Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Aradığınız adalete ulaşılamıyor

Balyoz Davası’nın ilk aşaması sonuçlandı. Mahkeme bir karar verdi ve fanatikçe meseleye yaklaşanlar dışında, siyasetçiler bile kararı içine sindiremiyor olacak ki, herkes ‘Yargıtay’ aşamasından bahsediyor.

Bu dava kendi içinde Türk adalet sistemine derslerle dolu bir çizik atmıştır. Tıpkı Silivri’de süregelen diğerleri gibi… Gerçek hedefin ne olduğu, bu ülkede insanların bakış açısına göre değişiyor. Ama hedefleri bir kenara bırakır, baktığınız pencereden ‘Hak’ kısmında durursanız, durup düşünmeniz gerekiyor. İster dinen, ister hukuken…

Savunma hakkının gasp edilmesi hangi inanca sığıyor? Delillerin üzerindeki oynamalar, lehte kanıtların göz ardı edilmesi, delil diye sunulan dijital unsurlarda oynama yapıldığının bilimsel olarak tespitinin yok sayılması, sehven olduğu iddia edilen dakikada yüklenen yüzlerce cep telefonu kaydı, bilirkişiler konusunda ayrım yapılması, tek taraflı davranılması nasıl bir ‘Hak’ anlayışının yansımasıdır?

Hadi hepsini bir kenara bıraktım. Yargılananlar ‘vatan sağolsun’ deyip işin içinden çıkabilir. Son derece de onurlu bir davranıştır. Peki ya biz, dışarıdakiler? Böyle bir lüksümüz var mı? Ortada ‘adalet kavramını’ ayaklar altına alan bir zihniyet söz konusu değil mi? Davadan ve yargılananlardan bahsetmiyorum.

Hadi diyelim ki mahkeme onları suçlu buldu. Bu işin daha üst mahkemesi var. Elbette suçsuz olduğunu düşünen hakkını orada arayacaktır. Fakat alınan kararlarda öyle bir faktör var ki, ülkede şu anki ‘adalet’ anlayışının itirafı niteliğindedir. Türkiye’nin her şeyi bir kenara bırakıp bunu tartışması gerekiyor. Mahkemece ‘suçlu’ olduğu düşünülen ve bu konuda hüküm verilen kişilere ikinci bir ceza: Babalık ve eşlik haklarından mahrumiyet… Eşlerin veya çocukların böyle bir talebi mi olmuştur?

İmralı’daki katil bile ailesi ile görüşürken, bu ülkenin o katilin sürüsüyle çarpışan komutanlarına ve ailelerine bu ceza niye reva görülür? Yanılıyorsam hukukçular beni düzeltsin. Açık görüş hakkı, insanların elinden ‘geçici’ olarak disiplin suçunun icrası aşamasında alınabilir. Ama sadece geçici olarak, böyle kalıcı biçimde değil.

Mahkeme bu kararla sadece içeridekileri değil, onların çocuklarını ve eşlerini de cezalandırmıştır. Dünya genelinde adalet anlayışı neyi öngörüyor? Yargılanıyor olsalar bile, bir masumun haksız yere ceza görmemesi için, onlarca gerçek suçlunun göz ardı edilebilmesini…

Diyelim ki bir suç isnat edildi ve insanları yargıladınız. Yine diyelim ki, kusurlu bulup ceza da verdiniz. Peki dışarıdakilere niye ceza veriyorsunuz? Bir insanın babasını ya da eşini görme hakkını nasıl elinden alırsınız? İçeridekini suçlu buluyorsunuz, ama dışarıdaki ne suç işlemiştir? İşte bu tavır körleşmenin ve adaleti algılamanın yansımasıdır. Hukuku, adaleti bir kenara bırakıp, parmak sayısına göre oluşturulan kanunların kölesi olmaktır. Bu yüzden yorumu şudur:

Gecenin kör yüzünde kürsüden gelir bir haber

Ne yazık ki tokmağın ucu adaletten bihaber

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

- - -

ulaşılamıyor