"Kadın cinayetlerine karşı Meclis olağanüstü toplansın"

"Kadın cinayetlerine karşı Meclis olağanüstü toplansın"

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, yaptığı basın açıklamasıyla Mersin'de katledilen Özgecan Aslan için kadın cinayetlerine dur demek için Meclis'in olağanüstü toplanmasını istedi.

Öztaşkın'ın yaptığı açıklama şu şekilde:

Özgecan, 20 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. Bu toplumda kadınlara dayatılan “iyi anne, iyi eş” rolünün dışına çıkıp, bir meslek sahibi olmayı, iyi psikolog olmayı, insanlara bu yolla yardım etmeyi seçmişti kendisine. Yoğun bir ders günü sonrası üniversiteden evine dönüyordu. İzin vermediler. Onu hunharca işlenen cinayete, bir erkek cinayetine kurban verdik.

Özgecan, okuldan eve gitme “hakkı”nın bile kadınlar açısından, o kadar da zor kullananan bir hak olduğunu farkındaydı, o genç yaşında. Yanında biber gazı taşıyordu, kendise tecavüz etmek isteyen erkeğe, direndi, biber gazı sıktı, mücadele etti. Olmadı.

Petrol-İş Sendikası olarak çok üzgünüz, tepkiliyiz. Türkiye'de her gün beş kadın öldürülüyor. Kadınlar, kadın örgütleri, sendikamızın kadın birimi, iş yerinde evde sokakta giderek artan kadın cinayetlerinin engellenmesi için defalarca, farkındalık eylemleri yaptı, defalarca, devletin bu işe el atması gerektiğinin altını çizdi. Kadına yönelik şiddet konusunda kadın hareketinin yıllar süren mücadeleleri sonucunda Türkiye'nin de imzaladığı Kadınlara Karşı Hertürlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nden, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesine kadar uluslar arası tüm anlaşmaların eşitlik konusunda devletlere yüklediği görevlere rağmen, ayrımcı söylemlere ve uygulamalara devam edildi.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini teminle yükümlü olan siyasi irade, her seferinde, kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini münferit bir olay olarak değerlendirerek, cinayetleri sıradanlaştırdı.

2003 yılı ile 2009 yılı arasında kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında arttı. Kadınlar artık şiddeti ifade etmeye başladıkları, karakola şikayet ettikleri için rakamlar yüksek çıkıyor, dediler. Kadın cinayetlerinde, erkeğin kravat takması bile “iyi hal indirimi” almasına sebep oldu.

Kadın cinayetleri artarken, şiddet yasası çıkarmak, özel tedbirler geliştirmek, denetim mekanizmaları oluşturmak, şehirleri kadınların sokağa çıkmasına uygun bir biçimde düzenlemek yerine, kadınların en büyük kariyeri anneliktir, kadın erkek fıtratan eşit değildir, hamile kadınlar dışarı çıkmasın, şeklindeki ideolojik saldırılarla sokağa çıkan, meslek sahibi olan kadınlar, değersizleştirildi.

Şiddeti meşrulaştıran söylemler

Kadını erkeğin denetlemesi gereken ikincil varlık olarak ele alan bu yaklaşımlar, erkek egemen kültürün hakim olduğu toplumda, kadın erkek eşitliği, derinleştirildi. Tecavüze uğrayan kadınlar doğursun, onlar da mini etek giymesin, biçimindeki ifadelerle tecavüz, sıradanlaştırıldı, meşrulaştırıldı...

Petrol-İş Sendikası olarak suçlunun sadece failler olmadığının farkındayız, kadın cinayetlerinin bu denli yaygınlaşmasında, yurttaşlarını kadın- erkek diye ayıran, her fırsatta kadın haklarını ve özgürlüklerini kısıtlamaya çalışan devletin, kadını sadece aile içinde konumlandıran hükümet politikalarının da rolü olduğunu düşünüyoruz.

İstanbul Sözleşmesine göre, kadınların şiddetten uzak yaşama hakkı vardır. Sözleşme bu hakkın uygulanması yükümlülüğünü devletlere vermiştir. Petrol-İş Sendikası olarak hükümeti görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. Failler bir an önce cezalandırılsın, sorumlular bir kez daha kendi suçları üzerine düşünsün.

Kadın cinayetlerine karşı Meclis olağanüstü toplansın! Acil önlem alınsın, kadın cinayetleri son bulsun!

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın"

ulusalkanal.com.tr

Kadın Cinayetleri Türkiye Büyük Millet Meclisi