90 yıl sonra CHP ne yapmalı?
Türkiye’de CHP’yi diğer partilerden ayıran bir özellik vardır. Partili olsun olmasın 76 milyon bu parti hakkında söz söyleme ehliyetine sahiptir. Çünkü Türkiye’nin kurucu partisidir. Yani oy versin, vermesin herkesindir.
Tıpkı hiç çalışmadığınız Sümerbank, belki de tek kuruş yatırmadığınız Halkbank gibi… Bu nedenle diğerlerinde iç mesele olarak nitelendirebileceğimiz konular, burada tartışmaya açılır.
Şimdi CHP, 90. yılını kutluyor. Atatürk’ün ‘Altı ok’ ile hedeflendirdiği ve ülkenin kalkınmasında lokomotif görevi verdiği CHP’nin, Atatürk sonrası politikaları ayrıca tartışma konusudur. Olumlu bulan da, eleştiren de vardır.
Aynı durum bugün için de geçerli. Ama yarını konuşacaksak, CHP’nin hatasını söylemek ve çözümü ortaya koymak bir yurttaşlık görevidir. Bu nedenle Türkiye’nin harcını oluşturan ‘Altı OK’tan taviz vermeden, milli olma özelliğini tartışmadan alt açılımlar yapması gerekiyor.
CHP’nin en büyük sorunu doğru atılmış bir temelin üzerine, yıllar içindeki gelişmelere paralel misyonunu güncelleyememesi ve Atatürk’ten sonra küresel bir vizyon belirleyememesidir.
Peki CHP misyonunu nasıl güncelleyebilirdi? Partinin İş Bankası’nda yüzde 28 hissesi var değil mi? İşte size finansman… Bu para ile ne yapılabilir? Öncelikle Atatürk Vakfı kurarsınız.
Vakıf İzmir’de oluşturulacak Atatürk Teknoloji Üniversitesi’nin ve kendisine bağlanacak Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Türk Hava Kurumu, Türk Eğitim Kurumu ve Türk Kızılayı’nı ayakta tutar.
Bu arada yine İş Bankası’ndaki hisselerden Teknoloji Buluş Kredileri verirsiniz. Bu kredileri de mekatronik, robot, laser, ışık / ışın, uzay / uydu, optik, genetik, finans gibi mühendislik bölümlerinin yer alacağı Atatürk Teknoloji Üniversitesi ile ilişkilendirirsiniz.
Zaten buluşlarla birlikte Vakıf kaynakları artacak, ülkeye de katma değer yaratan, değerli insan kaynağı oluşturan bir yapı ortaya çıkacaktır. Yeter mi? Yetmez… Büyüklerimiz, ‘Marifet, iltifata tabidir’ derler.
Vakıf, Atatürk Bilim ve Teknoloji Yarışmaları ile Atatürk Bilim ve Teknoloji Ödülleri isimli organizasyonlarla yapıyı cesaretlendirmelidir. Şimdi 90 yıl sonra soruyorum: Neden yapılmadı?
Gelelim küresel vizyona… Bunun yenilenemediği ya da yeterli gelmediği, günü okuyamadığı ortada… O zaman ‘Altı Ok’ üzerine inşa edilen Türkiye’nin kurucu partisine ilave altı başlık da ben vereyim. Elbette alt detaylarını da belirterek:
Demokrasi: Demokratik Anayasa (ABD tipi değil), demokratik seçim sistemi, demokratik siyasi partiler kanunu ve demokratik hukuk kuralları.
Bilim ve teknoloji: Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın kurulması; Türkiye Teknoloji Enstitüleri’nin kurulması; High Tech, Nano ve Uzay Enstitüleri’nin ayrıca oluşturulması, Genetik Teknoloji Enstitüsü’nün hayata geçirilmesi, Türkiye Çevre Teknolojileri Enstitüsü’nün oluşturulması.
Finans: Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanlığı’nın, Türkiye Teknoloji Bankası’nın, Uluslararası Yatırım ve Kredi Bankası’nın (yurtdışına giden yatırımcımızı kredilendirecek) kurulması. T.C. Ziraat Bankası’nın ‘İhtisas Bankası’ haline dönüştürülmesi. Türkiye Çevre Bankası’nın hayata geçirilmesi… Bu arada herkes çevre diyor da, çevre teknolojilerine aktardığımız ya da aktaracağımız parayı konuşmuyor. Neden biz üretmiyoruz? Bu banka da finanse etmiyor?
Sanayi: Teknoloji yoğun sanayilerin teşviki. Organize Teknoloji Bölgeleri’nin, Organize Savunma Sanayii Bölgeleri’nin, Organize Tarım ve Hayvancılık Bölgeleri’nin, çevre teknolojileri sanayilerinin kurulması.
Uluslararası pazarlama: Türk Dış Ticaret Konseyi (TETRA) kurulması ve yurtdışında ‘Ekonomi Elçilikleri’ olarak yapılandırılması. Bu noktalardan lojistik, fuarcılık, reklam, pazarlama, depolama, sigorta ve benzeri hizmetlerin verilmesi.
Uluslararası yatırımlar: Uluslararası Yatırım ve Kredi Bankası’nın yurtdışı şubelerinin açılması ve Türk firmalarının uluslararası yatırımlar yapmasının teşvik edilip, kredilendirilmesi sağlanabilir. Sanayi, turizm, sağlık, eğitim, tekstil/moda, süpermarketler zincirleri, fast food zincirleri, hizmet zincirleri olabilir mesela. İnşaat açısından baktığınızda alışveriş merkezlerinden konuta, ulaşımdan raftan ihracata kadar geniş bir yelpazede bunu sağlayacak işletmelerin kurulması temin edilmelidir. Ayrıca en önemli sektör olan modern tarım ve hayvancılık işletmelerinin kurulması sağlanmalıdır.
Bunlar elbette alt başlıkları ve yol haritaları ile oluşturalacaktır. Ama 90 yıl sonra soruyorum CHP’ye; küresel vizyonu yenilemek gerekmiyor mu? Bakın hepsinin temelinde Türk insanının üretmesi, kazanması, insanca yaşaması ve dünyaya satması kurgusu var.
Bunun olmazsa olmazı milli bir bakış açısı, katma değer yaratan üretim odaklı bir ekonomi ve yaklaşımdır. Beğenmediniz mi? Koyun bir küresel vizyon o tartışılsın. Ama Türkiye kısır siyaseti bırakmalıdır. Esasen bu tüm partiler için geçerli ve kaçınılmaz bir durum. Ama dedim ya, partili olmasam da CHP bana ait. Tıpkı Merinos, Sümerbank gibi…
Gerisi mi?Kim aday olur; kim başkan olur; seçimden kaç oy alır, bunlar partililerin işi. Gerisi kendilerine kalmış. O da vatandaş olarak benim sorunum değil.