Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Neden sorusu tatile mi çıktı?

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Ankara Sanayi Odası’nda konuştu. Gündem faiz, yatırım ve sıcak paraydı. Hani çok konuşup hiçbir şey anlatmamak tabiri vardır ya; Şimşek’in sözleri de böyleydi. Hem gerçeği bilip, hem de doğruyu söyleyememenin net fotoğrafıydı.

Önce faiz meselesinden başlayalım. Bir soru üzerine Mehmet Şimşek faiz oranlarının çok yüksek olduğunu ve dünyanın negatif faize geçtiğini söyledi. Gerçekten de bugün ticaret ya da üretim yapacaksanız, kredi kullanmaya kalktığınızda faiz çok yüksek.

Fakat mesele burada bitmiyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz oranlarından bahsetmiyorum. Zaten onun kat be kat üzerinde faiz uygulaması var. Bugün ticari bir kredi için başvurduğunuzda yüzde 15 ile 20 arasında değişen bir oranla karşı karşıya kalıyorsunuz.

Yani Merkez Bankası’nın oranları çeyrek baz puan yükseltmesi ya da düşürmesi kimsenin umurunda değil. Peki neden? Çünkü parayı kullandıracak olanlar, ülkedeki istatistikler üzerinden söylenen yalanı biliyor. Yani iktidarın faiz oranlarını resmi olarak aşağıya çekmesi, bankaların da düşüreceği anlamına gelmiyor. Şimşek, sakız çiğniyor.

Diyelim ki faizler düştü. Yine Başbakan Yardımcısı kendi konuşmasında dile getiriyor. Dünya pazarlarında anormal bir daralma, arz fazlası ve yükselmeyen talep var. Şimşek’in söylediği gibi helikopterle para dağıtsanız sonuç verir mi? Avrupa’da vermiyor. Peki neden?

Çünkü kimse satamayacağı malı üretmiyor. Şimdi bankacılığa baskı yapar; firmalar zaten atıl kapasite sorunu yaşarken, krediye ulaşıp bir de size kanıp yatırım yaparsa, ayakta kalacakları varsa da batarlar. Zira ölçek ekonomisinin konuşulduğu dünyada birim maliyetlerini satış eksikliği nedeniyle arttırıyorsunuz demektir.

Son olarak Şimşek bir konuya daha dikkat çekti. Dünyada para negatif ya da düşük faizin olduğu ülkelere kayıyormuş. Bu nedenle bizim de düşürmemiz gerekiyormuş. Şimdi buna güler misiniz, ağlar mısınız? Dünya negatif faiz uygularken siz yüzde 10 civarı faiz sunacaksınız ve bu durumda size gelmeyen para faizi düşürünce gelecek öyle mi?

Yani adama diyeceksiniz ki ben şu an sana getirdiğin 100 birim için 110 birim veriyorum. Bu seni tatmin etmiyorsa, getir 100 birimi 98 birim vereyim. Herkes de koşa koşa gelir. Peki böyle bir ortamda para neden negatif faiz veren ülkelere gidiyor da bize gelmiyor?

Eğer siz bunun yanıtını böyle birbiriyle çelişen cümlelerle açıklamaya kalkarsanız, ifadeniz eksik olur ve anlaşılmaz da… Anlaşılmadığı için de seçimlerde oy toplarsınız, ama para getiremezsiniz.

Son derece basit... Dünya çok ciddi bir krize koşuyor ve finansı elinde bulunduranlar da eksi faize bile razı olup, güvenli limanlara dönüyorlar. Bunu böyle anlatmazsanız herkesin aklı karışır. Bir de yetinmeyip ‘faizi düşürürsek bize de gelirler’ derseniz, değmeyin komedinin keyfine…

Velhasıl kelam Şimşek, bir Başbakan Yardımcısı olmanın sorumluluğu içinde bir şey anlatmaya çalışmış, ama ancak konuşabildiği kadar konuşmuş. Eksik cümlelerle ifade ettiği için de ortaya böyle bir komedi çıkmış.

Tıpkı fıkradaki gibi: Adam balonla seyahat ederken yolunu kaybetmiş. Bakmış aşağıda birileri hemen alçalıp ‘neredeyim’ diye sormuş.

Adamlardan ‘önce balonda sonra yukarıda’ yanıtını alınca ‘siz iktisatçı mısınız’ demiş. Aşağıdakiler şaşırıp nereden bildiğini sorunca da cevabı yapıştırmış: ‘Söyledikleriniz doğru, ama hiçbir işime yaramıyor.’

Çetin Ünsalan

neden çıktı sorusu tatile