2 bin mühendise sürgün gibi atama!

175 yıllık ormancılık tarihinde görülmemiş toplu sürgünün arkasında ormanlarının özelleştirilmesi mi var?

2 bin mühendise sürgün gibi atama!

175 yıllık ormancılık tarihinde görülmemiş toplu sürgünün arkasında ormanlarının özelleştirilmesi mi var?

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanan yönetmelikle ülke genelinde 2 bine yakın orman mühendisine sürgün gibi atama uygulaması, orman camiasını alt üst etti. Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, ‘rotasyon’ adıyla yapılan atamaların, Orman Genel Müdürlüğü’nün 175 yıllık tarihinde görülmemiş bir uygulama olduğu belirtilerek, “yapılan bu uygulama tek kelimeyle ‘tehcir’dir. Bu uygulamanın altında ormanlarda teknik ve bilimsel ormancılık çalışmaları yapılamaz hale getirilerek devlet ormanlarında özelleştirilmenin alt yapısının kurulması yatmaktadır ” denildi.

ORMAN MÜHENDİSLERİNE ‘ROTASYON’ KIYIMI

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik” kapsamında Türkiye genelinde aralarında çok sayıda yöneticinin de bulunduğu 2 bine yakın orman mühendisinin görev yerleri değiştiriliyor. Türkiye ormancılığını derinden etkilemesi beklenen uygulamaya karşı orman camiasının sessizliği ise eleştiri konusu oldu. Rotasyon uygulamasının orman mühendislerinin yaklaşık yüzde 95’ine tebliğ edildiği belirtilirken, farklı disiplinlerde çalışan ormancıların alanı dışındaki görevlere verilmesi ise tepki çekiyor.

ORMANCILAR DERNEĞİ: ‘YAPILAN UYGULAMA TEK KELİMEYLE TEHCİR’DİR’

Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, anayasaya aykırı olduğuna dikkat çekilen rotasyonla orman mühendisleri üzerinde büyük bir kıyım yapıldığı öne sürülerek, “yaklaşık 2 bine yakın orman mühendisi ‘rotasyon’ uygulamasıyla karşı karşıya kalmışlardır. Örneğin Antalya Orman Bölge Müdürlüğü kapsamında yaklaşık 80 Orman Mühendisi bu sürgünle karşı karşıya kalmıştır. Orman Genel Müdürlüğü’nün 175 yıllık sürecinde bu denli toplu ‘kıyım’ hiçbir dönemde yaşanmamıştır. Yapılan bu uygulama tek kelimeyle ‘tehcir’dir. Orman Genel Müdürlüğü hızla ve sesiz bir şekilde Orman Mühendisleri çalışanlarına sürgün uygulamaktadır” görüşüne yer verildi.

‘TASFİYENİN ALTINDA DEVLET ORMANLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ YATIYOR’

Uygulamanın muhalif ve de özellikle konularında uzman kadroların tasfiye edilmesi anlamına geldiğine vurgu yapılan açıklamada, “bu uygulamanın altında ormanlarda teknik ve bilimsel ormancılık çalışmaları yapılamaz hale getirilerek devlet ormanlarında özelleştirilmenin alt yapısının kurulması yatmaktadır” görüşü ileri sürülerek şöyle denildi:

“Çevre ve Orman Bakanlığı merkez birimlerine bağlı iken, 2011 yılında gerçekleştirilen yeniden örgütlenme sonucunda Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlanan Ormancılık Araştırma Kurumları, bu sürgünden en yüksek düzeyde etkilenmiştir. Neredeyse taş taş üstünde bırakılmamıştır. Bölgesel olarak çalışan 9, ülke düzeyinde çalışan 3 olmak üzere toplam 12 adet olan Ormancılık Araştırma Enstitüleri özellikle konu uzmanlıkları bazında ve bilimsel çalışmalar gerçekleştiren birimlerdir. Ormancılık Araştırma Kuruluşlarında çalışan orman mühendislerinin hemen hepsi akademik kariyerli, lisansüstü eğitimlere sahiptir. Ormancılık Araştırma Kuruluşlarında çalışan orman mühendislerinin büyük bir kesimi konu uzmanlıkları özellikle de ‘doktora’ uzmanlık eğitimleri dışında değişik alanlarda yeni görevlere sürgün edilmiştir. Devletin uzmanlaşabilmek için yıllarca yaptığı yatırımlar bir anda yok edilmektedir. Büyük bir beyin yıkımı yapılmak suretiyle, kamu bilerek ve azimle zarara uğratılmaktadır. Bu güne kadar yaratılmış olan önemli bir sosyal sermaye yok edilmektedir. Bu uygulamada hiçbir kamu yararı bulunmamaktadır. Kişilik hakları bilerek ve isteyerek gasp edilmekte kul hakkı yenmektedir. Ormancılık Araştırma Enstitülerinin teknik kadroda çalışan araştırmacı personelinin yaklaşık yüzde 50’si sürgün edilmektedir. Enstitülerde yürütülen araştırma projelerinin proje başına ortalama 20 bin TL’yi bulan bütçeleri dikkate alındığında yüzlerce araştırma projesinin yürütülememesine/ yarım kalmasına dolayısıyla kamu zararına neden olunacaktır.”

‘UZMANLAŞMA ORTADAN KALKACAK, BÜYÜK ORMAN YIKIMLARI YAŞANACAK’

Bakanlığın uyguladığı rotasyonun bölgesel ve yöresel uzmanlaşmayı ortadan kaldıracağına dikkat çekilen açıklamada, teknik ormancılık çalışmalarının içeriği ve yoğunluklarının yöresel olarak farklılaştığı vurgulanarak, “ormancılık, hekimlik, askerlik, polislik vb uğraşlarda olduğu gibi edinilen bilgi ve deneyimlerin her yörede geçerli olabileceği bir uğraş alanı değildir. Düzenleme öngörüldüğü gibi uygulandığında, örneğin, orman yangını konusunda herhangi bir deneyimi olmayan teknik personelin orman yangınları yönünden öncelikli yörelerde işlendirilebilecektir. Ek olarak, özellikle yangın sezonunda yapılan bu uygulama ormanları korumasız bırakmaktadır. Bu nedenlerle giderek kuraklaşan iklimi nedeniyle orman yangınları daha artabilecek ülkemizde büyük orman yıkımları yaşanabilecektir” ifadelerine yer verildi.

DOÇ. DR. YÜCEL ÇAĞLAR: ‘İKTİDAR ORMANCILIKTA İSTEDİĞİ GİBİ AT OYNATIYOR’

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Orman Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Yücel Çağlar ise ormancı çalışanlarıyla demokratik kitle örgütlerinin ormancılık düzenindeki yıkımları yeterince önemsemediğinin altını çizerek, “artık en teknik çalışmaları bile gerektiğince yapamaz durumuna getirilmiş ormancılık örgütlenmesindeki akıl dışılıkları, doğrudan ve dolaylı olarak hukuksal düzenlemelerde neredeyse her gün yapılan değişiklikleri vb sorunları yeterince yaygın, kalıcı sonuçlar alabilecek biçimde tartışmıyorlar bile. Dolayısıyla, siyasal iktidar, ormancılık alanında da istediği gibi at oynatabiliyor” görüşünü savundu.

‘YANDAŞLAR YÖNETİCİ YAPILDI, KARŞITLAR İSE SÜRÜNDÜRÜLDÜ’

Türkiye’deki ormancı çalışanlarını kapıkuluna dönüştürmenin, tüm siyasal iktidarların önde gelen amacı olduğunu ileri süren Çağlar, “Siyasal iktidarların bu doğrultudaki çabaları, teknik ve yönetsel amaçlı hukuksal düzenlemelerle sınırlı olmamıştır: Siyasal iktidarlar, ormancılık kesimindeki kamu personelini işlendirme düzeninde öylesine uygulamalar yapabilmiştir ki, ormancı çalışanların, özellikle de teknik personelin görevlerini ve çalışma yerlerini deyim yerindeyse bir gecede tümden değiştirebilmiştir. Açıktı ki, bu değişiklikler sırasında her siyasal iktidar yandaş bellediklerini üst düzey yönetici yaparken, karşıtlarını, deyim yerindeyse sürüm sürüm süründürebilmiştir. AKP, ormancılığımızın bu geleneğini de yasallaştırmış ve kurumsallaştırmıştır: Söz konusu Yönetmelik, siyasal iktidarın bu doğrultuda ne denli gözü kara davranabildiğini açıklık ortaya koymaktadır” dedi.

ÇAĞLAR’DAN ORMANCILAR VE MESLEK ODALARINA ELEŞTİRİ

Meslek odaları ve orman camiasının önetmelik karşısındaki sessizliğini de sert dille eleştiren Çağlar, “Ey, deyim yerindeyse her şeye maydanoz olmayı ilke edinmiş Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği; binlerce ormancı çalışanın sürüm süründürülmesini önlemek için hiçbir çabaya girmeyecek misiniz? Ey çevreciler, doğa korumacıları; devlet ormancılık düzenini iyiden iyiye orman katilerine dönüştürebilecek söz konusu Yönetmelik ve talimatı benzetme yerindeyse, fildişi şatolarınızda olsun tartışmayacak mısınız? Ey sonsuza değin muhalefet kalmayı ilke edinmiş siyasal partiler ve oluşumlar; siyasal iktidarın kamu yönetimindeki kendi ‘derin devletini’ daha yaygınlaştırması ve etkin kılması, sizi hiç mi ilgilendirmiyor?” ifadelerini kullandı.

Haber & Fotoğraf: Yusuf Yavuz

ulusalkanal.com.tr