Tahran'da "Türk Kedileri" Sergisi Açıldı
Tahran Yunus Emre Enstitüsü, Tahran’daki kedi müzesinde “Nazlı Dostlarımızın Hikayesi” isimli bir fotoğraf sergisi açtı.
Sergi, Türkiye’nin farklı şehirlerinde farklı zamanlarda çekilmiş ve dikkat çekici hikayesi olan kedi fotoğraflarından oluştu.
2 Ocak’a kadar ziyarete açık olacak serginin açılış törenine Türkiye Tahran Büyükelçisi Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, İranlı kedi severler ile bu ülkede yaşayan Türk vatandaşlar katıldı.
Sergiye ilişkin kısa tanıtım konuşmalarının ardından Büyükelçi Kırlangıç, Tahran YEE Koordinatörü İbrahim Furkan Özdemir ile müzenin kurucusu Siyavuş Hatemi serginin açılık kurdelesini kesti. Açılışın ardından katılımcılar sergiyi gezdi.
BİRBİRİNDEN FARKLI HİKAYESİ OLAN KEDİLER BU SERGİDE
Tahran YEE Koordinatörü Özdemir, "Bugün Tahran Kedi Müzesi’nde Anadolu Ajansı’nın fotoğraf arşivinden elde ettiğimiz, Türkiye'nin farklı coğrafyalarında, farklı zaman ve mekanlarında çekilmiş olan Türkiye kedilerini, sergide gösterme imkanı bulduk." dedi.
Tarih boyunca kedilere çok farklı anlamlar yüklendiğini belirten Özdemir, "Antik Mısır’da kediler kutsal sayılırken, Orta Çağ'da lanetli olarak değerlendirilmiş. Hatta şeytanla ilişkilendirilerek katledilmiş." dedi. Türk kültüründe hayvanlara önem gösterildiğini hatırlatan Özdemir, "Osmanlı’ya baktığımızda sırf kediler için, sokak hayvanları için özel vakıflar kurulmuş, beslenmeleri ve bakımlarına önem verilmiş." Değerlendirmesi yaptı.
Özdemir, "Kimilerine göre kedilere nankör deniyor, kimine göre vefasız deniyor ama bir anlamda kediler bizim abartılı sevgilerimizi, acılarımızı, coşkularımızı dengeleyen hayvanlar. Bir yazarın güzel bir ifadesi var 'insanların kedileri olmaz kedilerin insanı olur' diye. Bu ifadenin gerçekte bir karşılığı var." şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE İLE İRAN ARASINDAKİ KÜLTÜREL ETKİLİŞİMİ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye'de canlı kedi müzesi olmadığını, resmilerin, heykellerin ve oyuncakların sergilendiği bir kedi müzesi olduğunu aktaran Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizde özellikle Van kedilerinin, Ankara kedilerinin neslinin devamı için rehabilitasyon merkezleri açıldı.
Her belediyenin hayvan koruma barınakları var. Fakat burada çok anlamlı özel bir mekanda, yaklaşık 30 cins kedinin olduğu, ayrıca geçmişten günümüze farklı hikayelerin anlatıldığı fotoğraf sergilerinin bulunduğu bir müzede Türk kedilerini gösterme ve hikayelerini anlatma imkanı bulduk."
Özdemir, Türkiye ile İran arasındaki kültürel etkileşimi arttırmayı hedeflediklerini de vurguladı.
Müzenin kurucusu Siyavuş Hatemi de fotoğraf sergisinin merkezlerinde açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Asıl mesleği kitapçılık olan Hatemi, kedi müzesini açma serüvenine ilişkin, "Birkaç sene önce kitabevimize bir kedi geldi ve orada yaşamaya başladı. Kitabevinin bulunduğu çevrenin ve kitap okurlarının ilgisini çekti." ifadelerini kullandı.
O kedi ile müşterilerin kurduğu ilişkinin kendilerine kültürün değiştiğini hatırlattığını ifade eden Hatemi, bu durumun müzeyi açmasına ilham kaynağı olduğunu söyledi.