Türkiye ar-ge yapacakmış

Kumar ekonomisinin musluğu kesilip de, aklına üretmek gereği gelenlerin bugünlerde diline pelesenk olan konu şu: Katma değerli üretim yapmalıyız. Sanki normal üretimi ayakta bıraktık da, katma değerlisini konuşur hale geldik. Bence de iş yapma modelimizi ve sektörel önceliklerimizi gözden geçirmeliyiz.

Ama bunu bir slogandan ibaret bıraktığınızda, doğabilecek umudun da önünü kesiyorsunuz demektir. Kopyala yapıştır parti seçim beyannamelerine de baktığınızda hepsinde ortak olarak gördüğümüz temalardan biri bu. Sanki daha önce uzay teknolojisi üretiyorduk da keyiften bıraktık.

Körebe oynar gibi, biraz el yordamıyla, biraz da rüzgarın bizi sürüklediği haliyle şekillenen üretim modelimiz, Atatürk’ten sonra yerini hızla plansızlaşmaya bıraktı. AKP iktidarı da sağolsun, DPT’yi tabela kurumuna çevirdiği için, hepten gündemden kalktı.

Şu an ne potansiyelimizi, ne önceliklerimizi biliyoruz; ama siyaset atmaya gelince mangalda kül bırakmıyor. ‘Ar-Ge yapacağız...’Bu haliyle Türkiye ekonomisinin ilerlemesi mümkün değil...’ ‘Katma değerli üretimlere imza atmalıyız...’ Hatta gerçek olmayan orta gelire bile atıfta bulunuyorlar.

‘Bu üretim yapısıyla orta gelir tuzağından kurtulmamız mümkün gözükmüyor...’ Bir de Cumhurbaşkanı versiyonu var. Ülkenin patinaj yaptığını belirtiyor. Ama ona göre bunun nedeni başkanlık sistemine geçmemek. Vizyon bu kadar. Çünkü başkanlık sistemine geçtiğimiz anda ülkede Cem Yılmaz’ın tabiriyle bir aydınlanma olacak. Işığı göreceğiz.

Sanayinin yapısı, ihtiyaçları, içinde bulunduğu durum, eğitimin bu konuya verdiği destek, üniversitelerin bilimden uzaklaşan yapısı, sektörlerdeki haksız rekabet, iş gücü yapısı, sektörel envanterler, buna paralel lokomotif kabul edilen sektörler, kaynak aktarımı gibi meselelerin hiç birinin önemi yok. Geç başkanlığa sorun çözülsün. Mandrake gibi... Hokus pokus...

Türkiye Ar-Ge yapacakmış öyle mi? Teşvik veriyorlarmış bir de... Alın size bütün bu konuşmaları saçmalık ve hamaset haline getiren bir haber... “Lisans yerleştirme sınavlarında 25 üniversitede fizik, kimya ve biyoloji bölümleri boş kaldı. Matematik bölümüne ise sadece birkaç öğrenci yerleştirildi.”

Hadi alın bu fotoğraftan katma değerli üretim yapan, araştırma geliştirme sorununu aşan, inovatif ürünleri ile dünya pazarlarına çıkan, rekabetçi, moda, marka ve tasarım konusunu aşmış bir ülke yaratın.

Eğitim ve nitelikli insan problemini aşmadan hiçbirine ulaşmak mümkün değil. Bu manzara da daha çok çalışmamız gerektiğini anlatıyor. Neden biliyor musunuz? Bu bölümlerin tercih edilmemesinin nedeni, mezunların iş bulamaması...

Demek ki kömür dağıtmakla, asgari ücrete, emekli maaşına kimin daha fazla zam yapacağını belirlemekle olmuyor bu işler.

Çetin ÜNSALAN

ce

ulusalkanal.com.tr