7 TİP'li gencin katillerini 3.Yargı Paketi'yle kurtardılar
8 Ekim 1978'de Ankara Bahçelievler'de Haluk Kırcı ve Abdullah Çatlı'nın başında olduğu faşist çete tarafından öldürülen 7 TİP'li gencin katilleri '3. Yargı Paket'iyle salıverildi. Katledilen 7 genci saygı ve sevgiyle anıyoruz
Tarih 8 ekim 1978. Saat 20.00. Daha önce hazırlanan plan gözden geçirildi. "İdi Amin" kod isimli Haluk Kırcı Bahçelievler 15'inci sokak 56/2 adresine gönderildi. Haluk Kırcı eve gidip kapıyı dinledi. Arkadaşlarına "içeriden 2-3 kişinin sesi geliyor" dedi.
Zile bastılar. Kapının açılmasıyla birlikte eve daldılar… İçeride Türkiye İşçi Partisi üyesi beş öğrenci vardı:
ODTÜ elektrik bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Serdar Alten. Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi öğrencisi 26 yaşındaki Hürcan Gürses. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi gazetecilik bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Efraim Ezgin. H.Ü. İstatistik bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Osman Nuri Uzunlar ve yine aynı okuldan 20 yaşındaki Latif Can.
Evde silah yoktu, saldırganların evde tek bulabildikleri, Genç Öncü, Çark Başak ve Yürüyüş adlı dergilerdi. Ve başta Aziz Nesin olmak üzere bazı tanınmış yazarların kitapları...
Saldırganlar evdekilerin sayısının fazla olması nedeniyle aralarında biraz tartıştılar. Arabada bekleyen "Reis"e danışmaya karar verdiler. Reis Abdullah Çatlı onlara bir şişe eter ve pamuk getirmişti. Yerde yatan beş gencin yüzüne sırasıyla etere batırılmış pamuğu bastırdılar.
Tam o sırada kapı kısa aralıklarla üç kez vuruldu. İki kişi daha gelmişti: Türkiye İşçi Partisi üyesi Faruk Erzan ve Salih Gevence. Tekrar reisleri Çatlı'ya koştular, durumu haber verdiler. Çatlı emrini verdi: "Sonradan gelen iki kişiyi alıp otomobile getirin."
Araba Bahçelievler'den çıkıp süratle İstanbul-Eskişehir yoluna yöneldi. 10 dakika sonra, Balmumcu Yolu'nun 13'üncü kilometresine vardılar... İki TİP'li genç, yol kenarındaki tarlanın içine doğru 600 metre götürüldü. 24 yaşındaki Faruk Erzan ve 26 yaşındaki Salih Gevence'nin kafasına üçer kurşun sıktılar...
EVİN İÇİNDEKİ VAHŞET
Gecenin vahşeti henüz bitmemişti... Saldırganlar beş solcu genci nasıl yok edeceklerini tartıştılar. Haluk Kırcı, "Ben iple boğarım" dedi. Bu teklife arkadaşları bile şaşırdı: "Sahi yapabilir misin?" Haluk Kırcı, "Denerim," dedikten sonra içeri gidip telden yapılmış bir askı getirdi. Osman Nuri Uzunlar'ı sürekleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıktı. Ancak telle boğamayacağını anlayınca gidip banyodan bir havlu aldı. 20 yaşındaki Uzunlar'ın yüzüne havluyu bastırdı... Dakikalar geçti, Osman Nuri Uzunlar havlunun altında can çekişerek öldürüldü. Haluk Kırcı ülkücü arkadaşlarına dönüp, "Bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım" dedi.
Haluk Kırcı silahını elleri arkadan bağlanmış yerde yatan dört gencin üzerine boşalttı...
Serdar Alten'in mide ve bağırsaklarını üç kurşun,
Hürcan Gürses'in kalp ve böbreğini üç kurşun,
Efraim Ezgin'in başını dört kurşun,
Latif Can'ın akciğerini iki kurşun parçaladı...
Serdar Alten ölmedi. Acele Hacettepe Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede yaralı haliyle Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Mehmet Bağış ile Emniyet 2. Şube Müdürü Tahsin Gürdal'a ifade verdi:
"Eve dört kişi girdi. Birinci şahıs sarışın uzun boylu, kot pantolon giymişti. İkinci şahıs, esmer geniş kafalı orta boylu kısa saçlı. Üçüncü şahıs, genç kıvırcık saçlı, 16 veya 18 yaşında. Dördüncü şahıs hakkında fazla bilgim yok." Serdar Alten, "Biz ilerici gençlerdik, bu nedenle bizi faşistler vurdu" dedi. 8 gün ölümle pençeleşti. 17 Ekim 1978'de saat 11.30'da daha bıyıkları yeni terlemeye başlamışken yaşama veda etti...
Katliama ilişkin bu bilgileri Soner Yalçın ile Doğan Yurdakul'un birlikte yazdıkları "Reis" adlı kitaptan aktardım.
SERBEST BIRAKILDILAR
Bahçelievler Katliamı'ndan yedişer kez idam alan iki hükümlü Bünyamin Adanalı ile Ünal Osmanağaoğlu oldu. Osmanağaoğlu aynı zamanda 22 Temmuz 1980’de öldürülen DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in de katiliydi. 19 yıl firarda kalmış, 1999 yılında yakalanmıştı. Türkler cinayetinden ‘zamanaşımı’ gerekçesiyle kurtarılmıştı. 2012 yılında AKP'nin ‘3. Yargı Paketi’yle ikisi de serbest bırakılırken “Reis”in yazarlarından Soner Yalçın hala hapisteydi. Bünyamin Adanalı tahliye olurken polis şapkası giymişti. Osmanağaoğlu'nu Bandırma cezaevi çıkışında Balıkesir MHP İl Başkanı karşılamıştı. Osmanağaoğlu 30 Haziran 2014’te kalp yetmezliğinden öldü. 7 TİP’li genci saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Hikmet Çiçek
Aydınlık