez Bankası’nın çılgınlık yaparak faizi düşürmeyeceğini, ama siyasi baskı nedeniyle de arttırmayacağını düşünüyorum. Sembolik ve gizlenmiş artışlar istisna… Dikkat edilmesi gereken FED’in yapması muhtemel faiz artışının beklentilerin üzerinde ya da sert söylemlerle bezenerek gerçekleşmesi. Bu da gevşemeyi engeller.
Üçüncü istisna durum ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında açıkladığı belgelerle başlayan süreç. Doğru yanlış bilemeyiz. Onun kararını yargı verecek, ama söylemlerden anlıyoruz ki önümüzdeki salı günü de yeni belgeler gelecek.
Bu durum, iktidarı köşeye sıkıştırır ve bir istifayla ya da istifasız restleşmeyle 2018 yılını seçim senesi haline getirirse, dolardaki gevşeme hayat bulmaz. Diyelim ki tüm bunlar olmadı. Aralık ayında da dolar gevşedi.
Ama Ocak ayında ne olur? İşte asıl sorulması gereken konu bu. Konuyla ilgili kısa süre önce bir röportaj gerçekleştirdiğim Para ve Altın Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk’ün ‘ilk üç ay çok kritik ve buradan nasıl çıkacağımız çok belirleyici’ uyarısını ve ‘kazasız belasız atlatırsak’ vurgusunu çok önemsiyorum.
Sözün özü şu: Dolarda bugün ne olduğuna bakmayın. Yaptığımız yanlışlara kafa yorup, ne olacağına bakın. Yoksa somut olmayan vakalarla kavga ederek hem süreçten, hem de kurdan dayak yeriz ve çözümü konuşmayı bile aklımıza getirmeyiz.
Çetin Ünsalan