Türkiye yıllardır kasetlerle yönetiliyor. Bunun adı da demokrasi oluyor.
Çin’de İpek Yolu Tarihi üzerinde çalışan bir araştırmacıdan mektup geldi.
Başarının anahtarı, başarılı pratiklerdir. Başarılı örnekler de diyebiliriz.
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy işçilerini on yıllardır tanırım. Oradaki sendika örgütlenmesini de bilirim. İşçi önderleri ve sendika yöneticileri arasında yıllardır tanıdığım arkadaşlarım var. Milas ve Yatağan köylüsü de uyanık ve aydındır. Orada Emek ve Cumhuriyet hareketi birleşmiştir.
Haziran Ayaklanmasıyla ilgili Emniyet Raporu açıklandı. Mücadeleye katılanların yüzde 78’i “Ulusalcı-laik”. Başka deyişle: Mustafa Kemal’in askerleri. Haziran Ayaklanmasının ideolojisi var. Sınıfsal dayanakları var. Emperyalistlerin korkuları ve devşirilmiş yalancı tanıkları var. Halk hareketinin asıl büyük dalgası önümüzde. Hepsi bu yazıda.
İşte o kadın Fransız İhtilali döneminde idam kürsüsünden haykıran kadındır: “Madem giyotine çıkabiliyoruz, halka hitap eden kürsülere neden çıkamıyoruz!”
Soru: ABD ve İsrail ikilisi, Suriye’nin kuzeyinde şu sıra hangi örgütü kullanıyor? PKK/PYD örgütünü mü, yoksa El Kaide/ El Nusra’yı mı? Çok açık: PKK/PYD örgütünü.
Bugün saat 10.00’da Petrol-İş’in Acıbadem’deki Genel Merkezinde 1. Emek Kurultayı toplanıyor. Bu satırları okuyanlara, toplantıyı izlemelerini öneriyoruz.
Dimdik ayakta olan, Cumhuriyet değil, cumhurdur. O cumhur, Cumhuriyetini bir devrimle kuracaktır. Seçimin anlamı budur.
“Biz zannettik ki, Cumhuriyet muhalefette korunur. Cumhuriyet muhalefette değil, iktidarda korunur. Eğer bu gidişe dur demezsek, bizler Meclis’te Atatürk’ün son milletvekilleriyiz.”
Ama Tayyip Erdoğanlar, Fazıl Say’ı hiç sevmiyorlar. Mehmet Aksoy’u da sevmiyorlar, “ucube” deyip heykellerini idam ettiler.
Görmüyor musunuz, Sarıgül, BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “dünya lideri” diyor. Bu, bir biat formülasyonudur.