Eğit donat oynat kaynat ve kayna... Bindiği dalı kesen dünyadaki tek ülke!
ABD’nin öncülük ettiği Suriyeli muhaliflere Türkiye’de askeri eğitim verilmesi konusu karara bağlandı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Bayan JenPsaki, “bu konuda Türkiye ile anlaşma sağlandığını” teyit etti. Psaki, “Türkiye’nin ev sahibi olmayı kabul ettiğini, eğitimlere Mart ayında başlanacağını ve yakında anlaşmanın imzalanacağını” ilave etti. Psaki ayrıca, “Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyona ortak olduğunu vurgulamayı” da ihmal etmedi.
Böylece Türkiye, kendi güvenliğini ve hatta bütünlüğünü hedef alan bir konuda Batı’nın figüranı olmayı kabul etmiş oldu. Kendi güvenliğine kendisi tehdit olan ve bunu bir imza ile tutanağa geçiren tek devlet olarak dünya tarihine girdi.
Uluslararası hukuk açısından bu anlaşma tam anlamıyla kara bir lekedir. Çünkü Birleşmiş Milletler ve Cenevre Sözleşmelerinin açık, kesin ve bariz bir ihlalidir. Uluslararası düzene karşı girişilen bir başkaldırıdır. Egemen bir devletin iç işlerine kaba bir müdahale, güvenliği ve istikrarına yönelik silahlı bir saldırıdır. ABD’nin işin içinde olması bu eylemi meşru kılmaz. Meşru olmayan bir eylemde bu konuda sicili bozuk bir büyük devletin peşine takılmak, kuyruğa girenleri dünya kamuoyu önünde ahlaken de yaralar.
Türkiye Suriye’ye resmen savaş ilan etmeği için bu anlaşma iç hukuk açısından da yasal bir çerçeveye sokulamaz! Bu tür faaliyet, hangi açıdan bakarsanız bakın düşmanca bir eylem olarak tanımlanır ve karşı tarafın mukabele hakkı doğar. Dolayısıyla bir savaşı tetikleyebilecek risk unsurlarını bünyesinde barındırmaktadır. İç hukukumuz hiçbir kişi ya da kuruma bu tür girişimlerde bulunma hak ve yetkisi vermemektedir.
Bu konu ABD Dışişleri Bakanlığını yönlendiren ForeignAffairs dergisi tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile yapılan mülakatta da gündeme getirilmiştir. İsterseniz, sorular ve cevaplarına kısaca göz gezdirelim.
ForeignAffairs: ABD hâlihazırda Mayıs 2015’de Suriye girecek 5 bin Suriyeli savaşçıyı eğitiyor. General John Allen, “bunların Suriye’ye değil, IŞİD’e karşı kullanılacağını” söyledi. Bunların ülkenize girişine izin verecek misiniz? Onlara saldıracak mısınız?
Beşar Esat: Suriye ordusu ile koordinasyon içinde olmayan her türlü silahlı güç yasa dışıdır. Bunlarla savaşılması gerekir; konu bu kadar açıktır!
ForeignAffairs: Böyle bir durum sizi ABD ile çatışmaya sürüklese bile mi?
Beşar Esat: Suriye ordusu ile işbirliği yapmayan her oluşum yasa dışıdır ve başka bir ülkenin kuklasıdır. Dolayısıyla, diğer isyancılar gibi, onlarla da savaşılacaktır.
Esat’ı hiç kimse sevmek zorunda değil! Ama burada, kaba tehdide rağmen ülkesinin onurunu koruyacak şekilde verdiği cevabın altını çizmeliyiz:“Ülkeme soktuğunuz eli silahlı kişiler ile ne pahasına olursa olsun savaşırım!”
Aslında başlangıçta Türkiye’de bu konuda direnç noktaları oluşmuştu. Basın yayın organlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin belirli konularda çekinceleri olduğu yazılıp, çiziliyordu. IŞİD konusunda ise ülke çapında bir karşı çıkma söz konusuydu. Ama ABD, ezberlenen yöntemleri ile direnç noktalarını birer birer eritti;ülkede zaten ulusal konulara duyarlı bir muhalefet olmadığından, beklenenden de daha kısa bir sürede sonuç aldı.
Bir süre önce ABD Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Org. RoyOdiorno, KKK Org. Hulusi Akar’a Washington’da madalya takmıştı. Bu olay birçok gözlemciye göre Suriye konusundaki engellerin aşılmasına yönelikti. “Eğit Donat” programına yeşil yakılacağının bir emaresiydi. Org. RoyOdiorno Türk kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isimdi! Bu General, Süleymaniye’de 4 Temmuz 2003 günü askerlerimizin kafalarına çuval geçirme hadisesinin baş sorumlusuydu!
Gazetelerin haberine göre, “Türk Kara Kuvvetlerinin başarılı şekilde yeniden yapılandırılmasını sağladığı için Org. Akar’a bu madalyanın verildiğini” ifade ediyordu! Türk Kara Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması milli bir konu değil miydi? Bunun ABD ile ne gibi bir ilgisi olabilirdi!Org. Akar’a ABD’de tevdi edilen madalyanın bir gerekçesi daha vardı: “Suriye konusundaki tutumu!”
Türkiye, içim kan ağlayarak söylüyorum ki kendi jeopolitiğine darbe indirecek kadar gerçeklerden kopmuştur.ABD, muhalifleri zaten kendi ülkesinde eğitiyordu. Türkiye’ye ihtiyacı yoktu! Türkiye’yi siyaseten işin içine soktu; tuzağa düşürdü ve suça ortak etti! Ayrıca aleni olarak yapılan bu düşmanca girişim, Suriye, İran ve Rusya gibi ülkeleri “karşılık verme” arayışlarına itebilir!Mayınlı sulara girdik ve ne acıdır ki elimizde mayın avlama gemisi yok!
Bu yazımızı da Osmanlı dönemi ozanlarımızdan Levni’nin bir dörtlüğü ile noktalayalım:
Yayaya atlı, atlıya koşu,
Dallıya kuşak, kuşağa poşu,
Sohbete helva, helvaya turşu,
Turşuya soğan ne güzel uymuş!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr