Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Fırsatçı tanıdık mı?

Türkiye’de gıda fiyatları, yüzde 20 ortalama artışla OECD ülkeleri içinde ülkemizi ilk sıraya yerleştirdi. Esasen bu artışlar da resmi rakamlar baz alınarak ele alındığı için, oranın çok daha yukarılarda olduğunu belirtmek gerekir.

Enflasyondan alım gücüne, çiftçinin ayakta durmasından esnafın maliyetleri karşılayamamasına kadar bir dizi konuyu, bu başlığın altında değerlendirebiliriz. Fakat ekonomi yönetiminin diline pelesenk olan bir fırsatçılar, stokçular söylemi hayatımızdan çıkmıyor.

Çiftçiye bakıyorsunuz stokçuluk yapacak hali yok. Vatandaşa dönüyorsunuz neredeyse taneyle alım yapacak noktaya gelmiş. Taşıma işi yapanların durumu yol, köprü ve mazot maliyetleri nedeniyle zaten ortada. Hal fiyatlarında ise çok büyük oynamalar yok. Yani ürünün girişi de, çıkışı da, satış fiyatı da belli.

Bu süreçte piyasaya yönelik baskınlar oldu. Akla ziyan biçimde birilerini stokçu diye aldılar; sonra da suçu olmadığı için bıraktılar. Ama halen fiyat artışlarının temelinde ilk bahane olarak bu sunuluyor. Hatta tanzim adı altında şov seyrettik; hatırlayın.

Kamuoyu da ısrarla bir soruyu gündeme taşıyor: Peki kim bu fırsatçılar? Çünkü ortada tespit edilmiş, suç üstü yapılmış kimse yok. İktidar da her seferinde bu argümanı kullanmasına karşılık, gerçekçi ve somut bir örnekle kimsenin karşısına çıkamadı.

İşte bu efsane Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez’in yaptığı bir açıklamayla sanki netlik kazandı. Suiçmez şöyle dedi: “Kamu planlama yapmayınca, zincir marketlerin belirlediği kâr odaklı bir üretim modeli hakim oldu. Serbest piyasanın en acımasız, en kuralsız hali bugün Türkiye’de gıdada yaşanıyor. Denetim yapılmalı.”

Şimdi bir kere bu açıklamadan gerekli denetimlerin yapılmadığını anlıyoruz. Peki kim bu denetlenmeyenler? Açıklamada örnek verilirken adres de gösteriliyor aslında. Birbirlerini takip ederek, fiyat artışına gidenlerin ve vatandaşı gıdadan kesme boyutuna getirenlerin tarif edildiği vurgu içerisinde indirim marketlerinden söz ediliyor. Hani şu sokak arasında girip, bakkalla rekabet eden zincirler…

Bu marketlerin pandemide zam yağmuru yaptıkları belirtilirken, gıdanın pandemide en iyi yatırım araçlarından biri olduğuna dikkat çekiliyor. Suiçmez'in açıklamasında şu vurgu da çok önemli:

“Ancak çiftçi kazanamadığı için üretimden vazgeçiyor. Yasadışı stokçuluk ve aracılık yapanların üzerine gidilmiyor.” Yani herkes bu söylemde dönüp esnafa bakarken, anlıyoruz ki fırsatçılık iddiası indirim marketlerinin üzerinde yoğunlaşıyor.

Daha garip olan ise bu marketlere öyle dikkate alınacak bir fırsatçı suçlamasının da gelmemiş olması. Bir iki, o da yerel markete yapılan ve içi boş çıkan baskının dışında herhangi bir indirim marketi için böyle bir başlık duydunuz mu?

İnsanın ister istemez aklına şu soru geliyor. Yoksa, aranan fırsatçı tanıdık mı? Hani o savaş halindeki Suriye’den bir anda ithal edilen patatesler gibi bu da mı piyangodan çıktı? Garip ve cevaba muhtaç bir soru bence. Bakalım ses çıkacak mı?

çetin ünsalan