Eğitimi AKP'den kurtarın
Türkiye’nin ekonomik, hukuksal, sosyal gibi başlıklar altında çok büyük sorunları var. Her şeyden evvel bize has bir dokuyu kaybettik. Dünyada ürünlerde bile orijinallik aranırken, biz başkalarına benzemeye çalıştık. Gelişmeyle, modern sistemleri yakalamakla, benzemeyi, özünü kaybetmeyi karıştıran bir çizgide de yalpalayıp duruyoruz.
Her şeye rağmen tüm başlıkların faturasını ödemek kaydıyla telafisi mümkün… Şüphesiz acı reçetelerle, bedelini ödeyerek sorunları çözüm odaklı yaklaşımlarla normalleştirebiliriz. Hatta buna dış politika da dahil.
Fakat tüm bu liste içinde telafisi olmayan bir başlık var. Eğitim… Çünkü eğitimde bugün yaptığınız hatalar, ülke kaderi ve kuşakları üzerinde en az 20 yıllık bir hasar oluşturuyor. Bunu birkaç seneye yaydığınızda ise 2 – 3 kuşağı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorsunuz.
AKP iktidarının eline yüzüne bulaştırdığı en önemli konuların başında eğitim geliyor. 12 yıldır kopyasız, şifresiz, hatasız, çalıntısız sınav yapmayı beceremeyen, yapboz yöntemiyle çocukları mahveden bu uygulamanın durması için acilen eğitimin AKP’den kurtarılması gerekiyor.
Eskiye bakarsanız, eğitim sistemimiz zaten sıkıntılarla doluydu. Ama hiçbir zaman bu denli tarumar olmamıştı. Bir ülke düşünün ki TEOG diye bir sınav yapılıyor; okullardan velilere, eğitimcilerden müstaşara kadar kimsenin gerçekten ne olduğu hakkında bilgisi yok.
TİSK’in OECD ve TÜİK raporlarından hazırladığı rapor ise dramatik bir sonucu ortaya koyuyor. Ülkede 6 milyon genç işsiz var ve bunun 4,7 milyonu iş aramıyor. Aslında bu tespit yanlış... Arasa da bulamadığı için ümidini yitirmiş vaziyette.
Öte tarafta da ara eleman ihtiyacını karşılayamayan bir reel sektör gerçeği ortada duruyor. Yani diploma vererek insanları eğitmiş olmuyorsunuz. Rahmetli Cemal Hocam’ın dediği gibi; okula gidip gelmekle adam olunmuyor.
Son isyan Socar’ın Türkiye CEO’su Kenan Yavuz’dan geldi. Yavuz’u kamu görevinden tanırım. Son derece iyi, başarılı ve gerçekçi bir bürokrattı. Bu nedenle söylediğini ekstra dikkate alma ihtiyacı duydum.
Üniversite mezunlarına iş başvurusu yapmamalarını, özgeçmişleri çöpe attığını duyurdu. Ardından da ara eleman sorununa dikkat çekti. Esasen reel sektör temsilcileri bu tip çıkışları, aynen bu sertlikte yaparlarsa eğitime bakış açısını sarsabilirler.
Peki sınav yapmayı beceremeyen iktidarımız neyin peşinde? Ortaokuldan sonra 18 yaşını aştığı için liseye devam edememiş olanlara örgün eğitimin önünü açmanın… Bununla ilgili yazının illere gittiği dahi duyuruldu.
Pedagojik açıdan tutun, algı farklılığına, okullarda asayiş sorununa kadar birçok problemi beraberinde getirecek böylesi bir uygulamada hedef halen imam hatipler… Ülkenin bütün sorunları bitti imam hatiplerin derdine düştük.
Adına 4 + 4 + 4 denilen parçalı müfredatın sonuçları ortada. Kızların yüzde 36’sının okula devam etmediği, önemli bir bölümünün de çocuk yaşta evlendirildiği rapor olarak kamuoyuna duyuruldu. Yetmedi; son olarak TEOG rezaleti yaşanıyor.
Okullarla da, öğrencilerle de, eğitimcilerle de oynadılar. Herkes mağdur… Tümünü de imam hatip meselesini bahane ederek yaptılar. Bakın bakalım TEOG sınavının ardından kaç kişi direkt imam hatipleri tercihi yapıyor? Halen bir hayal dünyasında, takıntılarıyla geziyorlar ve bu arada kuşakları katlediyorlar. Kuşak katliamı ise bir ülkenin geleceğinin yok edilmesidir.
Bu nedenle koalisyon görüşmelerine başlanmadan ben siyasete bunun mesajını vermek istiyorum. AKP ile koalisyon yapmaya niyetlenen varsa, eğitimi AKP’den ve her şeyin başı olan Mesleki Yeterlilik Kurumu’ndan kurtarın. Aksi takdirde ülkece ağlayacağız.
Çetin Ünsalan