Soner Polat
Soner Polat Köşe Yazısı

NATO, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan

NATO Genel Sekreteri son kerte açık sözlüydü: “Ukrayna ve Gürcistan NATO’ya katılmayı çok istiyor. İki ülke önemli reformlar yaptı; Afganistan’a da önemli ölçüde askeri destek sağlıyor. Bu arzularının gerçekleşmesini görmeyi umut ediyorum.”

Engellerle dolu bir yol!

Ancak üyelik hiç de kolay gözükmüyor. Çünkü Rus jeopolitiğinin gerçekçi bir analizi, bu yolun bataklık ve engellerle kaplı olduğunu gösteriyor. 2008 yılında yapılan NATO zirvesinde liderler iki ülkenin üyeliği konusunda güçlü bir irade beyan etti. Bu çerçevede iki ülke NATO üyeliğini hızlandıracak yasaları parlamentolarından geçirdi. Gürcistan, hâlihazırda NATO’nun Afganistan’daki destek misyonuna 870 askerle destek sağlıyor. 2014’te sona eren Uluslararası Güvenlik ve Yardım Gücü (International Security Assistance Force-ISAF)’ne NATO dışında en yüksek katkıyı sağlayan ülke oldu. Ama Ukrayna ve Gürcistan’a üyelik sürecini hızlandıracak, eski Sovyet Cumhuriyetlerine yönelik, “Üyelik Hareket Planı statüsü (Membership Action Plan status)” bile verilmedi.

5’inci madde muaf tutulsun!

Gürcistan daha da ileri giderek NATO’yu ikna etmek için “ayrılıkçı bölgeler olan Abhazya ve Güney Osetya’nın geçici olarak NATO Antlaşması’nın 5’inci maddesinden muaf tutulabileceğini” söyledi. 5’inci madde, bir ülkeye yapılan saldırının bütün NATO üyelerine karşı yapılmış sayılacağını kayda alıyor. Zaten Gürcistan 2010’da, topraklarının yüzde 20’sini kapsayan bu iki bölge için asla güç kullanmayacağını taahhüt etmişti. Bağımsızlığını ilan eden bu iki bölgede Rus askerleri bulunuyor. 2008 yılındaki 5 gün savaşında Gürcistan’a askeri olarak müdahale eden Rusya, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlık ilanını tanıdı. Aslında siyasi, ekonomik ve iç barışa yönelik sorunlarla boğuşan ve topraklarının tamamında denetim sağlayamayan iki ülkenin de NATO için hazır olduğunu söylemek fazla iddialı olur. NATO, zaten

çatışan ve sınır sorunlarını çözemeyen ülkeleri içine almıyor.

Jeopolitik ne diyor?

Şimdi Gürcistan ve Ukrayna’ya jeopolitik dili ile yaklaşalım. Rusya için en kritik jeopolitik eksen Ukrayna ve ikinci olarak Kafkasya’dır. Kafkasya’da NATO’nun en fazla mesafe aldığı bölge Gürcistan’dır. Bu nedenle Rusya’nın Gürcistan politikası her koşulda jeopolitik odaklı olacaktır. Rusya bu bölgeye olan özel ilgisini göstermek için Soçi’yi üçüncü (Moskova, St. Pertersburg, Soçi) başkent ilan etmiştir. Kafkasya etnik gruplar, milliyetler, dinler ve mezheplerin iç içe girdiği yönetimi çok zor bir coğrafi alandır. Bir etnik bölgedeki ayrılıkçı hareket belirli bir olgunluğa ulaşırsa, diğer bölgeleri de etkiler. Sarp arazi koşulları gayrı nizami harp koşullarına uygundur. Bu nedenle, Rusya’nın bu bölgede göstereceği tepki çok farklı olur. Bunu anlayamayan NATO, Gürcistan’ı kışkırtınca, 2008’de Rusya’nın askeri müdahalesi ile karşı karşıya

kaldı. Diplomatik tepkinin dışında bir karşılık veremedi. Batı ve NATO, Ukrayna’da bir oldubitti yaratmak istedi. Turuncu devrimle Ukrayna’da hükümet

devrildi. Yeni hükümet açıkça ve alenen Batı yanlısı adımlar atınca, Rusya 21 Mart 2014’te Kırım’ı resmen ilhak etti. Ukrayna’da Rusya yanlısı ayrılıkçı akımlar giderek güçlendi. Çünkü Ukrayna bütünüyle Batı ve NATO emrine geçtiği takdirde, Rusya Asya’nın içine itilmiş olacak ve hayat damarı olan Karadeniz’e çıkışı sınırlanacaktı. Ukrayna’nın bağımsız olması bile Rus jeopolitiği için büyük bir tehdittir. Eğer Batı fazla zorlarsa, Rusya bu bölgeye askeri olarak müdahale etmek için bir an bile düşünmez!

Sonuç ve değerlendirme

Bu konuda Putin şunu söyledi: “Böyle bir gelişmeye sessiz kalmaz ve en sert tepkiyi gösteririz. NATO böyle bir sorumsuz adım atarsa ve iki ülke NATO’nun yörüngesine girerse, bu kararı alanlar bunun sonuçlarına da katlanmak zorunda kalır.”

Kısa dönem içinde, koşullarda olağanüstü değişiklikler olmadığı takdirde iki ülkenin NATO’ya katılması pek mümkün görülmüyor. NATO ülkeleri içinde sadece ülkemizle kara sınırı olan Gürcistan’ın ittifaka dâhil olması, gerginlik, kriz ve çatışma durumlarında Türkiye’yi zor duruma düşürür. Ayrıca, NATO’nun Türk boğazlarını Montrö dışı zorlama çabaları da ülkemizi diplomatik baskılara açık hale getirir. Ukrayna NATO’ya katılırsa, Rusya kendi savunması için hayati gördüğü alanları ya kendi işgal eder ya da bu alanlardaki ayrılıkçıları hareketleri açıkça destekler. Rusya ülke çapında askeri konuşlanmasını bu iki ülkeye yönelik olarak kapsamlı olarak yeniden yapılandırır. Türkiye’ye yakın bölgelerde çatışma riski artar. İki ülkenin de NATO’ya katılması Türkiye açısından olumsuz sonuçlar doğurur.

rusya Ukrayna nato Gürcistan