Osmanlı'yı özler, Arap'a koşar, Batılı tüketir
Türkiye’de büyüme dibe vurdu; ihracat geriledi; döviz ateş aldı; bütçe konuşuluyor. Ekonomi dünyasının gündemi bu değil mi? Gariptir ki, herkes ilk kez duyuyormuş gibi davranıyor. Oysa hiç biri sürpriz değil. Bunlar daha iyi günler… Ama kötümser olmakla, gerçekçi olmayı ayırt edemeyenler bunu bilmez.
O nedenle ben gündeme AVM’ler ile ilgili verilen yasa önerisini alacağım. Çünkü oradaki tehlike, zihniyete yönelik algı bombardımanıyla büyümeye devam ediyor. Şimdi AKP Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ramazanoğlu birer yasa teklifi verdiler.
Alışveriş merkezlerinin pazar günü kapalı olmasını ve hafta içi de saat: 20.30 ile faaliyetinin sınırlandırılmasını öneriyorlar. Aslına bakarsanız doğru ve bir o kadar da geç kalmış bir çözüm.
Yıllar önce İstanbul Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği Başkanı, Rahmetli Suat Yalkın, Fransa modelini incelemiş ve benzer bir metodu çözüm olarak sunmuştu. Elbette herkes üç maymunu oynadı.
Her şeye rağmen bugün gündeme gelmiş olması önemli. Onlarca AVM, 1 milyon 400 bini aşkın esnaf batmış olsa da… Fakat olayın savunma mekanizması, en az AVM felaketi kadar ilginç.
Bir televizyon programında öneriyi, Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği Başkanı Hulusi Belgü’ye sordular. Ne dese beğenirsiniz? “İzleyicilere soruyorum: Bugün hava yağmurlu, hafta sonu da devam edecek. Nereye gideceksiniz? Buralar yaşam alanı oldu.”
Dert bir yere gitmekse; yağmurda dolaşabilirler; bir çay bahçesinde çay, simit yapabilirler. Sinemaya ya da bir dostlarını ziyarete giderler. Vs. vs. vs… Yapılabilecek o kadar çok şey var ki… Ama bu öyle bir algı operasyonu ki, insanları sokaktan koparmayı, kurtarmak olarak anlatıyorlar.
Belgü, 370 bin kişinin AVM’lerde çalıştığını söyledi ve böylesi bir uygulamanın yüzde 30’luk bir istihdam darbesi vuracağına dikkat çekti. Bir AVM’nin 60 iş kolunu etkilediğini hatırlayıp; sadece kapanan esnaf sayısını, ortalama 1 istihdam ile esas alırsanız; işini kaybeden kişi sayısı en az 2 milyon 800 bin iken.
Fakat haklı olduğu bir konu var. Halen bir perakende yasası üzerine çalışma yapıldığını ve muhatap kesimlerin burada görüşlerini ortaya koyduğunu hatırlattı ve ‘bu sürpriz oldu’ dedi. Son derece haklı ama verilecek tek yanıt ‘Türkiye’ye hoşgeldiniz’ olabilir.
Fakat Hulusi Belgü’nün telefonla katıldığı programın bir konuğu daha vardı. Eleman.net Murahhas Üyesi Savaş Ünsal… Kendisine bu soru yöneltildiğinde ise ikinci şoka uğramama neden olacak bir yanıt verdi. Ünsal, AVM’lerin özellikle İstanbul’un bir kültürü olduğunu, kobilere kucak açtığını ve böylesi bir düzenlemenin de istihdama negatif yansıyacağını ifade etti.
AVM’ler elbette olmalı. Ama uluslararası şartlara uygun olarak, bizdeki gibi bir çılgınlık ve rant aracı olarak değil. Açıldığı anda, civarındaki 60’a yakın iş kolunda esnafı yok ederek değil. Çünkü esas olan esnaftır, sokaktır, insandır, şehir kültürüdür. Binalar değil…
Bakar mısınız memleketin haline… Şöyle tartışılan konuları gözünüzün önünden geçirdiğinizde şahit olunan yönetim tarzı sizce de bu değil mi? Osmanlı’ya özenir; binalarıyla çakma Dubai olma hevesiyle Arap’a koşar; Avrupa’nın parasıyla, Avrupa’nın malını, onun yapmadığı bir vahşet içinde, herkesi ve her şeyi yok ederek tüketir.
Şimdi tekrar sorun kendinize: Biz bu hale niye geldik? Ne ektiysek, onu biçeceğiz. O yüzden bunlar daha iyi günler.
Çetin Ünsalan