Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Acaba inansak mı?

Çok uzun zamandır buradan yazıyorum. Eğer Türkiye’de kara para trafiğini takip edecekseniz ve kayıt dışını engelleyecekseniz, bunu siftah yapamayan esnafın üzerine giderek başaramazsınız. Bilhassa milyon dolarlara satılan trilyonluk daireleri kimin aldığına bakılması gerekir.

Şimdi bununla ilgili bir niyet belirdi. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Komisyon Başkanı eski hesap uzmanı Recai Berber’in konuyu gündeme getirmesi üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önümüzdeki döneme yönelik niyeti açıkladı.

Bundan sonra ispat yükümlülüğü Maliye’nin değil, vatandaşın olacak. Yani aşırı bir zenginleşme, gelirin üzerinde bir harcama varsa, vatandaş bunun kaynağını açıklayacak. Arsa almış? Ne ile? Milli piyango’dan para mı çıktı? Bunlar sorulacak.

Şimdi öncelikle önümüzdeki dönem ibaresi yeterli değil. Maliye Bakanı’nın burada garanti ve tarih vermesi gerekiyor. Ayrıca öncesinde yapılacak bir yasal düzenlemeyle adalet çıtasının da belirlenmesine ihtiyaç var.

Çünkü altına imza atılacak bu icraat aslında 57. Hükümet zamanında çıkarılan ve sonra ‘cesaretsiz davranılarak ötelenen’ nereden buldun kavramından başka bir şey değil. Türkiye bunun o süreçte ürkmeden dolayı mali bedelini ödedi ama gereğini yapamadı. Yapmalıydı; zaten faturayı ödemiştik.

Fakat dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı var. 57. Hükümet bunu tamamen gündemden kaldırmadı. 3 yıllık bir öteleme öngördü. Sonrasında bunu gündemden tamamen kaldıran AKP hükümetleri oldu.

Şimdi gelinen noktada, işler sıkışınca buna yöneliyorlar mı? Aslında kritik noktayı da bu oluşturuyor. İddialara bakarsanız, yandaş işadamlarına ve son 12 yıldaki sebepsiz zenginleşmelere, bunu yapabilecek cesareti bulabilir mi?

Gerçekten bir sorgulamanın ucunun nereye dayanacağını eminim ki Maliye Bakanı Şimşek de biliyor. Yoksa bu yandaş olmayan işadamlarının servetlerine el koyup, kendi yandaşlarını zenginleştirmenin bir formülü mü olacak?

Yani Türkiye gerçekten kayıt dışı paranın peşine mi düşecek, ekopolitik operasyon mu yapacak? Şüphesiz bu uygulamaya geçerken gerçekleştirilecek düzenlemeler de çok önemli? Çünkü buraya bir madde koyarsınız ve bundan önceki defterleri kapattığınızı söylersiniz.

Bu durumda 12 yıllık sebepsiz zenginleşmeyi bir gecede aklamış olur musunuz? Yoksa hesap bu mu? Ortada samimiyetsizlik kol gezince insan neye inanacağını da şaşırıyor. Bugüne kadar vergi barışlarından hep birilerinin aklanarak çıktığını dikkate alırsanız, son ihtimal daha güçlü gözüküyor.

Türkiye’nin nereden buldun diye sormaya ihtiyacı var. Fakat Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gerçekten samimiyetle mi bu konunun üzerinde duruyor; yoksa yandaş olmayanların kemiklerini kırıp, siyasetin finansmanı da dahil geçmişin üzerine sünger çekmeye mi uğraşıyor, şüpheliyim.

Çetin Ünsalan

Acaba