Kınından çıkmış kılıç
-”Türkiye’yi bölenlerin iktidarını yıkacağız. Türkiye’yi birleştirenlerin iktidarını kuracağız. Kınından çıkmış kılıç gibiyiz. Göreve hazırız.”
Bu sözler Doğu Perinçek’e aittir ve 6 yıldır tutulduğu zindanın kapısından dışarıya adım atar atmaz söylenmiştir.
Peki bu ifadelerin okuması ne midir?
Türk jargonuna göre Alperen, Batı jargonuna göre şövalye ruhudur.
Evet sevin sevmeyin, Doğu Perinçek gerçek bir fenomendir.
Yılmayan, eğilmeyen ve doğru bildikleri için dik durmaya devam edip meydan okumaya devam eden bir önder profilidir.
Lafı dolandırmayacağım, Doğu bey bugünkü seyriyle milli direnişin lideridir.
Emperyalizme karşı rezerv tanımaksızın sesini yükseltebilen ve PKK ihanetine meydan okuyabilen bir profil.
Altını çizerek yazıyorum, Doğu bey ile bilinç muhalefeti gerçek yörüngesine oturacak ve milli olanlarla olmayanlar daha net ayrışacak.
TAYYİP Mİ, FETHULLAH MI?
Sanki ikisinden birini tercihe mecburuz! Sanki ikisi düne kadar beraber değildi!
Sanki kavgaları iktidar mücadelesi değil de ilkeler üzerine!
Hayır ikisinden birini tercih etmeyeceğiz çünkü ikisi de aynı yolun yolcusu.
İkisinin küresel kıbleleri aynı!
İkisi aynı emperyal projenin figürleri.
İkisi bugünkü facia Türkiye tablosunun sorumlusu!
İkisini aşmak için illa da birine yamanmaya ihtiyacımız yok.
Ve emin olun bu ülkenin onurlu insanları ikisini de aşar!
KATİLLER İLE KAHRAMANLAR
Hiç kimse son Ergenekon tahliyelerini Alparslan Arslan gibilerin tahliyeleri ile kirletemez.
İlaveten Zirve davasında tetik kesenler tahliye edilirken konu ile alakasız Hurşit Tolon Paşa’nın içerde tutulması kabul edilemez.
Aynı şekilde Veli Küçük neden bırakılmaz anlaşılır değildir.
Keza Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel ve Turan Özlü hala nasıl içerde tutulurlar?
Her şey ortada, adamına göre hukuk ve kanun uygulaması var ki bu durum behemehal giderilmelidir.
Bu arada Abdullah Gül’ün sergilediği tiyatro ayıp ötesidir.
Sanki son çıkarılan yasaya imzayı atan o değil de benmişim gibi şimdi ettiği laflara bakın!
HACIOSMANOĞLU BÜTÜN TRABZON’U TAHRİK EDİYOR
Fenerbahçe-Trabzon maçı olayları futbolun AKP iktidarı ile ne hale geldiğinin resmidir.
Maalesef futbol artık ajitasyon ve çatışma aracı haline dönüştürülmüştür.
Çıkan olaylar ile Trabzon imajı yara alıyor ki bunun birinci derece sorumlusu Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğludur.
Başkan dediğin tahrik etmez, yatıştırır.
Bu arada Trabzon Valisinin çatılara keskin nişancıları çıkarması bir başka garabettir.
Ne yani PKK’lılara karşı uygulanmayan bu metod ile Trabzonlu taraftarlar mı avlanacaktı? Trabzonlulara çağrımdır, başkanınızı değiştirin, imajınız bozuluyor.
MISIRLI ESMA İLE BERKİN!
Mısırlı Esma konusunu biliyorsunuz. Gösteriler esnasında ölen Arap kızdır.
Tayyip Erdoğan ile Türkiye’deki yüzbinler günlerce bu kız için ağıtlar yakmış ve gözyaşı dökmüştü.
Peki Esma için gözyaşı dökenler aynı şeyi Berkin Elvan için yapacak mı?
Berkin’i biliyorsunuz; Gezi direnişi sürecinde evine ekmek almaya çıktığında destan yazan(!) polisin attığı gazın fişeğiyle yaralanıp komaya giren ve dün yaşamını yitiren evladımızdır.
Göreceksiniz böyle bir şey olmayacak ki işte bunun için Tayyip Erdoğan’a zaman zaman sen kimin Başbakanısın soruları soruluyor.
Bu arada Berkin’in ailesinin kederini paylaşanlara dün gaz sıkan polise yazıklar olsun diyorum.
Aydınlık