Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

150 milyar TL’lik kara delik

Türkiye ekonomisinde işlerin yolunda olup olmadığını anlamak için ne yaparsınız? Birçok yöntem var. Ama bunlardan biri SGK primlerinin ödenebilme durumudur. Çünkü bu ülkenizde reel sektörün ne yaşadığını gösterir.

Sayıştaş raporuna göre 31 Aralık 2020 itibariyle SGK’nın icra takibindeki alacağı miktar 150 milyar TL. Yani bir başka deyişle 15,5 milyar dolar. Yani bu ülkenin müteşebbisi, yükümlülüğü olan, aslında brüt ücretten keserek ödemeyi taahhüt ettiği parayı ödeyemiyor.

Şimdi bu fotoğraf içerisinde ekonominin iyi olduğunu iddia edebilmek mümkün mü? Bir tarafta reel sektör ödeyemediği borçları nedeniyle cendereye girmiş, öte tarafta bu primler ödenmediği takdirde, çalışanların emekliliğine nasıl yansıyacak bilinmiyor.

Hoş ülkede emekli de olsanız, geçinebilecek bir parayı alamıyorsunuz. Özellikle son kira artışlarından sonra, bir emekli maaşı kirasını bile karşılayamayacak noktaya geldi. Fakat bunların hepsi alacak olarak gözüküyor.

Peki asla tehsil edemeyediğiniz ve bugünkü iktisadi manzara içerisinde de tehsil edemeyeceğiniz bir rakam oturup düşünmeye değmez mi? Tahsil edemediği iktidar da kabul ediyor; çünkü arka arkaya çıkarılan yapılandırmaların sonu gelmiyor.

Lakin her yapılandırma da, faizleri sıfırlayıp tekrar üzerine faiz koyarak, çok daha büyük borçların ortaya çıkmasına neden oluyor. Hadi diyelim ki hepsi kötü niyetli ve SGK da gereğini yapmış icra uygulamış.

Sonuç veriyor mu? Bugün SGK’nın elinde icradan devraldığı fabrika, alışveriş merkezi, otomobil başta olmak üzere taşınır ve taşınmaz değerlerin hiçbiri satılamıyor. Yani insanlar muhtemelen daha ucuzdan satışa çıkan bu ürünlere bile eğilim göstermiyorlar.

Siyasetin en büyük malzemelerinden biri olan SGK’yı batırma işi, anlaşılıyor ki, 19 yılda verilen 450 milyar TL’ye yakın alacak ve 150 milyar TL’lik icralık hale gelmiş tahsilatsızlıkla tepe noktaya ulaşmış vaziyette.

İşin siyasi polemiğini siyasetçilere bırakalım. Ama şu manzara bize gösteriyor ki, ülkede asgari ücretin mutlaka vergi dışı bırakılması gerekiyor. SGK primlerinin ödenebilir hale sokulması ihtiyacını anlatıyor.

Kayıt dışı ekonomiye ve kayıt dışı istihdama hızla kaçan bir reel sektörü görmezden gelip, yüzde 30’larda bir kayıt dışı istihdam açıklayan TÜİK gibi kurumların yapısının mutlaka masaya yatırılması zorunluluğu beliriyor.

Şayet bu ülkede salma yollu ve yüksek oranlara talep edilen, ücreti bile çırak çıkaran rakamlar talep ediliyorsa, o ülkede işsizliğin önüne geçemezsiniz. O ülkede yok pahasına insan çalıştırılmasını, sigortasız çalışmaya razı olanların sayısının azalmasını sağlayamazsınız.

Bu haliyle Türkiye üretemeyen, üretse de kayıt dışına kaçmak zorunda olan bir reel sektör gerçeğiyle, ilk bulduğu parayla faaliyetine son vermenin yolunu arayan bir müteşebbis realitesine doğru koşuyor. Çok yazık…

vergi türkiye ekonomi türk TÜİK sosyal güvenlik kurumu sgk sektör fabrika iktisadi iktisat Tahsilât tahsil sgk prim