İşte 15 Temmuz’dan sonra yaşananlar

FETÖ darbe kalkışması sonrası Amerikancı ve liberal çevreler “TSK artık savaşamaz” propagandası yapmaya başladı. Oysa unuttukları bir kahramanlık destanı vardı, yıllar öncesinden yazılan... "Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar? " diyordu İstiklâl Marşında Mehmet Akif, ordusu ile bütünleşmiş Türk milletini anlatırken... FETÖ'cü ve Amerikancılar tarafından kumpas davaları sonrası bir kez daha hedef tahtası haline getirilip yıpratılmak istenilen Türk Silahlı Kuvvetleri, darbeden sadece 40 gün sonra başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı ile tüm dünyaya çok anlamlı bir mesaj verdi. Harekâtla, Amerika'nın Suriye'nin kuzeyinde kurmak istediği terör koridorunun tam ortasına bir hançer indirildi, hain plan bozuldu, IŞİD ile PKK ağır darbeler aldı. Bir yandan terör yuvaları yerle bir edilirken, bir yandan TSK içindeki gladyo yapılanma tasfiye edildi. 15 Temmuz sonrası Türk milleti, terörün merkezindeki gerçek düşmanın kim olduğunu artık çok net görmüştü. Ankara bundan sonraki süreçte Washington’la cephe cepheye savaşa başlayacaktı. İşte 15 Temmuz’dan sonra yaşananlar…

PKK’yı harekete geçirdiler, FETÖ ile darbeye yeltendiler… Yetmedi, Türkiye’nin güney sınırında terör koridoru oluşturmayı hedeflediler. Talimatları Atlantik vermiş, tüm taşeron terör örgütleri bir bir saldırıya geçmişti. Tarihinin en büyük saldırılarıyla karşı karşıya kalan Türkiye kararlı bir mücadelenin içine girdi.

İncirlik Üssü merkezli ve Amerika destekli 15 Temmuz darbe girişimi bertaraf edildikten sonra Türkiye hem içte hem de dışta terör örgütleriyle amansız mücadelesini hızlandırdı.

“Artık kımıldayamaz” denilen Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyaya meydan okudu ve Amerika ve İsrail’in oluşturmak istediği Kürt koridorunu kesmek için operasyon başlattı. Harekâtın adına Fırat Kalkanı denildi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 24 Ağustos 2016’da verdiği bu talimatın ardından Türk Ordusu ve ÖSO unsurları önce Azez, ardından Cerablus’u kontrol altına aldı. Kahramanlık destanının yazıldığı en çetin mücadele ise IŞİD’in ikinci karargâhı olarak kabul edilen El Bab’ta verildi. 67 Mehmetçiğimiz şehit düştü ama Suriye’deki terör koridoru bıçak gibi kesildi. Harekât 216 gün sürdü. Amerika ve Avrupa ülkelerinin tehditlerine meydan okuyan harekât sürerken, Erdoğan Washington’a sert mesajlar veriyordu.

Terörle mücadelenin sınır içindeki hedefi ise TSK ve devlet kurumlarına sızmış Amerikancı gladyo FETÖ’ydü. Yeni bir darbe kalkışmasına girişilmemesi için devlet hızlı hareket ediyor, FETÖ’cüler kurumlardan tek tek ayıklanıyordu. Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle ordudan uzaklaştırılan kahraman subaylar da göreve çağırılınca, ordu daha da güçleniyordu.

Yaşanan terörün komuta merkezinin Washington olduğunu gören Türk milleti, asıl düşmanını tanır olmuştu. Siyasetçiler de buna sessiz kalmadı, başta Vatan Partisi olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Saadet Partisi Atlantik cephesine karşı mücadele mesajları verdi. Darbe girişiminin karargâhı İncirlik Üssü daha çok sorgulandı, Üssün kapatılması için önemli çağrılar yapıldı.

Tüm bunlara rağmen Atlantik’in saldırıları bitmedi. Daha önce tutuklanan işadamı Rıza Zarrab üzerinden Türkiye’yi dize getirmeye çalıştılar, ardından Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yı teslim aldılar. FETÖ’nün Amerikalı kalemşörü Michael Rubin’in tehditkâr yazıları da bunlara eklendi. Dolmabahçe ve Reine’yı kana buladılar. Türkiye yine boyun eğmedi.

ABD’nin bir planı daha vardı. Washington, IŞİD’i bitirmek adı altında PYD’ye silah ve mühimmat verme kararı aldı. Ankara’dan yapılan yoğun ikazlara karşı yardımlar devam etti. Amerika PYD’yi bölgede kullanabileceği güçte bir ordu olması için çabalıyordu hedef de bölge ülkelerini parçalamaktı. Terör örgütü PYD’ye yardımların devam ettiği bu süreçte Ankara bölge ülkeleriyle önce Suriye sorununun çözümü için Astana Süreci başlattı. Ardından Rusya ve İran’la kritik görüşmeler gerçekleştirdi. Son yaşanan Katar krizi ile Türkiye bölge ülkeleriyle aynı cephede buluştu. Amerika belki de ilk kez Türkiye’nin karşı cephesine itildi.

Süreç devam ediyor ve Türkiye Atlantik ülkeleri ile onların taşeron örgütleriyle amansız mücadelesini sürdürüyor. Kararlılık sürerse, bölgemiz için bağımsızlık ufukta görünüyor.

ulusal.com.tr

15 temmuz