Aramızdan ayrılışının 44. yılında Aşık Veysel'i saygıyla anıyoruz
Dünya gözüyle göremediklerini gönül gözüyle gören büyük halk ozanı Aşık Veysel... Bağlamasıyla aşkı, acıyı, vatan sevgisini, birliği ve beraberliği anlattı memleketine... Aramızdan ayrılışının 44. yılında Aşık Veysel'i saygıyla anıyoruz.
Onun sadık yari kara topraktı, memleketi, halkıydı.
Gönül gözüyle çaldı sazını, kaleminden dökülen dizeler gönüldendi. İşte bu yüzden dilden dile dolaşan bir destan oldu Aşık Veysel.
1894 yılında ozanlar, aşıklar diyarı Sivas'ın Sivrialan köyünde dünyaya geldi Aşık Veysel.
Çiçek hastalağı salgınında iki ablasını yitirdi Aşık Veysel, kendisi ise iki gözünü kaybetti. Daha 7 yaşındaydı...
Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan.
Aşık Veysel'i zindandan kurtaran babasının armağan ettiği sazı oldu.
Yolu Ahmet Kutsi Tecer ile kesiştiğinde hayatı değişen Veysel'in içindeki en büyük yara Kurtuluş Savaşında cepheye gidememekti. Vatan sevgini dizelerine işledi, Cumhuriyet Destanı'nı yazdı.
78 yaşında gözlerini yumana kadar bağlamasıyla, şiirleriyle, türküleriyle Türkiye'ye hüznü, sevinci, birliği, diriliği anlattı.
ulusalkanal.com.tr