Federal sistem tivitle kurulmaz silahla kurulur

Aydınlık gazetesi yazarı Doğu Perinçek yazdı.

Federal sistem tivitle kurulmaz silahla kurulur

AKP milletvekili Ravza Kavakçı, tivitter hesabından bir paylaşımda bulunmuş. Diyormuş ki: “AK Parti Genel Merkez heyetimizle Alman Federal Konseyi Bundesrat’ı ziyaret ettik ve ayrıca Federal Sistem hakkında bilgi alışverişinde bulunduk.”

Tivitler laflar söylentiler

Dahası: AKP’nin federal sistem incelemeleri resmi olarak 2010 yılında ABD’de başlamış. Gazeteci Yılmaz Polat’ın Ulus Dağı Yayınları arasında çıkan “CIA Pençesinde Açılım” adlı kitabının 163 ve 164. sayfalarında verdiği bilgiye göre, Abdullah Gül, 8 Ocak 2008’de Bush’a konuk olmuş. Görüşmede, Kürt sorunu üzerinde durularak siyasi çözüm tartışılmış.

Daha dahası var: Bölücü Terör Örgütünün başı Abdullah Öcalan, ABD’nin eski Moritanya Büyükelçisi unvanını kullanan David Adolph Korn ile yaptığı görüşmede, “Biz Amerika’da olduğu gibi federal bir devlet, İspanya ve Almanya’da olduğu kadar da demokrasi istiyoruz.” demiş. Bunlar, ABD’nin 27 Haziran 1995 tarihli resmi FBIS bülteninde yazıyormuş.

Gerçekler ortada

AKP’nin eyalet sistemine “formatlanmasının” hikâyesi aslında daha uzun. Ve bu tivitler, bu laflar, o söylenenler, hepsi gerçek!

Ancak bizim araştırdığımız gerçek nedir: Federasyon kuruluyor mu? Gerçek açısından bakarsak, yapılacak saptama açıktır: Tivitle, lafla, beyanatla federasyon kurulmaz ve kurulamaz ve kurulamıyor.

Federasyon ya da eyalet sistemi, silahla kurulabilir.

Bu açıdan gerçekler ortada: Türk Silahlı Kuvvetleri, 24 Temmuz 2015 Harekâtıyla PKK’yı hendeklere gömdü.

Dahası: ABD’nin Kürdistan planı kapsamında tezgâhladığı 15-16 Temmuz FETÖ darbesi, Vatan Partisi’nin dirayetli duruşuyla Türk Ordusu ve Türk Milleti tarafından ezildi.

Dahası: Türk Ordusu, 24 Ağustos 2016 günü başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtıyla ABD-İsrail Koridoru’nu yardı ve DEAŞ’a ağır darbeler indirdi.

Dahası: 2017 yılı Eylül ayında Barzani’nin sözümona Kürdistan, gerçekte İkinci İsrail için referandum girişimi, bölge ülkelerinin işbirliği ve Irak Ordusunun Kerkük’e girmesiyle bozguna uğratıldı.

Dahası: Türk Ordusu 2018 Ocağında Zeytin Dalı Harekâtıyla Afrin’i PKK’dan temizledi.

Dahası: Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Polisi, Bölücü Terör Örgütünü temizlemeye devam ediyor.

Kaldı mı federasyon planı?

Federasyon planı silahla sahnelendi ve silahla bozuldu

Hadi diyelim ki, tivitle federasyon kuranlar var, peki tivitle federasyon kurulacağı “tehlikesini” ciddiye almaya ne demeli.

AK Parti’nin BOP Eşbaşkanlığını üstlendiği ve bunun gereği olarak 2010 yılında Kürt Açılımını gündeme getirdiği dönemde, gerçekten de bir federasyon tezgâhı vardı. Bu girişim, gerçek bir tehlikeyi içeriyordu.

Çünkü arkasında ABD silahı vardı. ABD silahlı güçleri, 1991 ve 2003 yıllarında iki kez Irak’ı işgal etti ve böldü. Barzanistan, ABD silahıyla kuruldu. PKK’ya Irak’ın kuzeyinde ABD Silahıyla alan açıldı. ABD, Suriye’de iç savaş tezgahlayarak, Türkiye sınırında PKK’ya kantonlar kurdurdu. Özetle federasyon girişimi, ABD’nin işgalleriyle, iç savaş tertipleriyle ve Bölücü Terör Örgütüne silahlı desteğiyle kuruluyordu.

Türkiye başta olmak üzere Batı Asya ülkeleri, ABD’nin silahlı federasyon girişimine ancak silahla yanıt verebilirlerdi ve verdiler. Silivri Duvarını yıkmamız, federasyon planını bozma harekâtının başlangıcıdır.

Çünkü o sayede Vatan Partisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri duvardan çıktı.

Tehdidin bugünkü kaynağı

Türkiye’de korkular yayarak gazetecilik ve siyaset yapanlar var.

En önemli özellikleri, olgularla bir ilişkilerinin olmayışı.

Hep laflara, beyanatlara, tivitlere bakıyorlar. Ama gözleri, Türkiye’nin PKK’yı silahla ezdiği gerçeğine kapalı. Ve daha da önemlisi, federasyon nedir ne değildir, nasıl kurulur nasıl bozulur konusunda pek fikirleri yok. Ya da AK Parti yönetimine muhalefet edebilmek için, CHP’nin bağlandığı planları AK Parti’nin üzerine yıkmayı bir misyon bellemişler. O nedenle tehdide karşı değil, Türkiye güçlerine karşı cephe tutuyorlar.

Şu sıra Türkiye’yi bölme girişiminin merkezinde hangi siyasal güçler var?

Bu soruya yanıt vermek için, Türkiye’nin Bölücü Teröre karşı silahlı mücadelesine kimler muhalefet ediyor, ona bakacaksınız.

AKP’ye değil, Türkiye’nin vatan savaşına muhalefet edenlerden söz ediyoruz? HDP ve PKK dostlarından!

Hendek Savaşında kim PKK’yı kurtarmaya çalıştı,

Kimler seçimlerde sürekli HDP ile işbirliği yaptı ve halen de yapıyor,

Kimler PKK ve FETÖ’yü kurtarmak için Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyor,

Kimler Rojava’da PKK üslerini destekliyor,

Kimler ABD güdümünde “Türk Ordusu sınır ötesinde çamura battı” propagandası yürütüyor,

Kimler “Afrin’e tosuncuklarınız gitsin” diye psikolojik harekât yapıyor,

Kimler Türk Ordusu Afrin’e girmesin diye kampanya yürüttü,

Kimler Atlantik sistemine bağlılık yeminleri ediyor?

Savaşmak ya da yargılamak

Federasyon girişimine karşı kararlı ve tutarlı tavır, AKP’ye düşmanlık saplantısıyla olmaz.

Federasyon planlarına geçmişin mevzilerinde sipere yatarak da karşı konamaz. Savaş geçmişte olmuyor, bugün yaşanıyor. Milleti geçmiş mevzilere sokma çabaları, federasyon planına hizmet eder. Milleti, bugün ABD’ye karşı silahla mücadele eden güçlere karşı mevzilendirerek federasyon planından başka neye hizmet edilir?

Federasyona karşı mücadelenin mevzisi, dünde değil bugündedir.

Savaşmak ile yargılamak farklı eylemlerdir.

Savaş, bugünün eylemidir ve savaşanlar, günün mevzisinde savaşı kazanmaya kilitlenir.

Yargılayanın meselesi ise, dünle ilgilidir. Çünkü yargılanacak eylem dündedir. Eline terazisini alır ve dünün eylemlerini tartıya vurur.

Yargılamak, savaşın dışında bir eylemdir. Hatta bazen savaşanları yargılarsanız, savaş cephesindeki bir eylemdir. Savaşanlara karşı bir yargılama yapıyorsunuz demektir.

doğpu perinçek