Antalya'da "Herakles" heyecanı
Herakles Lahdi'nin yarın Antalya'ya getirilmesi bekleniyor.
Herakles Lahdi'nin yarın Antalya'ya getirilmesi bekleniyor.
Antalya'nın Aksu ilçesindeki Perge Antik Kenti nekropolünde 1960'lı yıllarda kaçak kazılarla bulunan ve yurt dışına kaçırılan 2 bin 200 yıllık Herakles Lahdi, 2010 yılında İsviçre'nin Cenevre Gümrüğünde ele geçirildi. Cenevre Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma sonucunda lahdin 2015 yılında Türkiye'ye iade edilmesine karar verildi fakat karşı taraf konuyu üst mahkemeye taşıyarak karara itiraz etti. Kültür ve Turizm Bakanlığının da girişimleriyle İsviçre'de sergilenen lahdin yarın Antalya'ya getirilmesi bekleniyor.
Lahdin Türkiye'ye getirilmesi bilim dünyasında da heyecan yarattı. Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Işık AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun bir uğraş sonucunda lahdin nihayet ülkesine, ait olduğu topraklara döneceğini söyledi.
Arkeoloji dünyası olarak bu gelişmeden büyük mutluluk duyduklarını belirten Işık, "Son 10 yılda 4 bin 130 eski eserimiz Anadolu'ya, ait olduğu topraklara geri getirildi. Ancak bilmeliyiz ki bu buz dağının görünen ucu aslında. Yurt dışında hala özellikle özel koleksiyonlarda tanımlayamadığımız, bilemediğimiz ve kaçırıldıklarından bile haberimizin olmadığı çok fazla sayıda eserimizi var." diye konuştu.
Kaçırılan eserlerin ait olduğu topraklara döndürülmesi için Türk devletinin büyük çaba sarf ettiğini anlatan Işık, şunları dile getirdi:
"Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bu doğrultuda verdiği mücadeleyi gerçekten çok büyük taktirle karşılıyoruz. Emek verenlerin hepsini tebrik ediyoruz. Her eski eser yaratıldığı toprakların ürünüdür. İlkesel olarak hep bu topraklarda bulunmalıdır. Bu nedenle yurt dışına kaçırılmış bütün eserlerimizin geriye iade edilmesini Türk arkeologları olarak talep ediyoruz."
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Özgür Arun da yaptığı açıklamada, Herakles'in Anadolu açısından önemine dikkati çekti.
Arun, "Herakles, bizim açımızdan çok önemli figürlerden birisi. Mitolojik kahraman ama önemli tarafı o ortaya konulan o sanatsal eserin değeri ve önemidir. Herakles, aslında hikaye edilen dönemdeki önemi bizim için Herakles'in simgelediği değerlerdir. Herakles, kararlılığı azmi ve bir yaşam boyunca süren başarıyı ve başarı yolundaki mücadeleyi temsil etmektedir." ifadesini kullandı.
Lahit parçalanarak kaçırılmış
Herakles Lahdi'nin 1960'larda kaçak kazılarda parçalanarak çıkarıldığını ve kaçak yollarla ABD, Almanya ve İsviçre'ye götürüldüğünü kaydeden Arun, bu parçaların daha sonra İngiltere'de birleştirildiğinin ortaya çıktığını söyledi.
Perge'nin çok önemli bir heykel yapım merkezi olduğunu da vurgulayan Arus, şu değerlendirmede bulundu:
"Herakles'in ustaları onu öyle güzel betimlemişler ki bugün bile bizler şaşırıyoruz. Herakles 12 görevini yaparken yapılan betimlemede lahdin etrafında dönen bir kişi Heraklesin bu görevlerini yaparken yaşlanmaya başladığını görüyor. Genç ve kuvvetli bir genç olarak başladığı görevini yaşlanmış biri olarak bitiriyor. Bu nedenle çok özel bir eser. Döneminde bu lahitler renkli yapıldığı için bu süreçler çok daha güzel eserlere yansıyordu."
Lahdin tekrar Türkiye'ye getirilecek olmasından büyük mutluluk duyduklarını vurgulayan Arun, Türkiye'denkaçırılmış tüm eserlere sahip çıkmak gerektiğini bildirerek, "Herakles Lahdi'nin çok önemli özelliği var. Antalyamız için önemli. Bizim topraklarımızın ürünü bu. Burada yaşamış, bu topraklara katkı sunmuş insanların ürettiği değerlerden birisi. Çok heyecanlandık. Birçok araştırmacı, arkeolog, sanat tarihçi, tarihçi ve sosyolog büyük heyecan duyuyor eserin ülkemize gelmesinden dolayı." açıklamasında bulundu.
Yorgun Herakles'in de bir süre önce ait olduğu Antalya'ya döndüğünü anımsatan Arun, "Yorgun Herakles'in heykeli içinde sevindik. Ülkemize gelmiş olmasından dolayı da çok mutluluk duyuyoruz. Ülkemiz dışında bulunan ve bize ait bu topraklara bu kültürlere ait diğer eserlerde yorulmadan ülkemize dönsünler." dedi.
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bulba da Herakles'in Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri olduğunu söyledi.
Bulba, Herakles'in 12 önemli görevinin, "Nemea Aslanı'nı yenmek, Lerna Gölü'ndeki çok başlı yılan Hydra'yı öldürmek, Artemis'in kutsal hayvanlarından Kyreneia geyiğini yakalamak, Erymanthian dağında yaşayan büyük yaban domuzunu diri yakalamak, Augias'ın ahırlarını bir günde temizlemek, Stymphalos'da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran Stymphalian kuşlarını kovmak, Girit'e gidip Poseidon'un Minos'a verdiği azgın Girit boğasını getirmek, Trakya kralı Diomedes'e ait dört vahşi kısrağı yakalamak, Amazonlar kraliçesi Hippolyta'dan büyülü kemerini almak, Okeanos'un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus'un sığırlarını çalmak, Hesperidler'in altın elmalarını getirmek ve Hades'in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeğini yeryüzüne çıkarmak olduğunu" anlattı.
Herakles Lahdi'nin hikayesi
Antalya'nın Aksu ilçesindeki Perge Antik Kenti'nden 1960'lı yıllarda kaçırılmasının ardından Herakles Lahdi'nin İngiltere'de restorasyonu yapılmış ve lahit 2010 yılında İsviçre'ye getirilirken Cenevre Serbest Limanı'nda İsviçre Federal Gümrük yetkilileri tarafından yapılan envanter kontrolünde İsviçre kanunlarına muhalefetten dolayı el konulmuştu.
İsviçre hükümeti 2011'de Kültür ve Turizm Bakanlığını olaydan haberdar etmiş ve bunun üzerine konunun uzmanı arkeologlardan alınan bilimsel görüşler ışığında eserin Perge kökenli olduğu anlaşılınca, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı. Cenevre Başsavcılığı, 21 Eylül 2015'te lahdin Türkiye'ye iadesine karar vermiş, bu karar 2 Mayıs 2016'da Cenevre Adalet Mahkemesi Ceza Dairesi tarafından onanmış ve iade kararı kesinleşmişti.
Perge Antik Kenti'nden 1960'lı yıllarda kaçırılıp İsviçre'de ele geçirilen, Roma Dönemi'ne ait, üzerinde 'Herakles'in 12 işi'nin tasvir edildiği lahit, Antalya Müzesi'ndeki Lahitler Salonun'da yerini alacak.
Yunan mitolojisinde Herakles, Roma mitolojisinde Herkül olarak bilinen mitolojik kahramanın 12 görevini betimleyen mermer lahit, Roma dönemi MS 2'nci yüzyıla tarihleniyor. 235 santimetre boyunda ve 112 santimetre genişliğindeki eser, arkeoloji literatüründe 'Torre Nova' olarak adlandırılan tipte 'Küçük Asya Lahit' grubuna giriyor.