Âşık Veysel’in ismi Sivas’tan sökülür mü?
Sivas denince akla gelen ilk isim veya olayları bir düşünelim. Aklımıza gelecek ilk isim ve olayların başında hiç şüphesiz ünlü ozanımız Pir Sultan Abdal, Sivas Kongresi, Âşık Veysel ve Madımak gelir. Başka önemli olay ve isimler de vardır şüphesiz. Sivas’ı ve Sivaslıyı en iyi o isimlerle anar ve hatırlarız. Bana sorulan neredensin sorusuna verdiğim cevap sonrasında aldığım cevap hep “Âşık Veysel’in hemşehrisin” cevabı olmuştur. Veysel Baba da Sivaslıdır ve Sivas topraklarında serpilip gelişmiş ve orada ebedi istirahatındadır. Bu tespitim uzun süredir savunduğum düşünceme ters, farkındayım. Zira Âşık Veysel’i belirli bir coğrafi bölgeyle sınırlamak düşüncem değildir. Veysel, yerellikten ulusallık boyutuna, oradan da özellikle son yıllarda evrenselliğe taşınmış bir değerimizdir. Veysel’i Sivas’a en fazla yakışan ozanımız dediğimizde de bu evrensellik boyutuna ters düşmez. Onun boy verdiği topraklar Sivas il sınırı dahilindedir ve evrenselliğe doğru yol alırken Veysel’in yolu Sivas'tan geçmiştir.
Sivas'ın Âşıklar Şenliği, Sivas'ın aydınları, Sivas'ın İl Eğitim Müdürü Veysel’in evrensellik yoluna taşları düzenlerdir. Doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, havasını teneffüs ettiği ve çiçeklerini koklayarak şiirlerini yazdığı Sivrialan Köyü de ayrıca Sivas il sınırları dahilindedir. Veysel'in hayatında İstanbul, Ankara, Mersin gibi illerin de önemli katkıları olmuştur. Fakat o illerle Veysel’i anlatamayız. Bütün bunlardan dolayı Veysel Sivas’a aittir. Ancak Veysel'in heykeli Sivas’ta istenmemiştir. Adı Sivas'ta bir okula verilmiştir ve o okulun tamiri sonrasında Âşık Veysel ismi o okuldan kaldırılmıştır.
CIBIRLAR PARKI'NDAN SÖKÜLEN HEYKEL
Bu davranış ile Sivaslıların yıllar önce yapmış oldukları bir hataları kırk yıl sonra tekrarlanmıştır. Bilindiği gibi Âşık Veysel’in vefatı sonrasında onun maskı alınmıştır. Bu mask daha sonra yapılacak bir heykel için kullanılacaktır. Hürriyet Gazetesi öncülüğünde Sivas'ta Âşık Veysel'e ait bir heykel dikilmek istenir. Heykel yapılmıştır, sıra o heykelin Sivas’a Cıbırlar Parkı’na konulmasına gelmiştir. Sivas’ta bazı çevreler bu heykeli istememektedir. Hazır potansiyel -o dönemin siyasi olayları ve durumları da göz önüne alındığında- “işin ehli” profesyoneller tarafından kışkırtmalar yönlendirilir. Veysel “Putu” Sivas'ta “istemezukcuları” harekete geçirmiştir. O istemezukcuların başında da Komünizmle Mücadele Derneği Sivas Şubesi yöneticileri ve üyeleri gelir. Veysel Baba’nın heykelinin kaldırılması için hem çeşitli yürüyüşler, gösteriler yapılır hem de bizzat valiliğe yazılar gönderilir. Bu baskı karşısında pes eden vali çareler aramaya başlar. “Halkı bir türlü ikna edemiyorum, bu iş beni aştı, heykeli kaldırmaktan başka çare yok.” gibi ifadeler dönemin Sivas valisinin ağzından çıkan cümlelerdir. Vali ve eşraf bu durumu çeşitli vesilelerle umuma yayınca, Hürriyet Gazetesi aracılığıyla Veysel Baba’nın heykeli Cıbırlar Parkı’ndan sökülür.
Veysel heykeli Sivas Cıbırlar Parkı’ndan sökülür ve onu koymak için bir yer aranır. Sökülen sadece Âşık Veysel'in heykeli değildir, kokusunu Sivas dağlarında esen rüzgarların Veysel'e taşıdığı lale, sümbül, navruz çiçekleri de yerlerinde sarsılmışlardır. Veysel'in “Kuran’a bak, İncil’e bak, Dört kitabın dördü de Hak, Hakir görüp ırk ayırmak, Hakikatte yüz karası” mısralarında dile gelen birlik ve beraberlik de yerinden sarsılmıştır. “Yezit nedir ne kızılbaş, Değil miyiz hep bir kardeş, Bizi yakar bizim ateş, söndürmektir tek çaresi” sözleriyle mezhepçiliğin karşısında duran Veysel’in heykelinin Cıbırlar Parkı’ndan kaldırılması sonrası mezhepçilik hortlatılmıştır. Veysel sadece Sivas'ın değil bütün Türkiye’nin ortak birlik ve beraberlik paydasıdır.
Ülkemiz Türkiye Âşık Veysel’imizin birlik beraberlik sözlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Mezarında Veysel, börtü böcek, ağaç, çiçek, onları besleyen kara toprak, Veysel’i seven biz insanların daha fazla incinmemesi için O’nun adının doğduğu, yaşadığı ve şiirlerini yazdığı ve o şiirleri ilk okuduğu il olan Sivas'ın okulunda kalması gerekmektedir. Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 ayrıca Unesco tarafından Âşık Veysel yılı ilan edilmiştir. Bu 100. yıl etkinlikleri kapsamında hiç bilinmeyen, beklenilmeyen bir ilde, bir ülkede Veysel adı bir okula verilir, açılış töreninde Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine kurdela kesme görevi düşer. İşte o kurdeleyi keserken Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin yüzlerinin kızarmaması için, Veysel adı o okulda kalmalıdır.