İlber Ortaylı’dan hayata dair 20 tavsiye
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı'nın 2018 yılında çıkan Bir Ömür Nasıl Yaşanır? Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler isimli kitabında, hayata dair bir çok tavsiyede bulundu. İşte Ortaylı'nın hayata dair 20 tavsiyesi.
Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesi, Türk tarihçi, akademisyen ve yazar İlber Ortaylı tarafından yazılan, Kronik Kitap Yayınevinin bastığı "Bir Ömür Nasıl Yaşanır? Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler" isimli kitabı, okuyucular tarafından oldukça ilgi gördü. Ortaylı kitapta “Hayatımız temel olarak dörde ayrılır” diyor ve şöyle devam ediyor: “12-15 yaş arası, 25-40 arası, 40-55 arası ve 55 sonrası. İyi bir yaşam için her bir dönemde tamamlamamız gereken bazı işler, edinmemiz gereken bazı alışkanlıklar vardır. Bunlar verimli ve güzel bir ömür sürmenin anahtarlarıdır.”
İşte kitaptan derlediğimiz 20 tavsiye ve tespiti sizlerle:
“Bugünkü aklım olsa hem Doğu’yu hem Batı’yı öğreten bir üniversitede okur, sonra da İtalya ve İran’da uzunca araştırmalar yapardım.”
"Becerilerinize gerçekten uyan mesleği seçiniz. Kendi kapasitenizin altında çalışmayın, kendinize bol ya da dar gelen bir gömleği giymekten kaçının.”
“Esas olan 25’ine kadar öğrendiklerinizdir. O yaşa kadar okuduğunuz kitaplar, seyrettiğiniz filmler, gördükleriniz hayatınız boyunca sizinle kalır. Belli yaşlardan sonra öğrendiklerinizi aynı hızla unutuyorsunuz.”
“Bir dil sadece gramer kitaplarıyla öğrenilmez. Farklı kaynaklar kullanmayı da bilceksiniz. Örneğin Batı dillerini öğrenmek için İncil faydalıdır. O dili kunuşan çocuklar için yazılmış tarih kitaplarıyla, birtakım hatıratlar da çok işe yarar.”
“Okuyup yazarak çalışanlara, sabahları çalışmalarını, bilhassa da notlar alarak çalışmalarını katiyetle öneririm. Sabahların özel havasından faydalanmak gerekir.”
“İyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Maalesef Türklerin böyle bir kabiliyeti yoktur. Türkler yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamanın konforuna güvenir ama bu da yaratıcılığı öldürür.”
“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında bir pencere açın. O pencereyi açıp dışarıda farklı dünyalar görebilirseniz, bir eşiği de atlamış olursunuz.”
“Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kaçının. Monotonluktan uzaklaşın. Yüzünüz ifadesiz kalmasın.”
“İlla aynı hayat görüşünü paylaştığınız insanlarla dost olacaksınız diye bir kural yoktur. Ben her dostumun hayat görüşünü paylaşmam ama görüşlerinden faydalanırım.”
“Çocuğunuzu sadece kendisi olduğu, çocuğunuz olduğu için sevin. Bizdeki büyük yanılgılardan biri insanlarımızın kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarından beklemesidir. Bunu yapmayın, çocuklarınıza kendi yükünüzü yüklemeyin.”
“Bir şehri gezmek emek ister. Okuyacaksınız, harita bulacaksınız, notlar alacaksınız, fotoğraf çekeceksiniz ve defter tutacaksınız.”
“Okumuş insanın görmesi gereken beş şehir: Petra, Antakya, Palmira, Efes ve İskenderiye… İstanbul bile bu şehirlerden sonra ortaya çıkmıştır.”
“Bir toplum ancak filoloji bilgisine sahipse bütün zamanları kontrol ediyordur, musiki ve matematikten anlıyorsa bütün insanlıkla irtibat kurabiliyordur.”
“İslamiyet’in en hoş yaşandığı yer Saraybosna’dır. Orada Müslümanlık, Osmanlılık ve medeniyet birleşmiştir. Ezan sade insan sesiyle okunur, pek güzeldir."
“Kabiliyetleri tespit eden, çocukları ona göre yetiştiren bir sistem kurmamız gerekiyor. Hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayacak lükse sahip değildir.”
“Ezber ve tekrar eğitimin temelidir. Lisan da matematik de coğrafya da ezberleyerek öğrenilir. Gençlere tavsiyem bunlara kanıp ezberi bırakmamalarıdır."
“Hiç şüphesiz Dede Efendi’yi bilmeniz gerekiyor. Hafız Post’tan, Abdülkadir Meragi’den, Buhurizade Mustafa Itrî’den, Hacı Arif Bey’den, Rahmi Bey’den, Mesut Cemil’den haberdar olmanız yetmez, bestelerini de bileceksiniz.”
“Herkesi dönemiyle tanımanız gerekir. Sanatçıların, devlet adamlarının yaşadıkları dönemi bilirseniz, çağının bir insanı nasıl şekillendirdiğini de görürsünüz. Bu sayede, verilen eserleri, yapılan işleri de daha iyi anlarsınız.”
“40’lı yaşlar insana bir olgunluk, sakinlik, derinlik getirir. Birini 40’ından sonra daha iyi sevebilirsiniz, hatta daha iyi bir âşık olursunuz.”
Kaynak: Kaynak: İlber Ortaylı, Kar, Bir Ömür Nasıl Yaşanır? Hayatta Doğru Seçimler, Optimum Basımevi, Ankara, 2019.