Katar ve futbol topu: Meşin yuvarlak sadece futbolcuları değil, ülkeleri de peşinden koşturuyor!
Katar, kişi başına düşen milli gelir açısından, yaklaşık 70 bin dolarla dünyanın en zengin devleti. Gezegenin yaşam dayanağı ozon tabakasını tahrip etme açısından da tartışılmaz birinci. Kişi başına ortalama en fazla miktarda karbon monoksit salınımı bu ülkeye ait. Türkiye’nin neredeyse bir ili kadar bir alanı kapsayan, 2.155.000 nüfuslu bu zengin doğal gaz ülkesinin ihtirasları sınır tanımıyor.
Türkiye’nin en büyük müttefiklerinden birisi. Suriye’ye karşı yürütülen kirli savaşın tertipçilerinden ve belki de en önemli finansörü. Müslüman Kardeşler Örgütü’nün en büyük destekçisi. Bu nedenle, bölgedeki küçük efendisi Suudi Arabistan ile bağları kopartacak kadar gözü kara. Hatırlayalım, Suudi Arabistan başkent Doha (Kal’atû’t-Türk adı verilen kale)’dan Büyükelçisi’ni geri çekmek zorunda kalmıştı. Suriye’deki ılımlı muhaliflerin Başkan Esad’a karşı iyi savaşamadıklarını ileri sürerek, IŞİD gibi kanlı terör örgütlerine yatırım yapılmasını savunuyor. Büyük efendi ABD ve Batı ülkelerine müzahir yayınlar yapan El-Cezire televizyonunun hamisi.
Bugünlerde başı dertte.
2022 yılında yapılacak Dünya Kupası’nın ev sahipliği, 2010 yılında şaibeli bir şekilde bu ülkeye verilmişti. Yaz döneminde ortalama sıcaklığın 43 derece civarında olduğu bu ülkeye dünya kupasının verilmesi şaşkınlık yaratmıştı. FIFA’nın sağlık kurullarına göre, bu sıcaklık sporcu sağlığını tehdit edecek bir mahiyet taşıyor. Hava soğutma teknolojilerindeki gelişmelerin de, “bugünkü koşullarda böylesine geniş bir alanda fazla etkili olamayacağı” ifade ediliyor. Bu sorun nedeniyle 2022 Dünya Kupası’nın Kasım-Aralık aylarında oynanması, Noel’in hemen arifesinde final maçının oynanması konuşuluyor. Böyle bir gelişmenin Avrupa futbolunu alt üst edeceği ve ciddi bir tepki doğuracağı da unutulmamalı!
Başlangıçta kimse bu garip duruma bir anlam veremediyse de, zaman içinde boyalar dökülüp paslar açığa çıktı. Tartışmalar küresel bir boyuta taşındı. İşin daha da ilginci, FIFA’nın İcra Komitesi’nde Katar için oy kullanan yedi üye, şaibeler nedeniyle ya kendiliklerinden ya da baskı yapılarak kurumdan uzaklaştırıldı. Ayrıca, dünya kupası ev sahipliğini belirlemek için yapılan seçim konseptinin değiştirilmesi için çalışmalar başlatıldı. Seçim yetkisi, İcra Komitesi’nden alınarak, FIFA’ya üye ülkelere verilecek. Bu olay, tek başına bile, bir şeylerin döndüğünü gösteriyor. FIFA, iddiaları araştırmak için bir soruşturma heyeti kurmak zorunda kaldı. Heyet, Katar ile ilgili rüşvet iddialarını mercek altına aldı. Heyetin Eylül ayı içinde raporunu tamamlaması bekleniyor.
Katar, bu salvoyu savuşturmaya çalışırken, bu kez de karşısına Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) çıktı. Örgüt, ülkedeki 1,4 milyon göçmen işçiye esir ve köle muamelesi yapıldığını ileri sürerek, “böyle bir ülkeye Dünya Kupası düzenleme onurunun verilmesinin, uluslararası toplum için bir utanç olacağını” söyledi. Hemen arkasından topa Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (International Trade Union Confederation) girdi. “Katar’ın vicdanı olmayan bir ülke olduğunu” belirten Konfederasyon, “alt yapı çalışmalarının göçmen işçilere mezar olmasını mı istiyorsunuz?” diyerek, FIFA’yı topa tuttu.
Katar cephesi ise gelişmelere şu şekilde yaklaşıyor. Rüşvet iddialarını kabul etmiyor, “güçlü bir ülkenin propaganda çalışmaları” şeklinde tanımlıyor. Ülkedeki insan hakları standartları açısından, Batı ülkeleri ile kıyaslandığında, bir takım sorunlar olduğunu kabul ediyor ama “Dünya Kupası organizasyonunun bu açıdan da faydalı sonuçlar doğuracağını” ileri sürüyor.
İlk kez bir Afrika ve Orta Doğu ülkesinin böyle bir turnuva düzenlemesinin, Batı- Doğu, Kuzey-Güney eşitliği açısından tarihi bir fırsat doğurduğunu vurguluyor. Ayrıca, şu hususun da göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyor: “Ruslar Soçi’de 51 milyar dolar harcadı; Brezilya dünya kupası harcamaları nedeniyle birbirine girdi. Bu paraları verecek başka bir ülkeyi kolay kolay bulamazsınız!”
Yakın bir ilişki içinde bulunduğu Müslüman Kardeşler Örgütü’nün kurulduğu ülke olan Mısır’da büyük bir darbe yemesinden sonra Katar, kendisine yeni bir rota çizmek istiyor. İmaj tazeleme çalışmaları kapsamında, Dünya Kupası büyük bir fırsat olarak görülüyor.
Futbolun, “sadece futboldan ibaret olmadığını” söyleyenler bir kez daha haklı çıkıyorlar. Almanya gibi devlet geleneği olan ciddi bir ülke bile, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı ile Brezilya’da Dünya Kupası’nda boy gösteriyor. Top sadece futbolcuları değil, ülkeleri de peşinden koşturuyor.
2022 yılındaki Dünya Kupası’nın nerede yapılacağını şimdiden bilemiyorum. Katar ile ilgili kuşkular ve tartışmalar diz boyu. Ama para ve siyasetin egemen olduğu bu dünyada, açıklık, şeffaflık, ilkeler, hak ve hukukun ikinci plânda kalacağını düşünüyorum. Bu dünya henüz “Fair Play” ile tanışmadı. Katar’ın bu işi bitireceğini tahmin ediyorum. Umarım yanılırım!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr