Kandil operasyonu
TSK ve MİT’in Kandil’in sarp tepeleri arasında yaptığı son operasyon (21 Mart 2019) PKK ile mücadelede önemli dönüm noktalarından birisi olmuştur.
TERÖRLE MÜCADELEDE İHA
Bu başarılı hamle ile Türk devleti, PKK’nın lider kadrosuna, “nerede olursanız olun, tepenizdeyim!” mesajı vermiştir. Bu operasyon aynı zamanda İHA’ların terörle mücadeledeki vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Yıllarca ABD ve İsrail İHA tedarikinde Türkiye’yi oyalamış, İsrail hatalı ve arızalı İHA’ları Türkiye’ye transfer etmiştir. Bunlar bir fayda sağlamadığı gibi ülkemiz için baş ağrısı olmuştur. Türkiye’nin özgün İHA üretimi önemli bir harekât ihtiyacını karşılaması itibarıyla büyük bir savunma sanayi başarısıdır.
AÇILIM SÜRECİ
Kısa bir süre önce “açılım” adı verilen “bölünme süreci” ile rotasını şaşıran Türk siyaseti, önemli bir bölümü ile hatasından geri dönmüş, yurt içinde ve yurt dışında PKK ile ciddi bir mücadele başlatmıştır. Burada Türk devletinin geleneksel yapısı ve jeopolitik zorunluluklar da önemli bir rol oynamıştır. Açılım süreci milletten gizli yürütüldü. Yuvarlak mesajlar verildi. Ne yapıldığını millet pek anlamadı. Ancak son dönemlerde özellikle PKK liderlerinin açıklamaları ülkede deprem etkisi yarattı.
Teröristbaşı Öcalan’ın mektubunun Diyarbakır mitinginde okunması ve Cemil Bayık’ın aşağıdaki mesajı ülkede açılım karşıtı güçlü bir rüzgâr esmesine neden olmuştur: “Ne Kuzeyden (Türkiye) çekiliriz ne de silah bırakırız! Kürt sorununun müzakere ile çözümü ilan edilecek! Tahkim edilmiş bir ateşkes ve Ateşkes İzleme Misyonu kabul edilecek! Önder Apo baş müzakereci olacak ve koşulları iyileştirilecek! Üçüncü taraf hakem olacak! Siyasi soykırıma son verilecek ve tüm tutuklular serbest bırakılacak! TSK’nın tüm operasyonlarına son verilecek!”
OPERASYON NASIL OLDU?
MİT, PKK’nın önemli elemanı Rıza Altun’un Kandil’de İran sınırına yakın bir köye toplantı için gideceğini öğrendi. Altun’un gidiş istikameti ve araçlar izlendi. TB2 Bayraktar İHA toplantının Abu Bakra köyünde yapılacağını tespit etti. Ayrıca toplantıya Ali Altun, Mikail Özdemir ve Emrullah Dursun’un da katılacağı öğrenildi. Harekât için hazırlıklar başladı. Hassas koordinatlar belirlendi. F-16 uçakları hazırlandı. Başarılı bir operasyon sonucunda teröristler vuruldu. Dış ilişkilerden sorumlu Mikail Özdemir ve Emrullah Dursun ile birlikte çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği öğrenildi. Ayrıca uluslararası aktörlerle temastan sorumlu Ali Altun da etkisiz hale getirilen teröristler arasında yer alıyor. PKK’nın Dışişleri Bakanı olarak tanıtılan Rıza Altun’un ise ağır yaralandığı söyleniyor. Son durumu ise henüz bilinmiyor.
LİDER KADRO KİLİT ÖNEMDEDİR…
Bu operasyon güvenlik kuvvetlerimize büyük moral vermiştir. Bundan sonra da bu tür nokta operasyonların yapılacağı anlaşılmaktadır. Her türlü örgütte lider kadro kilit konumdadır. Ancak gizli faaliyet gösteren terör örgütlerinde liderlik çok daha önemlidir. Lider kadronun baskı altında tutulması terör örgütünün etkinliğini azaltır. Bundan sonra terör örgütü için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
TERÖRLE MÜCADELE DEVLET ÇAPINDA OLMALIDIR
Terörle mücadele devlet çapında kararlılıkla sürdürülmelidir. Çünkü sadece teröristle mücadele ile kesin bir sonuç alamayız. Güvenlik güçleri ne kadar başarılı olursa olsun, bataklığı kurutmak devletin görevidir. Devlet çapında mücadele öncelikle teröre destek veren ülkelerle mücadele ile başlar. Teröristlerin yabancı ülkeleri güvenli üs olarak kullanması önlenmelidir. Ayrıca yabancı ülkelerde faaliyet gösteren terör örgütlerinin mali kaynak yaratma girişimleri de engellenmelidir. Teröre destek veren her türlü faaliyetin karşısına devlet çıkmalıdır. Bu alanlarda tereddüt göstermek terör örgütünü rahatlatır. Ayrıca devlet müsamaha gösterdiği ölçüde terör örgütüne destek verenlerin sayısı artar. Devlet bu mücadelede boşluk bırakmamalı ve caydırıcı tedbirler almalıdır. Kanunlar bu caydırıcılığı sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
Türk devleti açısından bakıldığında, bu konudaki en büyük zafiyet alanı PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’nin siyaset yapmasına izin verilmesidir. Bu zafiyet nedeniyle PKK’nın siyasallaşmasına devlet eliyle destek verilmektedir. Ayrıca devlet HDPKK’ya mali kaynak aktarmaktadır. Siyasallaşan terör karmaşık bir yapıya bürünür. Kendini gizleyecek alanlar bulur. Doğru ve yanlış birbirine karışır. Yasallık ve yasa dışılık iç içe geçer. Siyasi dengeler zaman zaman bu tür partileri kilit konuma getirir. Diğer partilerle ittifaklar söz konusu olur. Siyasallaşan terör ile mücadele etmek göründüğünden çok daha sancılı olur. Terörle topyekûn mücadele zamanı gelmedi mi?
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr