Diyarbakır analarının eyleminin arkasında kim var

Diyarbakır analarının eyleminin arkasında kim var

Diyarbakır'da analar, "Evlatlarımızı teröre teslim etmiyoruz" diye eylemdeler.

Bir kısım ilericilerimiz eylemin arkasında sevimsiz bir güç arıyorlar. "Bu eylem AKP'nin oyunu" diyorlar. Annelerin eylemini bazı tarikatların, hatta MİT'in örgütlediğini söyleyenler de oldu. Şu anda MİT ile birlikte "Barış Açılımı"nı yürüten PKK-BDP-HDP, anaları böyle suçladı.

GÖREVDEN KAÇINMANIN BAHANESİ

Öcalan, açıkça MİT'in "enst-

rümanı" olduğunu belirtiyor ve kendisinin "taktiksel enstrümanlıktan stratejik enstrümanlığa yükseltilmesini" istiyor.

Hakan Fidan ile işbirliğini iftiharla ilan eden Apo'yu lider olarak baş tacı edenler, evlatlarını koruyan anaları MİT ile işbirliği yapmakla suçluyorlar.

Son zamanlarda böyle bir âdet çıktı. Eylemin içeriğine bakılmıyor, eylemin "arkasındaki güce" gönderme yapılarak tavır belirleniyor. Öyle bir güç var mı yok mu, ona da bakılmıyor. Çünkü mücadeleden kaçınmak için bahane gerekli.

ANALARIN EVLATLARINI İSTEMELERİ DOĞRU MU YANLIŞ MI?

Oysa soru şudur: Eylem doğru mu yanlış mı, eylem haklı mı haksız mı?

Analar, evlatlarını PKK'dan geri istiyorlar! Ve başarılı da oldular.

Bölücü teröre karşı bundan daha etkili bir mücadele olabilir mi!

Analar, şu an Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapmadığını yapıyorlar.

Değerli Arkadaşım Ataol Behramoğlu'nu, Ulusal Kanal'da izledim, Beşiktaş'ta Sessiz Çığlık eyleminin düzenlendiği parkta çok önemli bir saptamada bulundu. İstanbul, Ankara ve İzmir'deki kadınların çığlıkları ile Diyarbakır'daki anaların çığlığını birleştirdi. O çığlıkların birliği, anaların birliğidir ve milletin birliğidir.

AKP'NİN YÖNETTİĞİ DEVLET GÜÇLERİNE

ÇAĞRIDAN BAŞKA

ÇÖZÜMLERİ YOK

Kürt anasının kendisi, PKK terörüne karşı mücadeleye giriyor.

Peki, onları yalnız bırakanların bölücülük belasına karşı çözümleri nedir? TSK'ya ve polise çağrılarda bulunmaktan başka hangi çözümleri var?

Bu çağrıları yapanlar, devletin güvenlik güçlerinin AKP hükümetinin emrinde olduğunu bilmiyorlar mı? Bu durumda "AKP'nin oyununda" rol alanlar kimlerdir, AKP hükümetine bel bağlayanlar mı, yoksa analar mı?

Evladını PKK'ya kaptırmış olan ananın ciğeri yanıyor!

O ananın ciğerindeki yangını duymayanın yüreğini buz bağlamıştır!

Türkiye bölünüyormuş, analar ağlıyormuş, umurunda bile değil!

BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI MÜCADELEYİ AKP'YE TERK EDENLER VAR

Diyelim ki, eylemin arkasında AKP var. O zaman bölücülüğe karşı mücadeleyi AKP'ye terk edip, rahat köşemizden izlemekle mi yetineceğiz? Türkiye'nin birliğini, AKP'nin sorumluluğuna mı bırakacağız?

AKP, bu ülkenin iyiliğine bir iş yapsa, ilericilerimiz karşı tarafta mı olacak?

Örneğin AKP, Çin'den füze alıyor ve Atlantik emperyalistleri bu tercihten hiç hoşnut değiller. AKP'ye zıt gitmek için, Atlantikçilerin yanında saf tutmak mı gerekecek, yoksa bu konuda AKP' den daha kararlı, daha tutarlı bir tavra mı girmeli?

AKP, hayat dayattığı için, zaman zaman Rusya veya İran ile işbirliğine yönelir gibi oluyor ve ABD bundan çok rahatsız. İlericilerimiz ne yapacaklar, AKP'nin karşısında olmak için ABD emperyalizminin yanında mı olacaklar? Ne yazık ki bunu da yapıyorlar.

Fethullahçı Gladyo'ya karşı mücadelede de yaşadık bu sorunu. Bir kısım sosyal demokratlarımız ve solcularımız, Tayyip Erdoğan Ergenekon tertipçilerinin üzerine yürüyünce Tayyip Erdoğan'ın karşısına dikildiler, Gladyo'nun muhafızlığına soyundular!

KÜRT SORUNUNA

KÜRTSÜZ ÇÖZÜM

OLUR MU?

Türkiye'nin birliği, Kürt yurttaşlarımızın katılımıyla sağlanır.

Birlik, ortak iradeyle olur. Zor gücüyle sağlanan "birlik", hem sağlam değildir, hem de mutluluk vermez.

Tutucu güçler, milletin birliğini eskiden beri devletin dayatmasına bağlamışlardır. Oysa sağlam olan birlik, gönüllü birliktir.

Bölücü terörün etkisizleştirilmesinde devletin yaptırım gücünden elbette vazgeçilemez. PKK silahlı güç örgütleyerek, silahlı çözümü dayatmaktadır. Ancak o yaptırım gücünün etkili olması için dahi halkın katkısına ihtiyaç vardır.

Bölücülüğe karşı mücadelenin başarısı için, Kürt yurttaşlarımızın aktif katılımını sağlamak şarttır.

O zaman PKK'nın Kürtleri temsil iddiası havada kalır.

Daha önemlisi, PKK'nın terör için muhtaç olduğu insan kaynakları kesilir. PKK, bölücü amaçlar için kullanacak insan bulamazsa, silinir gider. O nedenle anaların mücadelesi PKK'yı çok korkuttu.

En azından PKK'nın bu korkusuna baksak, belki üzerimize düşen sorumlulukları daha iyi görürüz.

SORUNLARI AKP'YE

HAVALE EDENLER

AKP'YE YENİLMEKTEN BAŞKA NE

YAPABİLİRLER?

Bugüne kadar Kürt halkının teröre karşı en etkili eylemi, şu anda Diyarbakır'da anaların yürüttüğü mücadeledir. PKK da bunun farkındadır. Ancak kimi aydınlarımız farkında değiller. Daha doğrusu birlik meselesini yüreklerinde duymuyorlar ve devlet güçlerine havale etmekle yetiniyorlar. O devlet güçleri ise, bugün AKP'nin yönetimi altındadır ve PKK terörüne karşı uygulamalardan uzak durmakla görevlendirilmişlerdir.

Kürt analarını yalnız bırakanlar, aslında Türkiye'nin en temel meselesini AKP iktidarına havale ediyorlar. Ve AKP iktidarına teslimiyetlerini perdelemek için, Kürt anasının eylemine karşı kuşkular üretmektedirler.

Ancak göreceksiniz, Diyarbakır analarının eylemi çığ gibi büyüyecektir.

Türkiye'nin her yerinde yurttaşlarımız o analarımız için dayanışma eylemlerine başlıyorlar.

Doğu Perinçek

Aydınlık/ROTA