Soner Yalçın TGB'ye yönelik saldırıları yazdı: Kuyrukçu sol

Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın bugünkü yazısında Kuyrukçu Sol ara başlığı altında Uludağ Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yaşanan PKK ile kuyrukçularının TGB stantlarına yaptıkları saldırılara değindi.

Soner Yalçın TGB'ye yönelik saldırıları yazdı: Kuyrukçu sol

Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın bugünkü yazısında Kuyrukçu Sol ara başlığı altında Uludağ Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yaşanan PKK ile kuyrukçularının TGB stantlarına yaptıkları saldırılara değindi.

Yapılan saldırıda Ankara Üniversitesi DTCF'de Nâzım Hikmet, Âşık Veysel, Attila İlhan ile Cemâl Süreya'nın afişlerinin yırtıldığını belirten Yalçın, saldırganların siyasî kimliklerini kayberek PKK kuyrukçusu olduklarını ifade etti.

İşte Soner Yalçın'ın bugünkü yazısının o ilgili bölümü:

Kuyrukçu Sol

Önceki gün…

Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde kavga çıktı.

Türkiye Gençlik Birliği’nin açtığı standa saldırıldı ve Nazım Hikmet, Aşık Veysel, Attila İlhan ve Cemal Süreya afişleri yırtıldı.

İddiaya göre saldıranlar; “Yurtsever Devrimci Gençlik Örgütü” ve “Öğrenci Kollektifleri” idi. Aynı saldırı dün Uludağ Üniversitesi‘nde de gerçekleşti.

Neler olduğu belli; emperyalizm Türkiye solunu bölüyor.

Evet, saflaşmanın mihenk noktası, emperyalizm…

Bölgede haritalar yeniden çizilirken; ne yazık ki, Türkiye solu “kafasız” mücadeleye devam ediyor.

Anlamamaya dayalı bir süreç yaşıyoruz. Çünkü, bu ülke aydınının teorik dünyası sığ! Bu nedenle, hayatı yenilgilerle geçen romantik solcumuzun “çocukluk hastalığı” devam ediyor:

Kafasındaki şablona uymayan gerçekleri görmek istemiyor.

Acı ama, düşünme yetisini kaybetti.

Acı ama, siyasi zekasını kaybetti.

Acı ama, mücadele ruhunu yitirdi.

Bu nedenle kuyrukçu oldu!

Kuyrukçu kendine güveni olmayandır. Yani…

Türkiye’nin yaşadıkları hakkında açık-anlaşılır tavrı olmayanlar; kendilerinin bir güç olamadığını kabul ederek, kitle tabanı olan siyasi güçlerden birisine (örneğin PKK’ya) eklemlenmeyi tercih ediyor.

İtibariyle siyasi kimliklerini kaybediyorlar.

Bu nedenle; dünün “yetmez ama evet”çileri bugün “Kobane” dışında söz dinlemek istemiyor! Hep aynı kişiler olması tesadüf olabilir mi? Ki bunlar…

Yani bu kuyrukçular; ideolojiyi-siyaseti yorumlama hakkını bağnazca kendi tekeline almak istiyor; “düşünce tiranlığı” kurmak istiyor.

Yorulmadılar da… (AKP desteği örneğinde olduğu gibi) yenilgi kaçınılmaz olunca; hayatları, yaşadıklarına sorumlu bulmakla geçiyor.

Oysa…

Her maddi durum/her olgu bilinç yaratır.

Dün bugünün anahtarıdır. Duygularınla değil, kafanla düşünürsen safını rahatça seçebilirsin:

Öpülmek istiyor musun, istemiyor musun?

Kiminle yatağa girdiğin önemli…

tgb Soner Yalçın pkk dtcf