ABD: Rusya'yı Vururum
ABD ve SSCB, INF olarak bilinen, “Orta ve Kısa Menzilli Füzeler Antlaşmasını (The 1987 Treaty on the Elimination of Intermediate-Range and Shorter-Range Missiles) ” 1987 yılında imzaladı. Antlaşmaya göre iki taraf, 500-5500 km. menzili olankaradan atılan balistik füzelere ne sahip olacak ne de üretebilecekti. Ayrıca bu füzelerin uçuş testleri de yasaklanmıştı. Bu antlaşmanın temel amacı, Avrupa’da savaş riskini azaltmaktı. Ayrıca bu girişim, müteakiben başlayacak “Stratejik Silahların Sınırlandırılması Müzakerelerinin” alt yapısını oluşturacaktı.
INF ANTLAŞMASI’NIN SONU MU?
Ancak NATO ve ABD, NATO kod adı “SSC-8” olan ve INF’yi ihlal eden füze sisteminiRusya’nın gizli olarak ürettiğini iddia etti. Bu iddialar ortalığı karıştırdı. ABD içinde INF antlaşmasından çekilme tartışmaları başladı. ABD’nin NATO Daimi Temsilcisi, “bu füzeleri yerinde vuracaklarını” söyleyerek Rusya’yı tehdit etti.Rusya yeni füze iddialarını reddetti ama diplomatik olarakINF’yi fazla önemsemediğini ima etti. Böylece dünya barışı için son kerte önemli olan INF antlaşması üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. Her iki taraf da dengeli adımlar atarak bir ara yol bulabilirdi. Bilakis gerginliği artırıcı eylem ve söylemlerde bulundular. Daha nükleer bir dünyaya giden yolun kaldırım taşları döşenmeye başladı. Ayrıca 2010 yılında imzalanan “Stratejik Saldırı Silahlarının Daha da Azaltılması ve Sınırlandırılması (New START)” antlaşması da tehlikeye düştü.
RUSYA ANTLAŞMAYA SADIK MI?
Rusya aslında diplomatik girişimlerde bulunarak ABD’nin tutumunu yumuşatabilirdi. Ama bu yola girmedi. “INF antlaşmasını asıl ihlal eden tarafın ABD olduğunu” vurguladı! Bunun için Romanya’da konuşlanan ve Polonya’da kurulması planlanan Füze Kalkanı sistemini örnek gösterdi.Ayrıca Rus yetkililerin, “INF antlaşmasının ABD dışındaki ülkeleri bağlamadığını” ifade etmesi şaşkınlık yarattı. Ruslar acaba bu antlaşmaya karşı mı düşüncesi ciddi bir ağırlık kazandı. ABD istihbaratı,“Rusya’nın testlere 10 yıl önce başladığını” iddia etti. ABD, 2015 yılında konuyu NATO gündemine taşıdı. 2017 yılında PENTAGON, “Rusya’nın füze üreterek INF antlaşmasının ruhuna dinamit koyduğunu” ileri sürdü. ABD Ticaret Bakanlığı, 20 Aralık 2017’de füze üretime katkı verdikleri için iki Rus şirketine yaptırım uygulamaya başladı.
RUSYA NE DÜŞÜNÜYOR?
Rus füzesinin nitelikleri tam belli olmasa da menzilinin uzun olduğu yönünde kuvvetli emareler var!Rusya muhtemelen, ABD’nin jeopolitik kuşatması, özellikle füze kalkanı projeleri ve ticaret savaşlarına bu yolla karşılık veriyor. Diğer taraftan Rusya’nın Batı’nın üstün konvansiyonel güçlerine karşı nükleer caydırıcılık kapasitesini geliştirmesi kendi askeri konseptine uygun düşüyor. Tabii ki bu füzeler asli değil ancak tamamlayıcı unsurlar olabilir. Rusya bu füzeler ile Avrupa kıtasında önemli bir askeri etki yaratabilir.
Rusya’nın INF’yi göz ardı etmesindeki en önemli etkenin ABD’nin Balkanlar ve Doğu Avrupa’da kurduğu/kuracağı Füze Kalkanı sistemleri olduğu söylenebilir. Çünkü Rusya bu konuyu defalarca NATO-Rusya Konseyi’ne taşımış ve sonuç alamamıştı. 2011’de dönemin Cumhurbaşkanı Medvedev, NATO ve ABD’yi uyarmış ve “Füze Kalkanı sökülmediği takdirde, Rusya’nın bu sistemleri vurmak için batı ve güneye modern taarruz silahları konuşlandıracağını” ifade etmişti. Bazı Rus yetkililer, “Füze Kalkanının INF’den çekilmek için tek başına gerekçe yarattığını” vurgulamıştı.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Gezegenin her metre karesi ısınıyor. Donald Trump’ı öne süren arka plandaki ABD derin devleti bilerek ve isteyerek gerginliği tırmandırıyor. Sürekli krizlerle boğuşan bir dünyada, gerektiğinde çatışmalarla çıkarlarını genişletmek istiyor. Bütün dünyayı tehdit ediyor. ABD’nin rica ve tavizle geri adım atmayacağını, ancak güçle durdurulabileceğini bilen devletler her geçen gün askeri hazırlıklarını bu tehdidi karşılayabilecek bir boyuta taşıyor.
Rusya da diplomatik söylemi ne olursa olsun askeri önlemlerini her geçen gün artırıyor. ABD’nin askeri hamlelerine karşı açık ya da örtülü tedbirler alıyor. Eğer bir hesaplaşma olacaksa, o günleri en yüksek hazırlık derecesi ile karşılamak istiyor. Dünya, ABD’nin tek taraflı girişimleri nedeniyle tehlikeli bir silahlanma yarışı içine girdi. Bu yarışa ya da rekabete dayanma gücü olmayanlar ayaklar altında ezilecektir.
ABD’nin hedefindeki ülkelerden birisi de Türkiye’dir. İç barış bu dönemde hayati önemi haizdir. Savunma sanayi yatırımları ve silahlanma projeleri asıl ve öncelikli tehdidi karşılamak üzere planlanmalıdır. ABD’nin hiçbir antlaşmaya uymayacağı, sözünü tutmayacağı unutulmamalıdır. Türkiye bir strateji dâhilinde kararlı adımlar atmalıdır.
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr