Kim bu faiz lobisi?
Türkiye’de Gezi Parkı ile başlayan değil, sonuçlanan büyük bir yağmanın tepkiye dönüşmesi ve bunun dile getirilmesi sonrasında yurda dönen Başbakan yeni bir söylem geliştirdi: Bunların hepsi faiz lobisinin işi.
Bu fikri jöleli bir kaynaktan mı aldı bilmiyorum ama, Türkiye’deki siyasetçilerin klasik hastalığını Başbakan’da yaşıyor. Bizi yıkmak isteyen birileri var. Aslında bu yaptıklarına bakmadan, verecek cevabı olmayanların, gizli bir düşman yaratarak işin içinden sıyrılma stratejisinin bir ürünüdür.
Fakat madem sayın Başbakan faiz lobisi kaynaklı bir operasyonla karşı karşıya kaldıklarına inanıyor ya da ülkeyi inandırmaya çalışıyor; o zaman soralım: Kim bu faiz lobisi?
Öncelikle böyle tek başına isimlendirecek bir lobi yok. Ama böyle birileri var. Bu kimi zaman döviz, kimi zaman borsa, kimi zaman kaynakların özelleştirilmesi, kimi zaman sıcak para, kimi zaman da faiz olarak karşımıza çıkıyor. Yani cepheleri farklı bile olsa, hepsi aynı insanlardan oluşuyor.
Sadece ülkelerde sunulan soygun ortamına göre, başlıklarını değiştiriyorlar. Şimdi Başbakan faiz lobisinden bahsediyor. Aynı Başbakan ve kurmayları iki gün öncesine kadar, yurtdışından gelen sıcak paranın ürkütülmemesi gerektiğine dikkat çekiyorlardı.
Ayran içip, ayrı mı düştüler bilemiyorum ama, zaten son 10 yıldır ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ diye şarkı söylediğiniz kesimler bunlar.
Türkiye’de bir üretim ekonomisi uygularsınız; reel sektör odaklı politikalarınız olur; paranın sadece bir finansman aracı olduğuna inanırsınız da, size karşı küresel bankerlerin böyle bir oyunundan söz etmeye hakkınız olur.
Yani para kaynaklı lobilerden şikayet eden iktidar, zaten yıllardır onlarla kol kola yürüyor. Bu yüzden esnafın, KOBİ’nin vatandaşın kemikleri kırıldı ve tüketim ekonomisi pompalanarak herkes gırtlağına kadar borçlandırıldı.
Son 10 yılda sayenizde onların kazandığı parayı kimse kazanmadı ki… İngiltere’nin hesabı buymuş da, şunu yapıyormuş. Ne diyor Orhan Veli? “Geç bunları anam babam geç bunları.”
Şimdinin Maliye Bakanı, dönemin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek 2007 yılında New York’ta yaptığı konuşmada açıkça iktidarınızın küreselcilerden yana olduğunu söylemedi mi? Şimdi Amerikalılar kazanacak diye, İngilizler’e kafa tutacağınıza, şu ülkenin vatandaşından yana tavır almanız gerekmez mi?
Sözde üreten bir Türkiye’yi vitrine koyup yan cepleriyle birlikte, arka ceplerini boşaltmalarına olanak tanıdığınız, her seferinde soyulurken cambazı işaret ettiğiniz, yetinmeyip geleceğini satacak noktada borçlandıracağınız ülke insanına anlatmayın bunları.
Gidin 10 yıldır sizinle yol arkadaşlığı eden lobilere anlatın. Varsa bir yanıtı orada bulacaksınız.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr