Doğu Perinçek'ten CHP ve İyi Parti'ye siyasi cinayet soruları: Cinayeti kim işleyecek? Hedef kim?
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 12.10.2021 Salı günü, Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik’in konuğu oldu. Perinçek, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Perinçek, “Siyasi cinayet üç beş adamla olacak bir şey, onun için PKK, DEAŞ gibi örgütlere yaptırabilirler. Ben de o zaman Kılıçdaroğlu'nun yakasına yapışırım, Meral Akşener'in yakasına bir kez daha yapışırım.”dedi.
VATAN PARTİSİ BASIN BÜROSU
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 12.10.2021 Salı günü, Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik’in konuğu oldu. Perinçek, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Perinçek, “Siyasi cinayet üç beş adamla olacak bir şey, onun için PKK, DEAŞ gibi örgütlere yaptırabilirler. Ben de o zaman Kılıçdaroğlu'nun yakasına yapışırım, Meral Akşener'in yakasına bir kez daha yapışırım.”dedi.
15-16 TEMMUZ GECESİ SİYASİ CİNAYET KADROSU EZİLDİ
“Siyasi cinayetler” tartışmasına ilişkin açıklamarda bulunan Perinçek, “Mehmet Eymür MİT’in Operasyon Dairesi başkanıydı, bütün o siyasi cinayetler döneminde başlıca suçlulardan, MİT içindeki CIA mossad ekibinin iki liderinden birisi. Bu tartışma giderek büyüyor, önce Eymür sonra Kılıçdaroğlu ve İyi Parti topa girdi. Nedir bu siyasi cinayetler, ben de onlara şimdi şunu söylüyorum kim yapacak? 15-16 temmuz gecesi o siyasi cinayet kadrosu ezildi. FETÖgladyosunun bir kısmı hayatını kaybetti, TSK’nın ayakları altında kaldı, Türk polisinin ayakları altında kaldı. Bir kısmı da hapishanelere girdi, kilitlerin altında yaşıyor. O hapishaneden mi çıkıp yapacaklar? Acaba kenarda köşede kalmış kalıntıları mı var yoksa bunu PKK, DEAŞ gibi bir takım terör örgütlerine mi yaptıracaklar. ABD güdümünde olan Biden tayfasının bunu gündeme getirmesi çok ilginç, bunlar hükümetin can güvenliğini sağlayamadığı, asayişi sağlayamadığı ortamları oynuyorlar. Arkada kalan dönemdeki bütün tecrübelerde müdahaleler, “cinayetler birbirini kovaladı can güvenliği kalmadı karışıklık ortamları doğdu onun için toplum mühendislerinden toplumdan birisi gelsin bu işi çözsün” talepleri yükseltildi, o darbeler öyle geldi. Şimdi Türkiye öyle bir ortamda değil, ekonomide büyük zorluklar var ama anladığım kadarıyla erken seçim yaptırmak ve Amerika’nın müdahale ettirebileceği koşulları yaratmak için ‘bu hükümet can güvenliğini sağlayamıyor’ gibi bir takım propaganda temaları gündeme getiriliyor. Ama başarıya ulaşma şansları yok. Bu Amerika'nın Türkiye'deki son çırpınışları olur. Haberi verenler, o cinayetleri fitilleyecek ve yaptıracak güçle birlikte çalışıyorlar. Biden tayfası, kim yapacak başka? Siyasi cinayetler yapılıyor dediği zaman kimin yapacağını açıklaması lazım. Mesela biz Kontrgerilla ve Gladyo ile mücadele ederken parmağımızla onları gösteriyorduk; burada bir siyasi cinayet örgütü var ve onlar her şeyi tezgahlıyor diyerek kanıtlarımızı gösteriyorduk ve hayatta bizi bütün olgularda kanıtladı. Toplumda bir güvensizlik, umutsuzluk. karamsarlık yaratmak ve bu iktidara karşı olan havayı daha da koyulaştırmak amacıyla getirilen bir söylem olarak görünüyor. Siyasi cinayet yapmayacak bir tek güç varsa bugün o da iktidardır. Bugünkü AKP hükümetinin siyasi cinayetler yapacak bir örgütlenmesi yok. Onu eskiden görüyorduk. Kontrgerillayı FETÖ'yü altmışların sonundan başlayarak gördük. O örgüt 15-16 temmuz gecesi ezildi. Kalıntıları da bu işi beceremez. PKK’da eziliyor ama siyasi cinayet üç beş adamla olacak bir şey, onun için PKK, DEAŞ gibi örgütlere yaptırabilirler. Ben de o zaman Kılıçdaroğlu'nun yakasına yapışırım, Meral Akşener'in yakasına bir kez daha yapışırım. Meral Akşenerler siyasi cinayetlerden sorumludurlar. Çünkü FETÖ’nün adamlarını istihbaratın başına getirmiştir Meral Akşener, Türk Ordusu’nun içine kulak yerleştirdi, bizzat Başbakan açıklamıştı bu tür işlerde olduğunu.”ifadelerini kullandı.
ÜRETİM DEVRİMİ KURULTAYLARI
Üreticilerin sorunlarına karşı çözüm üretmek için Türkiye’nin dört bir yanında Üretim Devrim Kurultayları düzenlediklerini anlatan Vatan Partisi Genel Başkanı, “En güzel tarım ovalarımıza binalar diktik, fabrikaları oralara kurduk bunlar hep özel kar sisteminin başımıza açtığı problemler. Eğer kamucu planlı, Atatürk döneminde olduğu gibi bir ekonomi politikası olsa verimli topraklarda tarım olacak ama biz kalktık üstelik deprem kuşağı olan yerlere, fay hatları üzerine sanayiler kurduk. Yıkılıyor bir daha aynı sanayiyi oraya koyuyoruz.”dedi.
Mülkiyet ilişkilerine dokunmadan çözüm ortaya koyulmaz diyen Perinçek, “Ben sıkıntılardan çok çözümü konuşmayı öneriyorum. Her tarafta sıkıntı var ve siyasetçilere de bakıyoruz hep dert ve şikayetleri anlattılar bir çözüm yok. Çözüm deyince de gülünç şeyler söylüyorlar. Ben de herkese birer saray vereceğim, yüzer altın dağıtacağım, gökten yağmur yağdırıp Kayseri'ye deniz getireceğim derim ama bunlar çözüm değil. Vatan Partisi çözümü ortaya koyuyor, mülkiyet ilişkilerine dokunmadan geldiğimiz noktada çözüm yok. Onun için gübre ile, tohum ile ilgili özel bir çözüm var tabi ama esas köklü çözüm gerekiyor. Bunların hepsi en sonunda bir yere bağlanıyor o da Türkiyenin kaynaklarının halk lehine, üretici lehine aktarılması, çözüm budur. Türkiye'nin kaynakları var ve her yıl Türkiye birşey üretiyor. Bu üretilenler ile ekonomi programı yapabilirsiniz gökten sizlere birşey yağmıyor. O üretilenleri Türkiyenin kaynaklarına nasıl taksim edeceksiniz? Vatan Partisi burada belli mülkiyet ilişkilerine dokunmadan, bankalara dokunmadan çözüm yok diyor. Faizcinin mülkiyetine dokunmadan çözüm yok, dolar borsa vurguncusunun mülkiyetine dokunmadan çözüm yok. Dışarıdan sıcak para komisyoncusunun mülkiyetine dokunmadan çözüm yok, tarikat rantçılarının büyük toprak ağalarının, şeyhlerin mülkiyetlerine dokunmadan çözüm yok. Sistemin içinde olan siyasi partiler oralara dokunmamaya çalışıyor, yalnızca palavra üretiyorlar. Burada çözüm Türkiye’nin kaynaklarının en az yüzde yirmi beşini tasarruf edip yatırıma ayıracağız ve o yatırım sayesinde istihdam yaratacağız. Dolayısıyla çözüm tasarruf ve istihdamda, üretimde. Üretim arttığı için paylaştıracağımız bereket büyüyecek, çözüm bu kadar basit. Sıcak para komisyoncuları, dolar borsa vurguncuları, büyük faizciler, tarikat rantçıları hepsi ekonomiye birşey katmadan, ekonominin verimliliğine birşey katmadan ekonominin sırtındaki kan emiciler bunları koparıp atmak lazım. Bunları koparıp atınca sanayici güçlenecek, tarımcı güçlenecek, çarşılar, esnaflar güçlenecek çözüm burada.”diye konuştu.
“SORUNU BİZ ÇÖZECEĞİZ”
Üretim Devrim Kurultayları düzenledikleri bölgelerdeki çevre sorunlarına da değinen Perinçek,“Zağarlı köyünde atıkları dönüştürme fabrikası kurulmuş. Bizim kurultayı yaptığımız yerin birkaç yüz metre ötesinde kocaman gözüküyor bacalardan kum yağıyor. Orada bir limon bahçesine geçtik limon yaprakları yeşil değil kahverengi, bütün yaprakların üzerini o duman ve is kaplamış ve insanın nefes alması orada değişiyor. Bu durum, tarımı ve oradaki insanlarımızı mahvediyor. Bunun çözümü de basit, sulu filtre. Fabrikaya kimse karşı değil, çiftçide o bilinç var. Bu fabrika gitsin diyen yok, kalsın ama sulu filtre takılsın diyoruz. Kimsenin tozu dumana katmaya, tarımı mahvetmeye, vatandaşın sağlığı ile oynamaya hakkı yok. Yüreğir bölgesi Çukurova’nın en verimli bölgelerinden, o bakımdan biz bu konuyu ele aldık biz çözeceğiz. Eskişehir’in Bozan köyüne gittik orada da raylı sistem sorunu var. En verimli ovada raylı sistem test rayları kuruluyor. Lokomotifler, vagonlar orada test ediliyor. Raylar gelsin diyor çiftçi ama burada üçüncü sınıf kıraç arazi var oraya yapalım rayları diyorlar. Aydın’ın Yenipazar ilçesinde ayaklandılar beni de aradılar, otoban dağın eteğinden geçirilmiş sonra da getirmişler Yenipazarın en verimli toprakların ortasından otoban geçirmeye çalışıyorlar. Böyle tarım toprağını bitiremezsin, bitirdiğin zaman yüzyılını bin yılını bitirmiş oluyorsun. Çevre Bakanlığına ve çevre bakış açısına Türkiye'de çok büyük bir ihtiyaç var. Tarım Bakanlığımızın, Çevre Bakanlığımızın, hükümetimizin bunlarla ilgisi olacak. Sanayicilerimizin de vicdanlı anlayışlı davranmalarını bekliyoruz buna mecburlar. Hem insanlık ve vicdan bunu gerektiriyor hem de orada köylü ile uyum halinde yaşamaları lazım aynı zamanda bu yasal bir zorunluluk o yüzden o sulu filtreler oraya takılacak.”dedi.
TOPLANTILARIN AMACI: PKK VE FETÖ’YÜ KURTARMAK
CHP’nin KHK buluşmaları ile ilgili konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı, “15 bin kişi kanun yollarına başvurarak devlet içindeki konumlarına dönmüşler yani yargı yolu ile yanlış olan kararlar düzeltilmiş. 115 bin kamu görevlisi FETÖ ve PKK bağlantısı nedeniyle devlet görevlerinden tasfiye edilmiş. Diyarbakır İl Başkanımız Ferdi Tanhan onların bu toplantıyı yaptığı binanın önünde bir açıklama yaptı. Bu toplantıların, PKK’yı kurtarmak, FETÖ’yü kurtarmak için yapıldığını ve buna kesinlikle izin vermeyeceğimizi duyurdu. Bakın bu aynı zamanda PKK'nın bitmekte olduğunu gösteren bir olay. Vatan Partisi bugün Diyarbakır'da, Şırnak’ta, Mardin’de, Hakkari’de PKK'ya karşı açık eylemler yapıyor ve oralarda PKK'nın borusu artık ötmüyor onu da Vatan Partisi bütün toplumumuza milletimize gösteriyor.”dedi.
“CHP AMERİKA’YA BAĞLILIKTA AŞIRI TAVIR SERGİLİYOR”
Perinçek, Kılıçdaroğlu'nun Suriyeli bir grup aktivist ile “Suriyeli Sığınmacılar; Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla yaptığı toplantı ile ilgili şunları söyledi: “Uluslararası toplum dendiği zaman o uluslararası dilde Amerika’dır, Atlantiktir, o Amerikanın kibar adı. Orada diyor KKTC modeli uygulanmalı, BM gücü gelmeli. Yani Amerika’nın güdümünde orada PKK, YPG ikinci İsrail devleti kantonu kurulsun, orada Amerika’ya bağlı bir PKK devletçiliği olmalı çözüm budur, diyor. Bu çok normal çünkü eskiden beri YPG'ye kurtuluş örgütü diyor. Bugün Türkiye'de HDP’siz hiç bir yerde adım atmıyorlar, koluna takmışlar HDP'yi. Tabi bu stratejinin bir parçası da Suriye'nin kuzeyinde PKK’nın bir Amerikancı devletçik oluşturması. Devamında şunu söylüyorlar, Beşar Esad'ı tanımadıklarını Beşar Esad'a karşı muhalefeti mi desteklediklerini. Yani Beşar Esad'ı hedef alan bir ifade var orada. Suriye'nin kuzeyinde zaten KKTC benzetilerek bir kanton devletçik kurulması dendiği zaman Beşar Esad'ı devirerek bunu yapabilirsiniz. Suriye'yi parçalama ve Türkiye’yi parçalama planının bir parçası. Suriye parçalandı mı Türkiye de parçalanır. Bu ABD’ye ‘ben sadığım, sana bağlıyım beni kullanabilirsin her konuda bir sınırım yok, seçmeni de tanımıyorum, Türk Milleti bana kızarmış bunlar umrumda değil artık”demek. CHP yönetimi Amerika’ya bağlılıkta aşırı bir tavır sergiliyor.”
PKK’YI SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ BİTİRİR
Suriye ile diyaloğun ötesinde işbirliği yapmamız lazım diyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Diyalog ötesinde işbirliği yapmak lazım, İdlib’de HTŞ diye bir terör örgütü, hükümete HTŞ gibi bir örgütü korumayı yakıştıramıyorum ama malesef Tayyip Erdoğan yönetimi koruyor. Tayyip Erdoğan yönetiminin Suriye sınırımızda 40 km derinliğinde bir şerit oluşturması da Türkiye için son derece tehlikeli bir olay. Hedef PKK’yı bitirmek olmalı, şerit üzerinden hakimiyet sağlamak çok yanlış bir politika. PKK’yı bitirmek Suriye ile işbirliğinde olur nereye kaçarsa kaçsın PKK'yı Suriye ile birlikte bitirirsin. Türkiye -Suriye işbirliği olduğu zaman PKK Kandil’de beyaz bayrak çeker.”dedi.
LEVENT KIRCA HEDEFLERİ MİZAHLA VURDU
Levent Kırca’yı vefatının 6.yılında anan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Levent Kırca her şeyden önce büyük bir tiyatro ustasıydı, bizim tiyatro tarihimizin en büyük ustalarından biriydi. Hep onu tiyatrocu tiyatro ustası olarak anıyoruz ama aynı zamanda büyük bir yazardı. İnsana çok büyük bir mutluluk veren dostluğu vardır, onun dostluğuyla da iftihar duyuyoruz. Silahı bir bakıma gülümsemekti, güldürerek hedefleri yıkıyordu. Levent Kırca’nın Silivri duvarlarının üstünden geçerken, zorlukları göğüs gererken, barikatları aşarken yüzüne bir kamera tutsanız gülerek o zorlukları yendiğini görürüz. O zorluklarla gülümseyerek savaşmayı bu millete açıkladı. Mermi ile değil de mizahla vurdu hedefleri. Türk tarihinde eşsiz bir yeri var. Levent Kırca Vatan Partisi’ne girerek orada Merkez Yürütme Kurulu Genel Başkan Yardımcısı olarak o gün savaşılması gereken kuvvetin en zıt yerinden FETÖ’'ye karşı, Amerikan Emperyalizmine karşı meydan okudu. Türk milleti kalbinde de bilincinde de eşsiz bir yer edindi. Onu saygıyla anıyoruz.” dedi.