Londra Provokasyonunun arkasında kim var?
4 Ağustos'ta kendilerini "Mehdi'niz Hizmetkarları" olarak tanıtan radikal grup üyeleri, İngiltere'deki Azerbaycan Büyükelçiliği binasına saldırarak Azerbaycan bayrağını indirdi, binanın balkonuna dini bayraklar dikti ve dini sloganlar attı. Grup üyeleri yerel polisin müdahalesinin ardından gözaltına alınsa da olay arkasında pek çok soru işareti bıraktı. Ancak soruları cevaplamadan önce "Mehdi'nin Hizmetkarları "nin tarihine bakmak gerekir. Örgütün lideri Yasir Al-Habib. Kendisini bir Şii din adamı olarak sunmasına rağmen, etkili Şii ulema, El-Habib'i bir din adamı olarak tanımayı reddediyor.
YASİR AL-HABİB KİMDİR?
20 Ocak 1979'da Kuveyt'te doğan Al-Habib Kuveyt Üniversitesi'nde siyaset bilimi okudu. Bir süre İran'ın Kum kentindeki nüfuzlu Sadık el-Şirazi'den din dersleri aldı. İran'da faaliyet göstermesi yasaklanan Şirazi grubu İngiltere merkezli bir yapılanma, İran dışında içerisinde Şii Müslüman Nüfusun olduğu Irak, Lübnan, Azerbaycan hatta Türkiye'de örgütlenmeye çalıştığı da biliniyor.
2001 yılında Kuveyt'te "Mehdi'nin Hizmetkarları Birliği" adında bir örgüt kuran El-Habib, Ehli Sünnet mezhebi hakkında sert konuşmalar yapıyor. İslam Halifeleri Hz. Ebu Bekir, Hz.Ömer ve Hz. Osman hakkında ve peygamberin eşi Hz. Aişe hakkında mesnetsiz iddialar ve tefrikarala üretmeye devam ediyor. El-Habib'in islam dünyasını kutuplaştırma çabaları başta Şii din adamları olmak üzere İran devleti tarafından da mahküm ediliyor. İran Devrim Lideri Ayetullah Hamanei tarafından "İngiliz Şiileri" olarak ilan edilen grup, İran karşıtı eylemlerde de ön plana çıkıyor.
Al-Habib 'in Sadık Şirazi ile akrabalık ilişkiside bulunuyor.Şirazi'nin İngiltere'deki kardeşinin damadı olan Al-Habib, 2010 yılında Ehli Sünnet Müslüman değerlere yönelik hakaretleri İslam ülkelerinin tepkisine yol açtı. Yine Al-Habib'in bir televizyon konuşmasında İngiliz Kraliçesinin Ehl-i Beyte inancı olduğunu dahi iddia etmişti.
YASİR AL-HABİB'İN GÜVENLİ LİMANI; İNGİLTERE
İngiltere'nin Yasir Al-Habib için güvenli bir liman olduğunu söylemek mümkün. Kuveyt'te verdiği kışkırtıcı bir vaaz nedeni ile tutuklandı ardından çıkan af sayesinde serbest kalan örgüt lideri Kuveyt'ten ayrılarak bir süre İran ve Irak'ta kaldıktan sonra İngiltere'den siyasi sığınma alarak buraya yerleşti.
"Mehdi Hizmetkarları Birliği" adlı örgütün Londra'da faaliyetlerini hiçbir engelleme görmeden devam ediyor. Yine Londra merkezli Arapça ve Farsça yayın yapan dini televizyonlarda kışkırtıcı yayınlara da devam ediyor. Ayrıca örgütün mali sorunlar yaşamadığıda dikkatlerden kaçmıyor 2013'de 1,2 milyon Sterlin'e bir kilise satın alan örgüt kiliseyi "Al Muhassin Mescidi" olarak faliyete soktu.
"LADY OF HEAVEN" FİTNESİ VE YASİR AL-HABİB
Dünyanın en büyük sinema zincirlerinden Cineworld'un 15 Milyon Sterlinlik dev bütçeli "Lady of Heaven" (Cennetin Hanımı) adlı tartışmalara neden olan filmin arkasında da aynı isim var. Filmin senaryosu gerçek dışı Hz. Muhammed'in kızı Hz.Fatıma'nın hayatını konu alınıyor senarist ise Yasir Al-Habib . Dev bütçeli bu yapım İngiltere'deki tüm gösterimlerini bazı sinema salonları önündeki protestolar nedeniyle iptal etti.
The Lady of Heaven filminin İngiltere sinemalarından çekilmesi için 120 binden fazla kişi imza att, Bolton Camiler Konseyide filmi "küfür" ve mezhepçi olarak nitelendirmişti. Bolton Camiler Konseyi başkanı Asif Patel, Cineworld'e gönderdiği bir e-postada, filmin "mezhepçi bir ideolojiyle desteklendiğini", "ortodoks tarihi anlatıları yanlış yansıttığını ve İslam tarihinin en saygın kişilerine saygısızlık ettiğini" söyleyerek tepki göstermişti.
SALDIRININ ZAMANLAMASI TESADÜF DEĞİL
Londra'daki Azerbaycan Büyükelçiliğine yapılan saldırının zamanlaması oldukça önemli. Geçtiğimiz günlerde Ermenistan tarafından açılan ateş sonucu bir Azerbaycan askerinin şehit edilmiş ve muzaffer Azerbaycan ordusu bu saldırıya misli ile yanıt vermişti. Azerbaycan ordusunun yanıtı ile birlikte özellikle sosyal medya hesaplarında İran Azerbaycan sınırına askeri yığınak yapıyor iddiaları geldi. Elbette iddialar hem Azerbaycan hem İran tarafından reddedildi ancak bu saldırı ile birlikte yine aynı hesaplar büyükelçilik saldırısının faturasını İran'a kesmeye kalktı.
Astana'daki zirve ardından Ermenistan-Azerbaycan arasındaki ateşkesin devamı için bölgeye barış gücü gönderen Rusya, İsrail'in bölgede var olma çabasına keskin ifadelerle karşı çıkan İran cezalandırılmalıydı. Ankara, Moskova ve Tahran ile birlikte Bakü, Erivan ve Tiflis'in birlikte oluşturmayı hedeflediği 3+3 işbirliği girişimi sabote edilmeliydi. Bunun için bütün vekillerini sahaya sürenler suyu bulandırmaya çalışsa da bu gayretleri son çırpınışları olacak.