Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Çocuklara örnek büyükler

2013-2014 eğitim ve öğretim yılı başladı. Elbette kameraların önünde bir başlangıç da gerekliydi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da Etimesgut Cahit Zarifoğlu İlkokulu’nda ilk zilin çalışına eşlik etti.

Aslında bu seneki sınav sistemiyle ilgili her gün fikir değiştiren Sayın Avcı’nın son anda fikir değiştirip, başka bir okula gitmesi de olasıydı ama, Milli Eğitim Bakanı bu sefer kararlı davrandı.

Gittiği okulda da Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Platformu tarafından velilere ve öğrencilere yönelik emniyet kemeri kullanımının önemine ilişkin simülasyonun başına geçti. Emniyet kemeri önemliydi ve hayat kurtarıyordu. Gördüğünüz gibi buraya kadar bir şey yok. Son derece de güzel.

Sonra gazetecilerden biri, makam aracının ön koltuğunda emniyet kemerinin kullanılmadığını fark etti. Çünkü kemerin yuvasına aparat takılmıştı. Doğal olarak bunu Bakan’a sordu. Bakan tersledi ve ‘çocukların aklını karıştırmamak’ gerektiğini vurgulayarak, gazeteciyi sorduğuna pişman etti.

Ne var bunda diyeceksiniz? Çok şey… Birincisi Bakan’ın tavrı çocuklara örnek olacak cinstendi. Soru soranı haşladı. İkincisi Bakan Avcı korumaların oturduğu bölümde, emniyet gereği kemer takılmadığını bilmiyordu. Daha kötüsü bilmediğini de bilmiyordu. Üçüncüsü ki en vahimi, bir bakan bir gazeteciye hangi soruyu sorup, soramayacağı konusunda ders veriyordu. Tıpkı Başbakan gibi…

Gazeteci sorusunu sorar; siz yanıtını verirsiniz ya da vermezsiniz. Ama hangi soruyu soracağı konusunda müdahil olamazsınız. Fakat Bakan Avcı’nın aynı tavrını Gezi olayları sırasında da görmüştük. Bu iktidar, başı nezdinde hep bunu yapıyor. Daha acısı, gazeteciler de buna tepki göstermiyor. Alın size basın özgürlüğü…

Gelelim Bakan Avcı’nın çocukların aklının karıştırılmaması gerektiğine ilişkin söylemine… Bu ülkede aynı iktidar döneminde üç kere bakan değişip, üç kere milli eğitim politikası değişti mi?

Çocuklar sene sonunda başlarına ne geleceğini biliyor mu? Tatile giderken bıraktıkları okullarını, imam hatip olarak karşılarında buldular mı? Fatih Projesi diye bir iş atıp ortaya, çocukları tablet ile heveslendirip, altyapısı hazırlanmadığı için yıllardır geçilemediğinden çocuklara karşı yalancı durumuna düşüldü mü?

Hadi fotoğrafı biraz daha büyütelim. Bu ülkede gazeteciler hapse atılıyor mu? Başbakan çıkıp, parmakla işaret edip, gazetecileri işinden ediyor mu? Başbakan gemilere gemicik diyor mu? Üstelik sayısı beşi bulmuşken…

Bu iktidar üniversiteyi bitiren çocuğa başıyla da bakanıyla da ‘sen de işsiz kal’ diyebiliyor mu? Öğretmen açığı ortadayken, atanamayan öğretmenler nedeniyle boş geçen dersleri yaşıyor mu? Konuşmak yerine, kavga eden, ama tek bir gerçek proje üretemeyen, proje üretmeyi çılgınlık zannedenlere şahit oluyor mu?

Bu ülkenin çocukları ‘bizden bilim adamı çıkmaz’ diyebilen bir Bakan’ın ülkesinde yaşıyor mu? Koskoca bir millet üretmeden tüketmeye alıştırılıyor mu? Gırtlağa kadar batılan borç, her ailede sıkıntılara sebep oluyor mu?

Canım ülkemde yolsuzluk iddiaları havada uçuşurken, dokunulmazlık zırhı nedeniyle araştırılamama gerçeğini yaşanıyor mu? Bu ülkenin Başbakan’ı aynı anda 12 kanalda birden canlı yayına çıkıp, herkese hakaret ediyor mu?

Sayın Bakan, hangi kötü örnekten ve akıl karıştırmaktan bahsediyorsunuz? Herkes neyin ne olduğunu görüyor zaten, farkında olmayan sadece sizlersiniz.

Çocuklara örnek büyükler