Kırsal kalkınma yolunda sıfırdan mini köyler tasarlamak
Büyük şehirlerde yaşamaktan bunalan ve küçük, daha küçük ve hatta en küçük yerleşim birimine doğru hayatını kaydırmaya çalışan veya bunu ileriki yıllar için hayal eden birçok vatandaşımız ve gurbetçimiz mevcut. Sadece Türkiye'de de değil, dünyada da birçok yerde bu böyle.
İngiltere'de yaşayan Türk arkadaşlar ile konuştuğumda genelde emeklilik planları Türkiye'de küçük bir köy veya sahil kasabası... Emekliliği geçelim, üretken çalışma çağında olup kırsala kaçmayı hayal eden ve bir kısmı bunu çeşitli fedakarlıklar ile gerçekleştiren bir hayli tanıdık var etrafımda. Kimi zeytincilik hayalinde, kimi şarapçılık, kimi hayvancılık, kimi fıstık ağacı fizibilite hesabı yapıyor kimi cevizden gidiyor. Tarzan gibi dağ başında yaşamak istemiyorlar, derli toplu, sosyal hayatın ve temel hizmetlerin aksamadan verildiği, hayatın ucuz olduğu küçük köylerde yaşamak istiyorlar. Bu arkadaşların 90% kadarı için maalesef bu hayaller gerçekleşmiyor.
Kalite tasarım ile başlar. Bu yazının amacı, Türkiye'de daha mutlu ve üretken hayatlara imkan vermek için alternatif kırsal yaşam mekanlarının kavramsal tasarımını tartışmaya sunmaktır. En azından üzerinde tartışılabilecek değerde bir konu olduğunu düşünüyorum.
Londra Kensington'da oturan eski bir arkadaşım var, 20 sene önce yerleşmiş. "Londra çok değişti, çok fazla göçmen aldı, hayat kalitesi çok azaldı, şimdi yeni gelenler Londra'ya gelmiyor, eskilerde şehir dışına kaçabilme peşinde" diyor. Bir bölgeye çoluk çocuk kök salınca düzen değiştirmek zor.
Büyük şehirde yaşamak nasıl bir şey biliyoruz. Küçük köyde yaşamak nasıl bir şeydir bilenlerimizin sayısı her sene azalıyor. Bir nesil, iki nesil öncekiler çok daha iyi biliyorlardı.
Mini Köyün İlkokul merkezli kavramsal tasarımı
Haydi bugünün hayat şartlarına uygun, mini bir köy, yeni bir hayat biçimi tasarlayalım. Türkiye'nin toplumsal ve coğrafi şartlarında çalışabilecek en küçük yerleşim birimini hayal edelim. Ama en küçüğü. En az kaç kişinin yaşadığı birime bir "köy" diyebiliriz? Bunun bir tanımı yok, 10 haneli köye de "köy" diyoruz. Fakat 10 haneli köyde ne okul olur ne sağlık hizmeti olur ne bakkal olur. Bu işin bir hesabı olmalı değil mi? Yüksek kalitede üretken bir hayatı sürdürülebilir kılacak en küçük yerleşim biriminin nüfus hesabı ve yerleşim planı nasıl yapılır?
Tasarımı belirleyecek, hayatları şekillendiren temel faktör ilkokuldur. En küçük yerleşim biriminde bir adet ilkokul olmalıdır. Tasarımı buna göre yapalım. İlköğretim 8 sene. Her yaş grubuna 1 sınıf desek, her sınıfa en az 10 öğrenci desek, 80 çocuk olmalı. 1 sene anaokulu da koyalım 90 çocuk etti. 90 adet ilköğretim ve anaokulu seviyesinde çocuk olan bir köyun en az nüfusu ne kadar olabilir? Bu çocuklara 75 anne, 75 baba ekleyelim. 160 kişi de diğer demografi gruplarından ekleyelim toplam 400'e ulaştık. Yani bir ilkokulun makul şartlarda kurulabilmesi için en az 400 nüfus gerekiyor. Bu nüfustan daha küçük yerleşim birimlerinde ya yeterli eğitim verilemez veya taşımalı eğitim gibi büyük verimsizlik ve kayıp yaratan seçenekler önümüze çıkar. Merkezinde ilkokul olan sosyal düzene sahip en az 400 nüfuslu bir köy tasarlamamız gerekiyor. Bunun altı kurtarmıyor.
400 nüfus kaç hane eder? 3'er kişiden 130 hane diyelim. Yani 130 elektrik aboneliği, 130 su aboneliği. 130 haneyi ve köy merkezini, en yüksek refah, güvenlik ve üretkenliğe göre nasıl tasarlamalıyız?
Yıldız yerleşimli köy ve Ev-Okul arası yürüyüş
Tasarımdaki temel kriteri insanlar ve arabaların ayrıştırılması olarak belirleyelim. Birçok çalışmada ortaya konmuştur ki, insanların ve özellikle çocukların yaşam ortamlarından motorlu araçları, asfalt yolları, karşıdan karşıya geçme seremonisini ne kadar çıkartabilirsek, mutluluk, refah, güvenlik, sağlık, tüm kriterlere göre topluluğun hayat kalitesi artıyor. Elbette sıfırdan bir köy tasarladığımız için bunu kolaylıkla yapabiliriz. Mevcut bir köy / kasabadaki çarpık yapılaşmayı düzeltmeye çalışsaydık bu mümkün olamayacaktı.
Temel tasarım kriterine uygun olarak, tüm haneler ve okul arasında hiç trafik ve araç ile karşılaşmadan, karşıdan karşıya geçmeden yürünebilmesi gerekiyor. Köy yerleşimini bir yıldız şeklinde tasarladığımızı düşünelim. Yıldızın kenarları araba yolu ve park yerleri olsun, yıldızın içi trafikten arındırılmış bölge olsun, yıldızın dış kısımlarını tarımsal alanlar olarak düşünebiliriz. Okul, yıldızın merkezinde, yola teğet olacak. Haneler yıldızın çevresinde yola teğet olarak dizili olacaklar. Hanelerin bir cephesi yol, diğer cephesi yıldızın içi, yani park, bahçe, oyun alanları, yaya yürüyüş ve bisiklet yolları. Sabah çocuk ile okula yürüyüş belki 10 dakika sürecek ve tamamen trafikten arındırılmış iç kısımdaki yürüyüş parkuru kullanılacak. Sadece buraya kadar, fazla maliyet yaratmadan, tasarım marifetiyle köy sakinlerine sunulan hayat standardını önemli seviyede artırmış olduk. Çocukların oyun alanları, bisiklet parkurları ile arabaların yolunu tamamen ayırmış olduk. Yıldız yerine başka şekiller de olabilir, hane sayısına ve coğrafya özelliklerine göre birçok olasılık var. Asıl mesele merkezde yürüyerek ulaşılabilen trafiksiz bölge yaratıp sosyal alanları bu merkeze yerleştirmek. Kuramsal tasarıma devam edelim.
Yıldız'ın tam ortasına bir adet GSM verici kulesi, üzerine 360 derece gece görüşlü güvenlik kamerası ve tepesine bir Türk bayrağı koyalım. Çocukların yürüyeceği ev-okul arasındaki yürüyüş yolunu kamera kapsamına almış olduk. Bu modeldeki köylere "Yıldız Köy" denebilir.
Kadrolar
Zorunlu ve merkezi birim olan ilkokulu tasarıma ekleyerek köye en az 8 yüksek öğrenim mezunu öğretmen atamış olduk. Köyde olmazsa olmaz diğer kritik uzmanlıklar nelerdir? Uzman doktor haliyle bu yapbozun en kritik parçası ve tedariği muhtemelen en zor parçası olacaktır. Doktor kadrolarına dünyanın her yerinde yüksek talep varken, bir doktor büyük şehirden en küçük yerleşim birimine gelir mi? Türkiye'de her 500 kişiye bir doktor düşüyor. Bu köylerin bir kısmında uzman doktor olabilir bir kısmında ise kıdemli hemşire olacaktır. Bunun dışında birer adet mimar veya inşaat mühendisi, ziraat mühendisi, veteriner ve güvenlik görevlisi kadrolarını da kooperatif yönetimine almak faydalı olacaktır.
130 haneli köyde, okul harici olması gereken birimler nelerdir? PTT şubesi, bakkal, kasap, berber, terzi, elektrik atölyesi, mekanik atölyesi, marangoz atölyesi, muhtarlık ve köy kahvesi olabilir. Sosyal tesisler arasında ibadet alanları ve spor alanları sayılabilir.
Köy girişinde PTT önüne benzin ve dizel dolum pompası kurulabilir.
Kooperatif modeli tek çözüm
Bu derecede küçük yerleşim biriminde tüm uzmanlıkların serbest piyasa ekonomisine uygun olarak hizmet sunmasını beklemek hayalcilik olur. Bu sistemi kendi haline bırakırsak ne elektrik atölyesi açılır, ne kasap açılır ama belki 2 tane kahve açılır. Bu durumu bugünkü kırsaldaki köylerimizin halinden görüyoruz zaten. Bu işi çözmenin garantili yolu planlamaktan geçer ve bu çapta üretken bir köy topluluğu tasarlayabilmek için, kaynakları israf etmeden yönetebilen "kooperatif" çatısı altında yapılandırılması en doğru işletme modeli olur.
250 aktif emekçinin olduğu köydeki emekçilerin büyük kısmının, misal 200 kadarının gönüllülük usulünce kooperatif üyesi olduğunu varsayalım. Köyü fiilen yöneten, kaynakların atamasını yapan, kırsalda tarımsal üretimi yapan bilfiil kooperatif yönetimi ve üyeleri olacaktır. Köydeki varlıkların büyük kısmı kooperatifin mali olacaktır. Tarlalar, konutların bir kısmı, altyapı, üstyapı, esnaf dükkanları, hepsinin sahibi kooperatif olacaktır. Okulun devlet memuru olan başöğretmeni, kooperatifinde başkanı olacaktır.
Yeterli arazi var mı?
Gelin bir de işin arazi kısmına bakalım, bu küçük köy modeline Türkiye şartlarında ne kadarlık arazi tahsis edebiliriz? Makul ekonomik çıktının üretilebileceği, ölçek ekonomisine uygun bir büyüklük oluşturabilir miyiz?
Türkiye'de nüfusun 20% kadarı kırsalda yaşıyor yani köy ve beldelerde.
Nüfusa 85 milyon desek, 21 milyon kırsalda yaşıyor. Türkiye'nin 783.000 km2 alanının 90% kadarı kırsal alan desek, 705.000 km2 yapar. Kişi başına 33 dönüm yapar. 400 kişilik köye 13.200 dönüm düşer. Fazlasıyla yeterli, ölçek ekonomisinin verimli şekilde kullanılabileceği bir arazidir bu. Tarım, hayvancılık, sanayi vb. köydeki herkesi 100 kere doyurur, üzerine de bolca köy dışına ihracat yapılır.
Kırsaldaki 21 milyon nüfusumuzu bu şekilde mini köylere göre planlarsak, bu köylerden 52.500 adet Türkiye'nin her yerini dantel gibi saracak şekilde planlı şekilde kurabiliriz. Bu düzende köylerin merkezlerinin arası yaklaşık 2 km oluyor. Ortalama köyler daha büyük olacağı için ortalama köy merkezi arası mesafelerde artacaktır. Herhalde 4 km civarı mesafe köyler arası makul bir mesafe sayılabilir. Bisiklet ile 20 dk. da gidilebilecek bir mesafe. Bu yapı köylerdeki kooperatiflerin birbirleri ile ticaret ve takas yapmasını ve bir köyde eksik olan hizmetin komşu köyce karşılanmasını kolaylaştıracaktır.
Mini köy modeli zaman içinde olgunlaştıkça ve kooperatif kadrolarında mimar, mühendis gibi uzmanlıklar oluştukça koyun ürettiği katma değerin ve hizmet çeşitliliğinin artmasını beklemeliyiz.
Bu küçük köy (veya kasaba) modelini yaygınlaştırarak aslında ekonomi ve toplumsal hayattaki birçok problemi çözebiliriz. Hangi problemleri çözüyoruz:
Beklenen Faydalar
1) Şehirler ve kırsal arasındaki gelişmişlik farkı azalacak ve Türkiye daha dengeli ekonomik ve sosyal yapıya doğru geçiş yapacaktır.
2) Bir zengin toprak ağası ve yüzlerce gariban köylü yerine zengin kooperatif ve emek esaslı, adaletli paylaşım modeli hakim olacak.
3) Kooperatif yönetiminde ağırlık okul öğretmen kadrosunda, yani yüksek öğrenim görmüş kadınlarda olacağından yolsuzluk, arazi rantı kavgası, mirasyedi kavgası, aşiret çatışması gibi kavgalar asgari düzeye inecektir.
4) Büyük şehirlerde arazi pahalı olduğu için istihdam yaratabilecek birçok yatırım fizibl olamamakta ve gerçekleştirilememektedir. Kırsalda ise nitelikli personel çalışmak istememektedir. Köyleri yüksek refah ve hayat kalitesine göre tasarladığımızda ise birçok ilave yatırım alanı tekrar fizibl hale gelecektir ve nitelikli personele erişim artacaktır.
5) Köy merkezinden uzak şekilde tarımsal üretim yapmaya gerek kalmayacaktır. Köylünün tarlaya erişmek için yaptığı mesafe kısalacaktır. Küçük köy yapısıyla köyler birbirine yaklaşıyor. Köy merkezinden uzak yaşayan tüm kırsal nüfus, köy merkezinde yaşayabilir ve internet, elektrik, su, eğitim gibi tüm hizmetleri eksiksiz alabilir hale gelecek. Artan köy sayısı ile tarım arazileri köy merkezine yaklaşacak ve hem tarımsal arazinin değeri artacak (köy merkezine yakınlık önemli kriterdir) hem üretimi, verimi artacaktır. Eski yapıda merkeze uzak olduğu için işletilemeyen tarım arazileri değerlendirilebilecektir.
6) Kooperatif modeliyle kaynakların ortak kullanımı sağlanacağı için tarım emekçisinin maliyetleri düşecek. Eski püskü 10 tane düşük motor gücü olan ( toprağı sığ süren) traktör ile sürülen küçük tarlalar yerine modern, verimli, bakımlı, toprağı derin sürebilen 1 kooperatif traktörü ve benzeri üretim ekipmanları devreye girecek. Gübre, mazot, ilaç alımında kooperatifin toplu alım gücü, üretim maliyetlerini aşağıya çekecek.
7) Arazide ziyan olan ekin miktarı azalacaktır. Misal, Ege'de yamaçlardaki zeytin ağaçlarının mahsulü genelde toplanmaz, ağaçların bakımı yapılmaz çünkü traktör buralara giremez ve zeytinlik sahibi, erişimi daha kolay zeytinliklerin hasadı ile ilgilenir. Kooperatif modelinde atıl alanlar da işgücü planlaması ile işlenebilir.
8) Kırsalda yevmiye usulüyle çalıştırılan tarım emekçileri yapısı ideal bir tarımsal üretim çıktısının sağlanmasına yeterli olamamaktadır ve sosyal eşitsizlik sorunları da yaratmaktadır. Yevmiye usulüyle yapılamayan üretimin kooperatif modelinde yapılabilir olması beklenmelidir.
9) Çarpık kentleşme ve sonucunda oluşan hayat kalitesi azalması kaynaklı nitelikli beyin göçü problemi azalacaktır.
10) Yurtdışından Türkiye'ye, bu köylere emeklilik geçirmek üzere büyük birikimler ile gelen yabancı veya gurbetçi turist sayısı artacaktır.
11) Köyden şehre göç azalacak ve belki de terse dönecektir.
12) Büyük şehirlerin üzerindeki emlak talebi azalacaktır. Bunun da enflasyonu azaltıcı ve kaynakların ranta değil üretim ekonomisine akmasını sağlayacak etkisi olacaktır.
13) İşsizlik azalacak, Türk ekonomisi üretim kaynaklı sağlıklı büyüme yoluna girecektir.
14) Daha basit, sağlıklı, doğa ile iç içe yaşamak isteyen milyonlarca insan için ulaşılabilir bir seçenek oluşacaktır.
15) Türkiye şartlarında özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde dağlık araziden de kaynaklı olarak nüfus seyrekleşmektedir ve tarımsal üretim düşmektedir. Mini köy modelinin özellikle doğu ve güneydoğuda üretilen katma değeri önemli ölçüde artırması ve ulusal nüfus dağılımının daha dengeli yayılmasını sağlaması beklenmelidir.
16) Atık yönetimi ve geri dönüşüm oranlarında performans artışı sağlanacaktır.
17) Şangay, Moskova, Londra, Paris gibi büyük metropollerde olduğu gibi İstanbul'da da kalabalık şehir etkisinden dolayı nüfus artış hızı önemli ölçüde düşmekte hatta alınan dış göç hariç yerel nüfus azalmaktadır. Kırsala yönelik şehircilik projeleri ile azalan nüfus sorununun önüne geçilebilir.
18) Türkiye'de ilkokul seviyesi öğretmeni ve ziraat mühendisi konusunda arz fazlası vardır. Önerilen model özellikle öğretmen, ziraat mühendisi, veteriner, mimar gibi meslek alanlarında on binlerce ek istihdam sağlayabilir.
19) Uzun vadede bölgesel köy kooperatiflerinin ortaklığı ile taşımacılık, tarım, sigorta, finans vs. alanlarda büyük ölçekli firmalar oluşturulabilir.
20) Köy kooperatiflerinin güçlü sosyal destek yapıları sayesinde büyük şehirlerdeki yaşlı, engelli, hasta gibi dezavantajlı kesimlere kaliteli hayat imkanları köy kooperatiflerinde şehirlere nazaran çok daha kolay sağlanabilir.
21) Hızla yaslanan Avrupa ülkelerinde yaşlı bakımı konusu önemli bir problem olmaktadır ve köy kooperatifleri bu konularda kapasite sağlayarak istihdam ve gelir üretebilir.
22) Yazın köyde yaşayıp kışın şehirde yaşayan insanlarımız mevcuttur. Köylerin standardını yükselttiğimizde bu vatandaşlarımızı sürekli köyde tutabiliriz ve şehirlerdeki kaynak israfını azaltabiliriz.
23) Tarımsal girdiye ihtiyaç duyan ve sözleşmeli tarım modelleri ile üretim yaptıran bazı sanayi grupları bireysel köylüler yerine kooperatif yönetimi ile muhatap olmak zorunda kalacaklardır ve bunun sonucunda köylünün verimi ve kazancı artacak, sanayi firmasının da elde ettiği ürün kalitesi artacak ve firma riski azalacaktır.
Modelin Esasları
1) Bu modelde ilkokul sadece çocuk eğitimi için değil aynı zamanda tüm koyun eğitimi için bir merkez olarak konumlandırılmalıdır. Kütüphanesi, bilgisayar odaları, konferans salonu ile tüm köye hizmet veren kültür merkezi olacaktır.
2) Mevcut kırsal üretim düzeninin aksine kooperatiflerin yöneteceği sistemlerde bilgi, uzmanlıktan istifade ve teknoloji kullanımı, çağın üst standartlarında olacaktır ve her dönüm arazinin ürettiği katma değer misli ile artacaktır. Tek başına karar veren köylü aklı ile kooperatifin uzmanlık kadroları ile beraber vereceği kararların getirisi farklı olacaktır.
3) Kooperatifin mülk sahibi olacağı tarımsal modele mevcut tarla sahipleri geçerler mi? Gönüllü olarak geçmek istemeseler dahi bir süre sonra kooperatif modeli haricinde olan şahıs mülkiyetli tarlaların verimi düşük kalacaktır, işletme maliyetleri yüksek kalacaktır, kredi bulmakta, tarlalarında çalışacak emekçi bulmakta ve teşvik almakta zorlanacaklardır, su ve elektrik faturalarını ödemekte zorlanacaklardır ve yüksek katma değerin üretildiği doğru modelin kooperatif mülkiyetine geçmek olduğunu göreceklerdir. Tarla sahibinin tarlasına el koyulmayacaktır ve uzun dönemli hasılat paylaşımlı kiralamalar dahil, yumuşak bir geçiş tasarlanabilecektir.
4) İstatistiklere göre bir çocuğun akademik başarısındaki bir numaralı etken annesinin eğitim seviyesidir. Kooperatifin yönetiminin okul kadrosunda ve kadın ağırlıklı olması, köydeki çocukların kaliteli eğitim almalarının birincil güvencesidir.
5) Kooperatifin yönetiminde olacak bir misafirhane ve restoran ile koyun turistik potansiyeli ve gelir seviyesi artabilecektir. Derli toplu temel hizmetlerin yürüdüğü ve mütevazi konaklama imkanları sağlayan küçük köyler dünya çapında büyük turistik potansiyel barındırır.
6) Kooperatif modelinin verimli çalışması için bazı alanlardaki rekabetin düzenlenmesi gerekecektir. Misal 400 kişilik köyde süpermarket zincirine izin verilmemelidir. Başta yerel ve yöresel kooperatiflerin ürünlerini satan kooperatif marketi olmalıdır. Et ürünlerini kooperatif kasabı, sebze ürünlerini kooperatif manavı sağlamalıdır.
7) Küçük köyde 10 farklı marka beyaz eşya markası satılırsa kimse teknik servis alamaz. Kooperatif misal beyaz eşyada Arçelik, elektronikte Vestel ile anlaşır ve olayı çözer.
8) Modern şehir hayatında bulunacak birçok hizmetin düzenli mobil servisler ile köylere ulaştırılması da (misal dişçilik, göz muayene, sanat etkinlikleri vs.) günümüzde her zamankinden daha kolay hale gelmiştir. Birçok hizmet internet ortamından temin edilebilmektedir.
9) Kırsalda dağınık ve plansız yapılaşmalara altyapı götürmenin yatırım maliyeti ve bu hizmetleri sürdürmenin işletme maliyeti yüksektir. Planlı köyler ile israf azalacak, üretkenlik artacaktır.
10) Bu bahsettiğimiz köy tasarımları için pahalı ve ithal inşaat malzemelerine gerek olmayacaktır. Ucuz, yerli malzemeler ile ve akıllı tasarımlar ile kaliteli hayat ortamları yaratılabilir.
11) Köylerin akıllı tasarımları sayesinde araba kullanımı günlük hayat içinde en aza indirgenecek ve hem ulusal ekonomiye hem çevreye olumlu katkı sağlanacaktır.
12) Büyük şehirlerdeki pahalı arazi fiyatlarından dolayı vatandaşlara sağlanan konut maliyetleri yüksektir ve sunulabilen refah düşüktür. Daha düşük kamusal maliyet karşılığında kırsalda, bahçeli, müstakil veya yarı müstakil konutların sunulması ve daha yüksek refah sağlanması mümkündür.
13) Köylerde yetkili kooperatif yönetimlerinin olması sayesinde köylere dışarıdan yatırımcı gelmesi ve yatırım taleplerinin yetkili ve becerikli yönetimlerce hızla değerlendirilmesi beklenmelidir.
14) Köylerde tarım ve hayvancılık konusunda özel teşebbüs yatırımlarına izin verilebileceği gibi kooperatif olarak da bu yatırımlar yapılabilecektir.
Politika Önerileri:
1) Bu modelde sıfırdan yeni köylerin kurulabilmesi için devletin makro seviyede plan yapması, köy yerlerini, kooperatiflerin karakteristiklerini belirlemesi ve işin başlayabilmesi için gerekli kolaylaştırıcı rolü üstlenmesi gerekir.
2) Kırsaldaki topluluklarda, okul merkezli sosyal modele geçilerek devletin sosyal hayattaki yapıcı ve zenginleştirici etkisi belirginleştirilebilir. Bu şekilde tarikat ve cemaatlerin kırsalda zemin kaybetmesi ve Kemalist devrim yolunda yol alınması sağlanabilir.
3) Büyük şehirlerde açılacak kooperatif satış mağazaları ile kırsaldaki üretim desteklenebilir ve bu modelin yaygınlaşmasının önü açılabilir.
4) Bu yerleşim modelleri sadece Türkiye'de değil, çarpık yapılaşma mağduru olan ve tarımsal nüfusu kritik seviyede azalmış olan birçok Asya ve Afrika ülkesinde uygulanabilir.
5) Yerli tohum ıslahı ve yerli tohum kullanımı konusunda köy kooperatiflerine yön gösterilmelidir.
6) Özellikle kooperatif modeline geçmiş köylerde büyük refah artışı beklenmelidir.
7) Kooperatif kurumsal yapısı sayesinde yurtiçindeki ( ve belki de yurtdışındaki) üniversite öğrencilerine yaz stajı veya mesleki staj imkanları sunmak ve öğrencileri emek ve projeleri karşılığında mükafatlandırmak mümkün olabilir.
8) Köy kooperatifinin tanımlı coğrafi tarım alanları içinde üretilecek tarımsal ürünlerinin coğrafi tescili otomatik olarak oluşacaktır ve bu sayede mahsullerin yaratacağı katma değer artacaktır. Bu ürünler yurt içinde ve dışında pazarlanırken yöresel imzaları kullanılmalıdır.
9) Belirli köylerde sadece organik tarıma veya belirli sertifikasyondaki tohumlara izin verilebilir böylece tüm köyde üretilen mahsulün satış ve marka değeri artar.
10) Bu özelliklere göre kurulmuş kooperatiflere planlama, yatırım, eğitim, sağlık, ticaret konularında destek verecek ve koordinasyon sağlayacak, farklı bölgelerdeki kooperatif temsilcileri tarafından oluşturulmuş mekanizmaların kurulması da her bir koyun üretkenliğini artıracaktır.
11) 400 kişiden daha küçük köylerin üretken topluluklar olması mümkün gözükmemektedir ve muhtemelen bu topluluklar ülkenin ve ilgili hanelerin kaynaklarını israf edecektir. Kırsal yaşam mekanları, üretkenlik ve eğitim odaklı olarak tekrar düzenlenebilir.
12) Koy kooperatifi misafirhanelerinde ücret mukabili konaklayarak Anadolu'nun gezilebildiği bir turizm kanalının açılması kolaylaştırılabilir.
Kooperatifin gelir kaynakları
Kurulacak kooperatife geniş gelir imkanları yaratarak koyun hızla yatırım yapabilir ve gelişebilir hale getirilmesi faydalı olabilir. Kooperatifin gelir kaynakları şunlar olabilir: Kira gelirleri, tarım gelirleri, hayvancılık, arıcılık, seracılık, akaryakıt servisi, havuz balıkçılığı, elektrik ve su dağıtımı hizmetleri, çöp toplama hizmeti, köyün büyümesi ve yeni konut yapımı ile ilgili rantiye geliri, kooperatif aidatları, GSM anten kirası, soğuk hava deposu işletmeciliği, ilaç, gübre alım ve depolama komisyonları, misafirhane işletmeciliği vs..
Sonuç
Bu modeli 400 kişi gibi minimum seviyeden başlattık fakat çok daha büyük yerleşim birimlerinde, 1000, 5000 hatta 20.000 kişilik yerleşim birimlerinde dahi benzer tasarım kriterleri kullanılarak hayat kalitesi ve üretkenlik artırılabilir. Ayrıca mevcut çarpık yapılaşmanın olduğu köylerde de bazı konutlar yıkılarak ve kooperatif yönetimine geçilerek benzer etkiler kısmen de olsa görülebilir.
İsrail'deki Kibbutz modeli de yüksek üretkenlik, planlı ve modern köy hayatı, kooperatif modeli gibi unsurları ile önerdiğimiz modele benzerlik göstermektedir. İsrail Kibbutzlarından yüksek teknoloji üreten ve yüz milyonlarca dolar ihracat sağlayan firmaların çıktığını hatırlamalıyız.
Buna benzer modeller geliştirerek, büyükşehir hayatının yarattığı zaman ve işgücü kayıplarından kaçacak, hayat kalitesini yükseltecek, üretkenliği, doğa ile iç içe yaşamı, mutluluğu artıracak alternatif yaşam mekanlarına kısmen dahi olsa geçiş yapılabilir. Günümüzde oluşan uzaktan çalışma esaslı çalışma hayatı değişiklikleri, internet ve otoyol ağlarının getirdiği kolaylıklar, gelişen hava yolu taşımacılığı gibi faktörler buna müsaade etmektedir.
Türk siyasetinin mevcut halinde maalesef insanlarımıza daha kaliteli yaşam mekanları tasarlamak gibi programı veya derdi olan çok sayıda parti mevcut değildir.
Bu işleri becerebilecek kadrosu, programı ve kararlılığı olan, "İstanbul'u küçülteceğim" diyen, "köylüyü baş tacı yapacağım" diyen, kooperatif ve kamuculuk modellerini güçlü şekilde destekleyen, "emek, namus ve vatan" söyleminde olan, "Kemalist devrimi tamamlayacağız" diyen en az bir siyasi hareketimiz ne mutlu ki mevcuttur.