İşte Türk Lirası'nın 96 yıllık ilginç öyküsü
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 96 yıllık geçmişe sahip kağıt paralardan 1 milyonluk banknotla Türkiye 1995 yılında tanışırken, 1928 yılına kadar kullanılan Osmanlı evrak-ı nakdiyeleri ve 1948 yılına kadar kullanılan Osmanlı Bankası banknotları dışında da farklı paralar kullanıldı.İşte o ilginç tarih.
CUMHURİYET DÖNEMİNİN İLK KAĞIT PARALARI 1927 YILINDA BASILDI
Cumhuriyetin ilanından günümüze değin 9 emisyon dönemi söz konusu oldu, bunların alt gruplarıyla birlikte 126 tertip banknot dolaşıma girdi. Birinci emisyon dönemi 1931'e değin sürdü. Henüz merkez bankası kurulmadığından ve Osmanlı Bankası'nın tekeli de sona erdiğinden bu paralar yurt dışında bastırıldı.
1931'de ikinci emisyon dönemi başladı. Bu dönemde basılan paraların en önemli özelliği, üzerinde arapça harfler yerine latin harflerinin yer alması ve yurt içinde yerli imkanlarla basılmasıydı.
1927'den 1938'e değin paraların üzerinde Atatürk resmi bulunmaktaydı. 1938 yılında Atatürk'ün ölümünden sonra, ikinci emisyon döneminde basılan paraların üzerine 1938'den itibaren ismet inönü'nün resmi basılmaya başlandı. Bu olay çeşitli tartışmalara neden olsa da, aslında tamamen kanunun uygulanması böyle bir durumu ortaya çıkarmıştı. Söz gelimi, Atatürk zamanında kabul edilen türk parası kanununa göre, paranın üzerine mevcut cumhurbaşkanının resminin basılacağı hükmü geçerliydi.
Ancak yine de üzerinde İnönü resmi bulunan paralar, İkinci Dünya savaşı'nın yarattığı mali olumsuzluklara bağlı olarak yeterince basılamamış ve Atatürk resimli paraların kullanımı da uzunca bir süre devam etmiştir. Savaştan sonra ise, 1951 yılında kanunda değişiklik yapılarak, paraların üzerine cumhurbaşkanının resminin basılacağı hükmü kaldırılarak, yalnızca Atatürk'ün resminin basılacağı ifadesi konmuştur. böylece o günden bugüne paraların bir yüzünde daima Atatürk'ün resmi olagelmiştir.
Türk Nümismatik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Kayral'ın hazırladığı çalışmaya göre; 1950'li yıllarda Türkiye'deki iktidar değişikliğinin sonucu tüm sosyal ve ekonomik hayata yansıdı.
İktidar, paralardan cumhurbaşkanı resimlerinin kaldırılmasına ve Atatürk'ün resminin kullanılmasına karar verdi. 1 Aralık 1951 tarihinde ilk olarak 50 liralık kupürün tedavüle verilmesiyle başlayan 5. emisyon, yeniden Atatürk resimli ve filigranlı olarak üretildi.
1950'li yıllarda yavaş yavaş dışa açılım ve sanayideki ilerlemeler sonucunda kağıt paraların Türkiye'de basılması fikri yeniden gündeme geldi.
1951 yılında yeniden başlatılan Banknot Matbaası kurma işi ancak 1958 yılında tamamlandı ve aynı yıl banknot basımına başlandı.
5. emisyonun 3. tertip 100 lirası ilk basılan kağıt para olurken, bu tarihten sonra piyasaya verilen kağıt
paraların basımı Ankara'daki Banknot Matbaasında gerçekleştirilmeye çalışıldı.
1960'lı yılların ortalarına kadar matbaada İsviçreli, Alman ve Avusturyalı teknisyenler, Meclis'ten alınan özel izinlerle çalıştırılıyordu. Ayrıca 1967'de özel banknot kağıdı fabrikası çalışmaları yapılmış ve 1968'de Pakistan'da ortak bir fabrika bile kurulmuştu.
15 Haziran 1966 tarihinden itibaren yavaş yavaş 6. emisyon paralarına geçilmeye başlandı.
1970'li yıllar ekonomide enflasyonun hakim olduğu, kıtlık dolu yıllar olarak tarihe geçti.
Dünyada yaşanan petrol krizleri, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında maruz kalınan ambargo ekonominin durumunu iyice kötüleştirdi.
Tüm bunların sonucunda paranın değeri çok düştü ve kuruşun kıymeti kalmadı.
1979 yılından itibaren 7. emisyon banknotlar tedavüle verilmeye başlandı. 1970'lerin sonuna kadar en büyük kupür olan bin lira ulaşılamaz bir paraydı.
Üzerlerinde bulunan resimlerden dolayı çıkarıldığı zamanın izlerini taşıyan Cumhuriyet dönemi kağıt paralarından 1. emisyon kağıt paralar üzerinde kanunla belirlenmiş özel resimler bulunuyordu.
1 liralığın önünde Atatürk'ün ''milletin efendisidir'' dediği çift süren bir köylü ve arkasında Meclis binası yer alıyordu.
5 liralığın önünde ise Türk milliyetçiliğinin sembolü bozkurt ve Meclis Binası, 10 liralıkta da bozkurtla beraber Ankara kalesi, bin liralıkta ise Cumhuriyetin en önemli atılımlarından demiryolu resmedilmişti.
5 liralığın önünde ise Türk milliyetçiliğinin sembolü bozkurt ve Meclis Binası, 10 liralıkta da bozkurtla beraber Ankara kalesi, bin liralıkta ise Cumhuriyetin en önemli atılımlarından demiryolu resmedilmişti.
2. emisyon paralar anıtlar ön plana çıkarılıyordu. Ayrıca Anadolu'nun merkezi başkent Ankara vurgusu, kalesi ve keçisinin resimleriyle kullanıldı.
2. emisyon paralar anıtlar ön plana çıkarılıyordu. Ayrıca Anadolu'nun merkezi başkent Ankara vurgusu, kalesi ve keçisinin resimleriyle kullanıldı.
3. emisyonda binalardan vazgeçilerek köylü figürleri, en önemli ihraç kalemlerinden biri olan üzüm, sanayileşmeyi anlatan sanat okulunda makina başında çalışan öğrenciler ve cumhuriyetin ilk yıllarında oldukça faal olan izciliği özendiren figürler yer aldı.
Takip eden emisyonlarda tarihi yerler, devlet binaları ve Türk büyüklerinin resimleri kullanıldı
Takip eden emisyonlarda tarihi yerler, devlet binaları ve Türk büyüklerinin resimleri kullanıldı
Bunlardan farklı olarak sadece üç kupürde Cumhuriyet döneminin en önemli yatırımları resmedildi.
Bunlardan farklı olarak sadece üç kupürde Cumhuriyet döneminin en önemli yatırımları resmedildi.
Türkiye, 1 Milyon Liralık Banknotla 1995'te Tanıştı
7. emisyonun devamı olarak arka arkaya 5 bin, 10 bin, 20 bin, 50 bin, 100 bin, 250 bin ve 500 bin liralık çok sıfırlı banknotlar basıldı. 1995 yılında ise Türkiye 1 milyon liralık banknotla tanıştı. Artık bin lira madeni para bile değildi.
1990'lı yıllara girildiğinde milyonluk kağıt para da yeterli gelmedi ve 5 milyon, 10 milyon ve 20 milyon liralık banknotlar tedavüle çıkarıldı.
Yeni milenyuma girildiğinde Türk parasının birimi ''milyon lira'' olmuştu.
Sıfırların yarattığı karmaşadan kurtulabilmek adına 2000'li yıllara girer girmez iki aşamalı bir para reformu planlandı.
Bu reform, Türkiye'de ilk defa paradan sıfır atma operasyonu gerçekleştirecekti.
Bu amaçla, öncelikle 28 Ocak 2004 tarihli ve 5083 sayılı ''Türkiye Cumhuriyetinin Para Birimi Hakkındaki
Kanun'' çıkarıldı.
2005’TE PARADAN SIFIR ATILDI
Ardından reformun birinci adımı olarak 1 Ocak 2005 tarihinde altı sıfır atılarak 8. emisyon paralar piyasaya sürüldü.
8. emisyonun birimi Yeni Türk Lirası olurken, 5, 10, 20, 50 ve 100'lük kupürlerden oluştu. 1, 5, 10 ve 20 liralık kupürler, halkın 20 senelik bol sıfırlı para alışkanlığından kurtulup sıfırsız Yeni Lira'ya kolay adapte
olabilmesi için grafik tasarım olarak 7. emisyonun eş kupürleriyle aynı yapıldı.
2012’DE SİMGE DEĞİŞTİ
Türk Lirası, 1 Mart 2012’de açıklanan simgesiyle yeni bir dönemine daha girdi.
50 ve 100 liralık kupürler ise yeni tasarımlar oldu.Türk lirasından 6 sıfır atılmasıyla 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Yeni Türk Lirası'na geçiş gerçekleşti. Ekonomik istikrarın kalıcı olması yönünde bir
kararlılık ifadesi, bir simge olarak kabul edilen bu karar, ulusal nitelikli bir proje olarak tanımlandı.
Projenin iletişim kampanyası kapsamında çok sayıda bilgilendirici nitelikte afiş, broşür ve kitapçık basılarak dağıtıldı, aynı zamanda televizyon ve radyo tanıtımları yapıldı.
9 EMİSYONDA 24 FARKLI KUPÜRDE VE 126 TERTİPTE KAĞIT TL KULLANILDI
5083 sayılı Kanun'un birinci maddesi, Bakanlar Kuruluna Yeni Türk Lirası'ndaki ''yeni'' ibaresini kaldırmak için yetki veriyordu. Planlanan reformun ikinci ve son aşaması olarak bu yetki kullanıldı. 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle Yeni Türk Lirası banknotların tedavülden kaldırılmasına karar verildi.
Karar 5 Mayıs 2007 tarihinde resmi gazetede yayınlandı. Ayrıca kaldırılacak banknotların yerlerine 9. emisyon Türk Lirası paraların piyasaya verileceği duyuruldu.
Günümüzde de kullanılan 9. emisyon Türk Lirası banknotlar 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren yeni tasarım, boyut ve güvenlik özellikleriyle piyasaya verildi.
Bu emisyon kupürleri 5, 10, 20, 50, 100 ve 200 liralıklardan oluşurken, bu emisyonda diğer bir yenilik de 200 liralık kupürün ilk defa kullanıma alınması oldu.
Cumhuriyet tarihi boyunca, 1928 yılına kadar kullanılan Osmanlı evrak-ı nakdiyeleri ve 1948 yılına kadar kullanılan Osmanlı Bankası banknotları dışında, 9 emisyonda 24 farklı kupürde ve 126 tertipte kağıt Türk Lirası kullanıldı.
Üzerlerinde bulunan resimlerden dolayı çıkarıldığı zamanın izlerini taşıyan Cumhuriyet dönemi kağıt paralarından 1. emisyon kağıt paralar üzerinde kanunla belirlenmiş özel resimler bulunuyordu. 1 liralığın önünde Atatürk'ün ''milletin efendisidir'' dediği çift süren bir köylü ve arkasında Meclis binası yer alıyordu.
Koleksiyonculuğun bir kültür olduğunun altını çizen Kayral, ''Bizim toplumumuzda genel bir biriktiricilik hakim. Ne olduğunu bilmeden biriktirenler var. Maalesef diğer Avrupa ülkelerindeki koleksiyonerlik düzeyinde değiliz. Bu, koleksiyon kültürünün tam oturmamasından kaynaklanıyor'' dedi.