Aydınlanma Sempozyumu'nda ilk gün tamamlandı: Örgütlü olmak zorundayız

Türkiye Gençlik Birliği, Bilim ve Ütopya Dergisi, Kırmızı Beyaz Dergisi, ODTÜ Dergi 101 ve Ankara’daki öğrenci topluluklarının çağrısıyla düzenlenen ‘Aydınlanma Sempozyumu’ 26 Aralık Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Dr. Abdulkadir Noyan Konferans Salonu’nda başladı.

Aydınlanma Sempozyumu'nda ilk gün tamamlandı: Örgütlü olmak zorundayız

Sempozyuma, Türkiye çapında kırk üniversiteden yüz öğrenci topluluğunun temsilcileri ile birlikte beş yüzü aşkın öğrenci katıldı.

Aydınlanma Sempozyumu’nun gerçekleştiği ‘Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Dr. Abdulkadir Noyan Konferans Salonu’ iki gün önce rektörlük tarafından ‘elektrik tesisatının arızalandığı’ gerekçesiyle iptal edilmişti. Türkiye Gençlik Birliği öncülüğünde öğrenci toplulukları ve Ankara Üniversitesi öğrencileri rektörlüğü işgal ederek oturma eylemi gerçekleştirmişti. Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kasım Karakütük ve Tıp Fakültesi Dekanı Şehsuvar Ertürk ile yapılan görüşmeler sonucu öğrenciler salonu geri almıştı. Sempozyum işte o salonda gerçekleşiyor.

İlk Sıralar Aydınlanma Şehitlerinin

Sempozyum salonunda ilk sıralar aydınlanma ve devrim şehitleri için ayrılmış. Cumhuriyetin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi’nden mezun olan aydınlarımız Necip Hablemitoğlu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ile birlikte Kubilay’dan Uçkun Geray’a tüm aydınlanma şehitlerimizin dövizleri en ön sırada duruyor.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açılış konuşmaları ile sempozyum başladı.

Ankara Üniversitesi Düşünce ve Kitap Topluluğu Başkanı Eray Kara konuşmasında gençliğin biat kültürüne boyun eğmeyeceğini vurgulayarak bizi hurafelerle, dogmalarla ve yalanlarla bir kalıba dökmeye kalkanlar başarılı olamayacaklar , gençlik gericiliğin kalıplarına sığmaz dedi.

Bu Salondan Yüzlerce Aydınlanma Savaşçısı Çıkacak

Bilim ve Ütopya Dergisi’ni temsilen konuşan Prof.Dr. Hamit Zafer Kars ise; sempozyumun amacının üniversitelerde estirilen gerici, hurafeci, bilim ve akıl dışı, postmodern rüzgara karşı laikliğin ve bilimin gür sesini egemen kılmak olduğunu belirtti. Kars; ‘’Bu sempozyum gençliğin bu gerici rüzgara teslim olmadığının kanıtıdır. Sempozyumun amaçlarından biri de Türk aydınlanma geleneğinin gençlere aktarılmasıdır. Üniversiteler Türk aydınlanma hareketinin yarattığı kurumların başında gelir. Bu sempozyumun cumhuriyetin ilk üniversitesinde gerçekleştirilmesi ayrıca önemlidir. Bu salondan yüzlerce aydınlanma savaşçısı çıkacaktır’’ dedi.

Tansel Çölaşan: Halk Ne İsterse O Olur

Aydınlanma Sempozyumu’nda ilk günün onur konuğu Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan’dı. Çölaşan konuşmasında gençlere teşekkür ederek; ‘Bu program aydınlanma adıyla düzenlendiği için özellikle yaşadığımız bu süreçte son derece anlamlıdır. Dış siyaset aydınlanma yapısına uygun değilse toplumsal dinamikler o aydınlanmayı kendisi sağlayacaktır.Halk her zaman öncü güç olmalıdır. Aydınlanma olmayan hiçbir yerde ilerleme ve atılım olmadığına göre biz aydınlanmayı toplumsal güç olarak başaracağız. Nasıl bir yönetim olursa olsun halk ne isterse o olur. ‘ dedi.

Onur konuğu olarak sempozyuma katılan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’a plaketini Bilim ve Ütopya Dergisi adına Prof.Dr. Hamit Zafer Kars ve Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Çağdaş Cengiz verdi.

Sümer Kraliçesi’nden Mesaj Var: Aydınlanma Ampulle Alakalı Değil, Kafayla Olacak

Aydınlanma çınarı, Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ Aydınlanma sempozyumu için mesajlarını video ile iletti. Aydınlanma mücadelesinin yaşayan en büyük isimlerinden Muazzez İlmiye Çığ’ın ‘’Aydınlanma ampulle alakalı değil, kafayla olacak. Kafanızın aydınlanması çok önemli.’ sözleri salondan büyük alkış aldı.

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen de sempozyuma destek mesajlarını iletti.

Aydınlanma Sempozyumu’nun birinci oturumu Prof.Dr. Sina Akşin’in ‘Aydınlanma Nedir?’ konulu sunumuyla başladı.

‘‘İttihat Terakki’ye Saldırmak Moda Oldu’’

TGB Ankara İl Başkanı Deniz Tokgöz’ün yönettiği ilk oturumda Sina Akşin, ”1789 Fransız İhtilali ile eşitlik özgürlük yayılmıştır. Yani bu demokrasidir. Demokrasi, eşitlik ve özgürlüğün olduğu yerdedir. Demokrasi, çok partili hayatla özdeş değildir. Sandıktan ortaçağ çıkıyorsa vay halimize. Fransız ideolojisini Türkiye’ye getiren adam Namık Kemal’dir. Fransız Devrimi’nin 100. yıl dönümünde bir avuç genç, ittihat ve terakkiyi kurmuştur. Maalesef günümüzde İttihat ve Terakki’ye saldırmak moda haline gelmiştir. İttihat ve Terakki bizim örgütümüzdür. Aydınlanmış yeni insanın örgütüdür. Fransa için 1789 ne ise, bizim için 1908 Hürriyet Devrimi odur.

Atatürk devrimi Türkler bir daha Sevr’le karşılaşmasın diye yapıldı. Sevr’i dayatanlar dünyaya egemen devletlerdi. Sevr’i tekrar uygulamak için fırsat kollayacaklardı. Atatürk Devrimi, Türklerin Anadolu’da oturmaya devam edebilmelerinin tek reçetesidir. Sizler de ya Atatürk Devrimi’nden yanasınızdır ya da karşı devrimden yanasınızdır” diye konuştu.

Sempozyumda ikinci oturum Prof.Dr. Hüseyin Özel’in ‘Aydınlanmanın Felsefesi’ sunumuyla başladı.

Özel, “ İnsanlık modern bilimi yaratmış, 18yy’dan bu yana insanlığı ve evreni anlama çabaları devam etmiştir. Aydınlanmanın başlangıcı tartışma konusudur ancak genel bakış açısıyla 16.yy’dan günümüze ele alabiliriz.

Aydınlanma genel olarak bir mücadeledir Bu mücadeleyi somut olarak üç evrede inceleriz: Bireyden yola çıkarak meydana gelen İngiliz Aydınlanması, toplumu ön plana alan Fransız Aydınlanması ve Alman Aydınlanması. Verilen mücadele dünden bugüne ilerleyerek gelen özgür düşüncenin gelişmesi ve yerleşmesi için verilen mücadeledir” dedi.

Sempozyumda üçüncü oturum Türkiye’de aydınlanma ve bilim konusu üzerine Prof.Dr. Remzi Demir’in, dördüncü oturum Prof.Dr. Hasan Aydın’ın İslam kültüründe felsefenin krizi ve aydınlanma sorunu sunumuyla devam etti.

Cumhuriyet Aydınlanmayı Türkiye’ye Taşıdı

Beşinci oturumda, aydınlanma ve sol başlığı altında güncel konular da tartışıldı. Prof. Dr. Korkut Boratav:‘‘Aydınlanma; düşünce, sanat, edebiyat ve bilim alanlarında ortaçağın reddiyesidir. Ancak bu negatif bir tanımdır. Yerine ne koyacağımızı da tartışacağız. Aydınlanma, ortaçağ düşüncesine isyandır. Aydınlanma filozofları yıkılmakta olan bir düzeni sonuna kadar eleştirdiler. Avrupa dışında aydınlanma olabilir mi? Bana göre cumhuriyet devrimleri bu sorunun cevabını evet olarak verdirtiyor. Cumhuriyet, aydınlanmayı Türkiye’ye taşıdı. Lisede biyoloji derslerinde evrim konusu okutulmuyorsa gerici düşünce arka kapıdan girmiştir. ’’ dedi.

Atakan Hatipoğlu: Örgütlü Olmak Zorundayız

İlk günün son oturumunda yüzlerce genç, Yrd. Doç.Dr. Atakan Hatipoğlu ile ‘Postmodernizm ve kimlikçilik neden aydınlanmaya karşı?’ sorusunu tartıştı.

Atakan Hatipoğlu: ‘Bütün aydınlanmacıların ütopyalarından bir tanesi bizi farklılaştıran ve ayıran engellerin ortadan kaldırılmasıdır.

Aydınlanma çağının tarihsel ve sınıfsal düzlemde karşılığı, akla güven duygusunun yeni bir uygarlığı ve o uygarlığı taşıyacak olan bir sınıfın yükselişi olmuştur. Bugünde aydınlanmaya olan güvene ,yarına olan inanca en çok kimin ihtiyacı varsa uygarlığı omuzlarında taşıyacaktır.

İnsanların özgürlüğünü isteyenlerin kaybetme şansı yoktur. Örgütlü olmak, diri olmak zorundayız. İyi okumalı, dersimize iyi çalışmalıyız. Bu böyle sürdürülemez hiç merak etmeyin.’

Aydınlanma sempozyumu 27 Aralık Pazar günü de Dr.Abdülkadir Noyan Konferans Salonu’nda devam edecek.

KAMERA: BARIŞ YURTERİ

ulusalkanal.com.tr

Aydınlanma Sempozyumu'nda ilk gün tamamlandı... paylaşan: ulusalkanal

tgb Ankara Üniversitesi aydınlanma sempozyumu