Metin Akgerman
Metin Akgerman Köşe Yazısı

Aksilik! TAP'ın vanası sıkışmış!

TAP ( Trans Adriatic Pipeline) boru hattı projesi Azerbaycan gazını Türkiye ve Yunanistan üzerinden İtalya'ya taşıyan TANAP'ın uzantısı olan bir proje. Nedense proje ortakları arasında bolca Avrupalı firma var ancak Türk firması yok. Acaba TAP vanasının yönetilmesi konusu, içinde bulunduğumuz konjonktürde bir politik/ekonomik enstrüman olarak kullanılabilir mi?

TAP projesini ilk olarak bir İsviçre firması, hemen AKP'nin iktidara gelmesi ile beraber daha 2003’te ortaya atmıştı. Avrupalı babalar görüştüler, anlaştılar, ortaklar geldi, gitti, inşaat yapıldı ve ilk gaz 2020 sonunda Türkiye üzerinden Yunanistan ve İtalya'ya akmaya başladı.

Projenin görüşüldüğü 2003-2010'lardaki çok özel "bağımsızlık yıllarında(!)" nedense kimsenin aklına BOTAŞ’ı projeye ortak etmek gelmemiş. "TANAP size yeter" görüşü benimsenmiş. Hattın büyük kısmı da haliyle TANAP olarak Türkiye üzerinden geçiyor.

Bugün geldiğimiz noktaya bakalım. Yunanistan bize karşı tepeden tırnağa silahlanmakta, askeri tacizlerde bulunmakta, kışkırtmalar yapmaktadır.

İtalya'yı da, İtalyanları da severiz. Berlusconi döneminde ilişkilerimiz çok kötü değildi. İleriki seçimlerde gelmesi muhtemel Georgia Meloni ile de iyi geçineceğiz gibi duruyor. Georgia halkının ihtiyaçlarını, bağımsızlığını öncelikleyen karakterli bir lider. Avrupa'daki ( ve Türkiye ye tekrar getirilmeye çalışılan) bazı "uzaktan kumanda" liderlerden değil. (https://www.youtube.com/watch?v=zzmEabZw4c8 )

Zaten Türk ve İtalyan halkları arasında problem yok, ancak mevcut İtalya başbakanı biliyorsunuz hayli problemli. Arkasında halk desteği olmayan, doğru düzgün seçim kazanmamış, "aman faşistler gelmesin" diye belirli finans-kapital çevrelerce o koltuğa oturtulmuş, sürekli Türkiye'ye karşı tavır alan bir zat. Kendini "liberal sosyalist" diye tanımlıyor (anlayın adamdaki kafa karışıklığını). Türkiye düşmanı olan ve aynı çevrelerce koltuğa oturtulan siyasi liderler ile en üst perdeden işbirliği içinde. Geçen sene bahar aylarında Cumhurbaşkanımıza diktatör demişti. Öncesinde, Suriye'de yapılan "Barış Pınarı" harekâtını eleştirmişti ve Türkiye'ye örtülü silah ambargosu uygulamaya geçirmişti. Türkiye'nin de müdahil olduğu Libya politik karmaşası döneminde Macron ile "Quirinal Anlaşması" yapmıştı ve bu anlaşma ile dış politika ve savunma alanında işbirliğinin güçlendirilmesi hedeflenmişti.

Şimdi bugüne gelelim. Durum böyleyken böyle. Rusya, Avrupa'nın gaz vanasını kapatmış. Avrupa'yı besleyen sıvı gaz gemileri haricinde Türkiye'den geçen TAP boru hattı var ve Cezayir ve Tunus'tan Avrupa'yı besleyen gaz hatları ve Norveç hattı var. Türkiye, Tunus ve Cezayir'in mevcut jeopolitik konjonktürü kullanarak pazarlık güçlerini artırmaları beklenmelidir. Gaz fiyatlarının artması konusu, Türkiye ekonomisine olumsuz olarak etki etmiştir ve bu etki devam etmektedir. Bu zararın karşılanmasını beklemek Türkiye'nin hakkıdır.

Bu süreçte elbette Azerbaycan'ın gelirlerinin azalması, Türkiye'nin menfaatine değildir ve seçilecek politik seçenekte, Azerbaycan'ın gelir ve refah seviyesi korunabilmelidir.

TAP'ın vanasının kısılması ile ilgili politika seçenekleri nelerdir?

1) Türkiye hattın ortakları ile pazarlık eder ve BOTAŞ projeye kayda değer oranda ortak olarak, yüksek ilave gelir garantisi elde ederek girebilir.

2) Gaz pazarında fiyat yapıcı konumunda olan ülke Rusya'dır ve Türkiye'nin gaz geçişi konusundaki gelirini en yüksek seviyeye çıkartması için fiyat yapıcı ülke ile ortak politika belirlemesi makul seçenek olabilir.

3) İlgili Avrupa ülkelerinin terörizmi desteklemesi, silah ambargosu, Ege, Akdeniz ve Libya konularındaki politikaları gözden geçirmeleri, TAP vana diplomasisi ile sağlanabilir.

4) Rusya ile bu politikada anlaşılır, Rusya Türkiye'ye mavi akım gazını kısar, Türkiye TAP gazını kendi kullanımına yöneltir. Böylece işin maliyetini Rusya üstlenir, Azerbaycan'ın gelir seviyesi korunmuş olunur. Rusya kendi zararını fiyat yapıcı enstrümanlar ile telafi edecektir.

5) Cezayir geleneksel olarak Rusya müttefiki bir ülkedir. Cezayir Cumhuriyeti ile Fas Krallığı arasında farklı politik cephelerde oldukları için sürekli bir soğuk savaş hali mevcuttur. Halklar aynıdır ( Arap ve bedevi karışık) ama Fas Krallığı Atlantik cephesindedir, Cezayir Cumhuriyeti ise Rusya'ya yakındır. Bu ülkeler silah tedarigini de kendi siyasi cephelerinden temin ederler.

Geçtiğimiz dönemde Cezayir, Fas üzerinden olan gazın geçişini durdurdu ve İspanya'ya direk boru hattı üzerinden sevkiyatlara başladı. Elbette Cezayir ve İspanya arasındaki gaz ilişkisi şu aralar sancılı bir dönemde. Cezayir, İspanya'nın gazı başka ülkelere tekrar ihraç etmesine karşı çıkıyor ve arzı azaltıyor. Azalan hacmi İspanya pazarında Rusya karşılıyor. Yani bir danışıklı dövüş durumu ve gaz diplomasisi mevcut. Türkiye'de Cezayir, Tunus, Nijerya gibi Avrupa'nın temel gaz tedarikçileri ile, iyi siyasi ilişkilerini de kullanarak ortak arz-fiyat politikaları belirleyebilmelidir.

6) Avrupa'nın diğer büyük gaz tedarikçisi olan Norveç'in politikalarında Türkiye'nin etki imkanı pek olmamakla beraber yeni gündeme gelen derin deniz sondajı projelerine Türkiye'nin yakın ilgi göstermesi faydalı olabilir.

7) Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yetki alanlarında Türk firmalarının yaptığı gaz çalışmalarında Yunan tarafından gelen çatlak seslerin kısılması, TAP vana diplomasisi ile sağlanabilir.

İçinde olduğumuz dönem, Avrupa'dan, gelişmekte olan Nijerya, Cezayir, Tunus, Türkiye gibi ülkelere refah transferi için uygun gaz diplomasisi fırsatlarını sunmaktadır. Akıllı politikalar ile bu potansiyelin gerçekleşmesini talep etmeliyiz.  Fransa ve Yunanistan başta olmak üzere bazı Avrupalı ülkeler Türkiye'ye sopa sallamaktadırlar. Sallanın sopanın hakkını verebilmeliyiz.

türkiye rusya yunanistan Azerbaycan suriye doğu akdeniz Deniz avrupa doğu Bir ilk doğal gaz TANAP