Sünni Alevi karşıtlığından beslenenler birliği savunamaz
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yerine emperyalist devletleri savunan Alevici tacirler Alman devletine hayran, Fransız devletine hayran, İngiltere devletine hayran ABD devletine hayran ve onların devlet çıkarlarına uygun "Alevicilik dini" oluşturmak için çırpınıyorlar.
Dikkat ederseniz sürekli sorunları sıralayanların en büyük korkusu Alevilerin haklı taleplerinin karşılanması ve olan sorunların çözümüne yönelik adımlardır. Cemevleri yasal olarak tanınmasa da fiilen tanınmış durumda. Eğer Cemevleri yasal statüye kavuşursa bundan en büyük rahatsızlığı Alevici tacirler duyacaktır. Alevilerin sorunu ne kadar çoğalırsa Alevicilere o kadar gün doğmuş olacak!
Sol gruplardan umudunu kesmiş, devrim diye bir meselesi kalmayan ve PKK/HDP'nin ardına takılmışların yoğun olarak Alevi kuruluşlarına girmeleri tesadüfle açıklanamaz. Burada bilinçli bir yönlendirme var. Emperyalizmin "Alevi dini" projesini hayata geçirmekle görevli Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) yöneticileri Türkiye'deki bazı Alevi kuruluşlarına da el atarak aynı istikamete doğru yönelmelerini sağlamıştır.
"TEPKİLERİN HEDEFİ BELLİ"
Devlet kavramını doğru analiz edemeyenler anarşizmin devlet anlayışıyla hareket ederler. Devlet yıkılsın ve ülke parçalansın fikri ile yatıp kalkan Alevici tacirlere gün doğmayacak. Yaşadıkları ülkenin devleti ister iyi yapsın isterse kötü, her şart altında devlet karşıtlığı esas alındığı için, çözüm yerine çözümsüzlükler amaç haline gelir ve bu kaçınılmazdır.
Emperyalizm etnik ve dini farklılıklara sahip ülkelerde kışkırtmalara sürekli başvurur ve örgütler. Çoğu kez doğrudan değil maşaları eliyle çatışmaları gerçekleştirir. Tıpkı FETÖ ve PKK gibi. Şimdi buna bir de Alevi tacirlerin başını çektiği "Alevicilik dini" savunucuları eklendi. Siz emperyalizmin dümen suyuna girerseniz hedefiniz kendi ülkeniz ve devletiniz olur.
Ankara'da Alevi kuruluşlarına yönelik saldırılar sonrası devletin çeşitli kademelerindeki sorumlular tepki gösterdiler. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etti. Bu iyi bir gelişmedir ve birliğe hizmet eder. Gel gör ki PKK/HDP'nin takipçisi AABK'nın ardına takılan bazı Alevi kuruluşları ziyarete tepki gösterdiler. Geçmişe takılarak bazı gerekçeleri sıralamaları onları kurtaramaz. O zaman Babacanları, Davutoğluları, 2 Temmuz 1993 Sivas katliamı döneminin belediye başkanı Karamollaoğluları nereye koyacağız? Onlarda o dönemin sorumluları değil mi? Böylesi tavırlara çifte standart derler. Şu ünlü altılı masanın bileşenlerinin geçmişlerine bir bakınız neler göreceksiniz neler!
Cumhurbaşkanının ziyaretine tepki gösterenlerden ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat ve PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, “Aleviler içinde ayrıştırma yaratarak kendilerine göre devletin Alevisini yaratmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandılar. Asıl Aleviliği ayrıştıranlar kendileri. Türk devleti mi, "Ali'siz Alevilik, 12 İmamsız Alevilik, İmam Caferi Sadıksız Alevilik, İslam dışı Alevilik, Atatürksüz Alevilik, Türkiyesiz Alevilik ve kısacası "EuroDolar Aleviliği" denilen "Alevicilik dini" yaratma uğraşısı içinde, yoksa Aleviciler mi? Türk Devleti mi Alevileri; Türk Alevisi, Kürt Alevisi, Zaza Alevisi, Arap Alevisi diye böldü? Sizler PKK/HDP+AABK denilen Türkiye düşmanı örgütlerin peşine takılırsanız T.C. Cumhurbaşkanı'na tabi ki tepki göstereceksiniz! Çünkü siz sahibinizin emirlerini yerine getirmekle görevlisiniz.
"SAMİMİYET ÖLÇEN SAMİMİYETSİZLER"
Bizler pratiğe bakarız ve bir eylem gerçekleşmiş ise onun getirisi ile götürüsünü değerlendiririz. Art niyetli değilseniz doğru tahlil yaparsınız. ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, “Cumhurbaşkanı elbette ki inanç yerlerine gelmeli ancak bugüne kadar Alevilerin taleplerine karşı sessiz kalan iktidarın samimiyetsizliği bize ikiyüzlü geliyor. Bu samimiyetsizliğin tüm Aleviler tarafından iktidar temsilcilerinin yüzlerine vurulması gerekiyor. Devlet her yönüyle saldırıyor, asimilasyon politikalarını sürdürüyor. Alevi kurumları ve toplumunun bu oyuna gelmemesi ve bu yaklaşımın samimiyetten uzak bir yaklaşım olduğunu bilmeleri gerekiyor” dedi. Şayet Sayın Cumhurbaşkanı ve devlet erkanı saldırılara zamanında yanıt vermeseydi, Cem Evlerini ziyaret etmeseydi Mustafa Aslanlar bunu neden göstererek yine veryansın ederlerdi. Şu saatten sonra Alevilerin asimilasyona uğrayarak "Sünnileştirilmesi" mümkün olmadığı gibi böylesi girişimlerde yok denecek kadar azaldı. Bu gerçek bilindiği halde "söz ola torba dola" mantığıyla hareket etmeyi marifet zannediyorlar. "Devlet her yönüyle saldırıyor" cümlesi hangi gerçekliğe oturuyor? Son yıllarda ve özellikle de iki yıl içinde devlet Alevilerimize hangi saldırılarda bulundu? Tek bir örnek verebilirler mi? Veremezler.
PKK/HDP'nin MYK'sında bölücülük planının bir parçası olarak "Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcülüğüne" getirilen AABK Onursal Başkanı Turgut Öker'in yakın mesai arkadaşı AABK Eşit Başkanı Hüseyin Mat ise, “Cumhurbaşkanı bu samimiyetsizliğini neyle örtmeye çalışacak? Biz bu konularda devletin somut adımlar atmasını istiyoruz ama bunun yerine iktidar Aleviler içinde ayrıştırma yaratarak kendilerine göre devletin Alevisini yaratmaya çalışıyorlar ve Alevileri içeriden bölmeye çalışıyorlar." dedi. Bay Mat, Alman devletinin "Alman Aleviliği" olarak tarif edeceğimiz "Alevicilik dini" yaratmasına teşni oluyorsunuz ama Türk Devleti Alevilerimizin sorunlarını çözmeye yönelik hamlelere giriştiğinde ateş püskürüyorsunuz! Sizlerde hiç mi yurt sevgisi kalmadı? Yıllardır aynı cümleleri PKK ağzıyla telaffuz etmekten bıkmadınız mı? Sizin sözlerinizle PKK/HDP'nin FEDA/DAD gibi örgütlerinin açıklamaları arasında zerre kadar fark olmamasının sebebi nedir? Söyledikleriniz sadece söz yığınından ibaret ve pratikte karşılığı yok.
Bir dönemin efsane örgütlerinden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ne hallere düşmüş, çok yazık! PKK/HDP yörüngesine girerseniz safınız Türkiye karşıtlığı olur. AABK denilen bölücü örgüt ile ortak hareket etmek PSAKD'ni tanınmaz hale getirdi. Genel Başkanı Cuma Erçe'nin şu sözlerini anlamakta güçlük çekiyoruz: “Cemevlerine yapılan ziyaretler başka amaçlar içermektedir, Alevileri kendi içerisinde bölüp parçalamayı hedeflemektedirler." Peki sizin kurduğunuz cümleler ile PKK/HDP+AABK yöneticilerinin açıklamalarından ne farkı var?
PKK'nin Almanya merkezli "Kürt Alevisi" örgütü Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA-Demokratische Aleviten Föderation) Alevi kurumlarına yapılan saldırılara dair açıklama yaptı: “Alevilerin temel taleplerini karşılayacağına, Alevi ibadethanesini kendine göre dizayn eden, devletin onlarca katliamından kaynaklı yüzleşip özür dileyeceğine, Alevi Yol önderlerinin resmi altında fotoğraf vermekten kaçınan Erdoğan asla çözümün adresi olamaz. Planlı olduğu anlaşılan bu saldırılar siyasal iktidarın Alevileri inkarının, itibarsızlaştırmasının ve kültürel soykırımda ısrarının sonucu yaşandığını iyi bilmek durumundayız. Bu anlamda saldırılarda siyasal iktidarın sorumluluğu büyüktür. İnkârcı ve katliamcı iklimden beslendiği açık olan belirli merkezlerde planlanan, provokasyon kokan bu saldırılara karşı biz Alevilerin örgütlü olması, birlikte hareket etmesi dönemin olmazsa olmazıdır."
FEDA ile aynı doğrultuda Türkiye'de faaliyet gösteren Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu' PİRHA‘ya yaptığı açıklamada: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisine biat eden cemevi yönetenlerinin davetiyle gitti. Yol’dan çıkan ve devletin gücünden faydalanmak isteyenlerin dışında hiç kimse cumhurbaşkanının ziyaretini kabul etmemiştir. Bütün farklılıklar anayasal güvence altına alındığı zaman barış içinde bir arada yaşama imkânı bulabiliriz. Onun dışındaki her söz, her ziyaret günü kurtarmaktan öteye gitmeyecektir." dedi. Dikkat edilirse yapılan karşıt açıklamalar birbirinin benzeri. Ha PKK/HDP konuşmuş ha AABK veya DAD hepsi aynı. Bir de bunların yanına TELE1 ile Halk TV'yi de katmak lazım. Ekranlarına çıkardıkları PKK/HDP vekilleriyle CHP'li vekillerin konuşmalarındaki benzerlikler dikkatlerden kaçmıyor!
"DEDELERE YAKIŞMAYAN YAKLAŞIM"
Alevi dedeleri yol göstericidir. Onlar Alevilerin yoldan çıkmaması ve doğru yolda ilerlemesi için çalışırlar ve Cemler perşembe akşamları bir bakıma bunun için de tutulur. Ancak her ndense bazıları istikametini erken kaybediyor! Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevi ziyaretine tepki gösteren Kureyşan Ocağı’ndan Musa Kazım Engin Dede, “Cumhurbaşkanı geliyor diye cemevindeki tabloların yerleri değiştiriliyor. Cumhurbaşkanın arkasına Arapça yazılı levhalar konuyor. Bu gerçekten çok çirkin bir harekettir. Aslında biat etmek, teslim olmak, Yol’a ihanettir. İktidara yalakalık yapanların Yol’a ihanet eden düşkünler olduğunu söylemek istiyorum” dedi. Birincisi tablolar daha iyi ve görülecek yere asıldı ve bu doğrulandı. İkincisi "Aslında biat etmek, teslim olmak, Yol’a ihanettir. İktidara yalakalık yapanların" sözleri bir dedeye yakışmıyor! Hem de Kureyşan Ocağı gibi Alevilerin saygı duyduğu önemli bir Ocağın Dedesine hiç yakışmıyor!
Hızını alamayan Musa Kazım Engin, "Türkiye’de asimilasyon, devlet ve diyanet eliyle hızlı bir şekilde uygulamaya sokulmaktadır ve bu süreç halen devam ediyor. Cemevleriyle birebir görüşmeler, cemevlerinde dedeleri satın almalar, cemevlerinin ufak tefek ihtiyaçlarını karşılamaları vs. bunların hepsi asimilasyon sürecinin bir parçasıdır. Siyasetçilerin, siyasi partilerin hiçbirinin Alevilerin önemli ve değerli bulduğu zamanlarda örneğin Muharrem, Hızır, aşurede bu organizasyonların içinde yer almasını doğru bulmuyorum. Çünkü partilerin Aleviliği yaratılıyor giderek." Alevilerin asimilasyon sürecinin devam ettiğine dair M. K. Engin Dede somut bir kaç örnek gösterebilir mi? Siyasi partilerin Aleviliğinin yaratılmasına karşı çıkan Sayın Engin PKK/HDP ile kol kola eylem düzenleyenlere, etkinliklerinde konuşturanlar, dayanışmalarda bulunanlara neden tek kelime etme zahmetinde bulunmuyor? An itibariyle PKK/HDP dışında Alevileri doğrudan kullanmaya çalışan neredeyse yok gibi! Ayrıca bu zihniyet Aleviliğe bir şey kazandırmıyor, kaybettiriyor; Alevilerin birliğine ve dirliğine zarar veriyor. Tipik devlet karşıtlığı üzerine kurulu konuşma Alevilerin arasına nifak tohumu ekmekten başka bir işe yaramıyor. Bu noktada Alevi dedelerinin daha sorumlu davranmaları beklenir.
"ALEVİLİKTE İKİLİK YARATANLAR"
Anadolu Alevileri'ni bölük pörçük hale sokma uğraşısı içindekiler bilinmektedir, tanınmaktadır. Çıkar ilişkileri bu olguların açık seçik görülmesini engelliyor. Ne işi olabilir Alevilerin PKK/HDP+AABK gibi emperyalizmin koruyup kolladığı örgütlerle? Alevilerin içinde ikilik yaratanları görmediğimiz müddetçe sorunlar çözülmeyecektir ve zaten PKK/HDP+AABK ve peşindekiler sorunların çözülmesinden korkuyor. Örneğin; Cemevlerine yasal statü tanınsın bundan en fazla üzüntüyü AABK tipi Aleviciler duyacaktır. Çünkü onlar sorunlardan beslenmektedir ve sorunların azalması onları gereksiz hale getirecektir.
12 İmamlar bizden değildir deyip üzerine çarpı işareti koyanlar ve bizi zorla İslamlaştırıyorlar diyenler Anadolu Alevilerini temsil edebilir mi? Atatürk resimlerini duvardan indirenler ya da görülmez köşelere sıkıştıranlar Alevilerimizi nasıl temsil eder?
Anadolu Alevileri içinde ikilik yaratanları yıllardır teşhir ediyoruz ve can Alevilerimizi uyanık olmaya davet ettik. Çünkü sorun ciddiydi ve Amerikancı bölünme planlarının hayata geçirilmesinde Alevilerin kışkırtılması önemliydi.
Türk/Kürt, Sünni/Alevi bölücülüğüne geçit verilmeyecektir. Zaten Anadolu Alevilerini bir çırpıda PKK/HDP yoluna sokamazsınız. Onlar birliğin kıymetini hepinizden iyi biliyor ve sizlere bir kez daha hatırlatacaklar. Etnik ve dini çatışmaları kışkırtanların bölgecilik yaptıklarını da belirtelim. Etnik ve dini bölücüler ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacaklar.
"Alman Aleviliği" ile başlayan ve "EuroDolar Aleviliği"ne evrilen sözde yeni "Alevilik Dini" projesinin savunucuları, emperyalist merkezlerden aldıkları sonsuz destekle, Anadolu Alevilerinin kutsallarına karşı yeni tipte "Haçlı Savaşı" başlattılar. Yurt dışı ve yurt içinde yayınlanan sosyal medya ve yayın organlarını düzenli takip ettiğimizde meselenin nasıl sinsice kaşındığını ve ahlak sınırlarını da aşan saldırılar yapıldığını görürüz. Alevilerimizi Sünni karşıtlığıyla zehirlemek isteyen Alisiz Aleviciler tıpkı PKK/HDP+FETÖ gibi kontra hareketlerdir ve Türkiye'nin birliğini istemeyen unsurlardır.
"BİRLİĞİN SIRRI"
PKK'nin medya ayağındaki Medya Haber, Özgür Bakış TV, Yeni Özgür Politika, Yeni Yaşam Gazetesi, AABK'nın Yol TV, Alevi TV ve benzerleri sürekli Alevi Cem Evlerine yapılan saldırılar üzerinden bölücülüğü besleyen yayınlar yapıyor. Geçmişte yaşanan acı olayları dramatize ederek, çarpıtarak ve eklemeler yaparak veren PKK yayın kanalları ile TELE1, HALK TV , Cumhuriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesinin haber ve yorumlarının örtüşmesi anlamlıdır! Bu benzerliğin kaynağına inildiğinde CHP önderliğinde ki 6+1=7'li masanın izlerine rastlıyoruz. Yurdumuzda hukuk yok, adalet yok, insan hakları yok, ekonomi bitmiş, siyaset dibe vurmuş, her şey yerle yeksan ise Türkiye diye bir ülke neden hala dimdik ayakta? Dar siyasi görüşlerle karanlık tablo çizenler siyasi partilerin hayatıyla Türkiye'yi bir tutma hatasını işliyor. Türkiye kesinlikle ve tartışmasız tüm partilerin ömürlerinin toplamından daha uzun hayata sahiptir. O nedenle partilerle Türkiye gerçeğini birbiriyle karıştırmamak gerekiyor.
Sonuç olarak Can Alevilerimizin sağduyusuna, hoşgörüsüne candan inanıyoruz. Amerikancı, emperyalist Batının emrindeki Alevicileri dışlayacaklarına olan inancımız tamdır. Birliğin sırrını en iyi ülkemizin insanları bilir ve gözü gibi korumak için her fedakarlığa hazırdır. Türkiye'yi, Türküyle Kürdüyle, Sünnisi Alevisiyle Türkiye halkının kendisi gücüne dayanarak koruyacaktır.