Nalinci keseri bile çirak çikti
Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar, ki doğru tanım budur zira çoğu Türk bankası olmaktan çıkmıştır, sürekli kendine yontan nalıncı keserini bile hayrete düşürecek işlere imza atıyorlar.
En son şikâyet Nevşehir’den geldi. Kredi kartı borcunu yatıran Derviş T. isimli vatandaş, kendisinden 3 TL fazla alındığını görünce nedenini soruyor. Aldığı yanıt ise yeni bir soygun kapısının aralandığını gösteriyor.
Yanıt şu: “Borcunuzu ATM yerine vezneden ödediğiniz için bu para kesildi.” Buyrun buradan yakın… İnsanlara ev sahibinin bankasındaki direkt hesabına para yatırırken ücret isteyen, ATM’den fiş isterse makbuz parası, kredi alırsa dosya parası, yasalara rağmen kart aidatı almanın da ötesine geçtiler.
Ben bu işin son noktasının ATM’den işlem yapıldığında alınan makbuz ücreti olacağını sanıyordum. Fakat bankacılar almışlar BDDK’yı ve iktidarı arkalarına, artık ne ile ikna ediyorlarsa bilemeyeceğim ama milleti göstere göstere soyuyorlar.
Hiç kimse bunun bankacılık faaliyeti, masrafı gibi saçma sapan gerekçelerin arkasına sığınarak savunmasını yapmasın. Artık bankacılık kesiminin yüzüne bunu alenen söylemek gerekiyor. Yaptığınız tam bir soygundur.
Bu ülkede kredi kartını açıktan ve gayri yasal olarak kapatanlara tefecilikten soruşturma açıldı, ama o tefecilerin aldığı faizin, bankaların aldıklarının yarısı olduğu tartışılmadı.
Türkiye’deki bankalar şımarıklığı o kadar ele aldı ki, bundan sonra ‘bekleme noktasında oturdu parası, şube içindeki oksijeni tüketti ücreti, sıra numarasını gösteren tabelayı takip masrafı gibi’ bahanelerle soygunun boyutunu arttırırlarsa şaşırmayacağım.
Şu an bu örnek son derece saçma geliyor değil mi? Peki insanın eşinin hesabına para yatırmak için masraf ödemesi, izni alınmadan kredi kartı limitinin yükseltilip, sonra da telefonuna ‘talebiniz üzerine’ ibaresiyle mesaj çekilmesi ne kadar mantıklı?
Eğer bu bir iş yapma tarzıysa bundan sonra ‘bakkallar rafa uzandın, nalburlar musluk seçimi yaptın, manavlar elma alırken portakala baktın’ gibi masraflarla ortaya çıksın. ‘O kadar da değil’ dediğinizi duyuyorum. Elektrikte okuma bedeli ödemiyor muyuz?
Çünkü hizmet için EFT, havale gibi ücret ile zaten soyulurken, bir de hizmet aldığımız noktaya girme parası ne kadar saçma ise, kredi kartı borcunu ödemek için bankaya girenden para kesmek de o kadar abestir.
Daha önce yazdım, yeniden ısrarla altını çizerek yazacağım. Siz bu ülkede vesayet tartışması yapıp, vesayet noktası mı arıyorsunuz? Bankalara bakın bankalara… Çünkü iktidarlar değişiyor ama onların devri hiç geçmiyor. Organize olup, ortak hareket ediyorlar; suç üstü olup soruşturmaya uğruyorlar; cezaları bile göstermelik veriliyor.
Elbette bu kadar istikrarlı sessizlik de bir tek soruyu gündeme getiriyor. Siyaseti bankalar ve ilintili şirketler mi finanse ediyor? Siyasetin finansmanından bankacılığa her alanda şeffaflık talep ediyorum. Ama bu da bankalara verilen ceza gibi göstermelik olmasın.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr