Ellere var da bize yok mu?

Sıkı durun Yunanistan’ın borçlarını biz ödeyecekmişiz. Şaka değil; bir sivri zekâ ortaya attı, sonrasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye sorulunca ‘Teklif gelirse değerlendiririz’ dedi. Bu siyasetçiler ya bizimle dalga geçiyorlar ya da çıkında paraları var.

Madem komşunun 1,6 milyar avro borcunu ödeyecek güç var; o zaman seçim öncesinde neden asgari ücretin ne kadar olacağının tartışmasını yaptık? Neden emeklilere verilecek para, bütçe için yıkım anlamına geliyor?

Şayet bu ülkede başkasının borcunu ödeyecek para varsa, ben çok adres bulurum. Mesela gırtlağına kadar borca batmış kendi tüketicinizin sorununu ortadan kaldırın. 3 milyonu aşkın icralık durumda olanlara sahip çıkın.

Taahhüdü ihlal mağdurlarının problemini çözün de insanlar evlerine dönsünler. Bitmedi; 17 milyon yoksula istihdam sağlayacak alanlara yatırım yapın. Emeklilikte yaşa takılanlar meselesini çözüme kavuşturun.

Toplamda 393 milyar doları bulan dış borç stokumuz var. Kimsenin nedense hesaba katmadığı buna yakın bir de iç borç problemimiz… Bu parayı nereden bulacaksınız? Yeniden borç alıp, el parasıyla, elin borcunu mu kapatacaksınız?

Gırtlağına kadar borca batmış ve ödeme problemiyle boğuşan özel sektörü ne yapacağız? Çılgınlıklarınızı finanse etmesi için zorladığınız kamu bankalarındaki açığı kapatın. 30 milyar dolar civarında Merkez’de kalan kullanılabilir rezerve ekleyin. Ne bileyim; bir şeyler yapın; ama saçmalamayın.

Ucuz kahramanlık peşinde koşacağınıza gidin komşuya yeni teklifler yapın. Ege Akdeniz enerji havzalarındaki haklarımızı beraber hayata geçirelim.

Ege destinasyonu olarak dünya turizm sahnesine çıkalım. Ege mutfağıyla dünyada restoran zincirleri açalım. Ortak bir gelecek için her türlü projeyi konuşalım; ama komşular alışverişte görsün cinsinden değil.

Son söz de bu fikri ortaya atan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’ye… Madem elalemin alacağının peşine düştünüz, önce evi toparlamaya bakın. Ağırlıklı olarak partinizin oy aldığı bölgedeki seçmeninize söyleyin de elektrik parasını ödesin. Bizim iflahımız kesildi.

Çetin Ünsalan