Sosyal medyada “sazanlama“ uyarısı
Bilişim hukuku uzmanları, sosyal medya kullanıcılarının, hesaplarının çalınması veya adlarına sahte sayfalar açılması halinde yapılacak paylaşımlardan kendilerinin sorumlu tutulamayacağına ilişkin yayınladıkları metinlerin (sazanlama), bazı hassas dönemlerde toplumu korkuya sevk etme ve algı oluşturma amaçlı yayıldığı uyarısında bulundu
Bilişim hukuku uzmanları, sosyal medya kullanıcılarının, hesaplarının çalınması veya adlarına sahte sayfalar açılması halinde yapılacak paylaşımlardan kendilerinin sorumlu tutulamayacağına ilişkin yayınladıkları metinlerin (sazanlama), bazı hassas dönemlerde toplumu korkuya sevk etme ve algı oluşturma amaçlı yayıldığı uyarısını yaptı.
Hukukçular, "Sosyal medyada terörü destekleyenler hakkında kovuşturma açılacağının söylenmesi üzerine bunu fırsat bilen bazı art niyetli insanların, görüşlerini sevmedikleri insanları zor duruma düşürmek için harekete geçip, Facebook’ta profil resimlerinizi alarak sizin adınıza sahte hesaplar açarak sizin adınıza teröre destek verebilir ya da hoş olmayan paylaşımlar yapabilirler." şeklinde devam eden metinlerin paylaşılmasının hukuki olarak hiçbir geçerliliğinin olmadığını, özellikle referandum sonrası gibi önemli dönemlerde bu metinlerin arttığını ifade etti.
Avukat Sertel Şıracı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir profilin hesabının gerçek şahsı yansıtmasıyla ilgili her zaman bazı soru işaretlerinin olduğunu söyledi.
Söz konusu metinlerde resmi bir kayıttan bahsedilmediğini, öncelikle bunların yazıldığı profilin gerçek olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini ifade eden Şıracı, "Burası bir mecra olduğu için sosyal medyada birine hakaret ederseniz, yazı yazarsanız, her zaman bir soruşturmaya konu olursunuz. Soruşturma dosyası geldiği zaman cumhuriyet savcısı gerçekten bu profil sahibine ulaşıp ulaşılamayacağına bakar. Bunun da yolu söz konusu kişinin arkadaş listesine bakılmasıdır. Daha önce yazılan mesajlara ve profilin oluşturulma zamanına bakılabilir. Profilde paylaştığınız mekana bakılabilir, içeriklerle sizin bağlantınızın varlığı incelenebilir. Bu saatten sonra bunlar gerçek bir şahsa işaret ediyorsa, soruşturma adımı olabilir." diye konuştu.
Haberlere konu olan, sosyal medyada sıkça paylaşılan söz konusu "sazanlama" iletilerinin ciddiye alınmaması gerektiğine dikkati çeken Şıracı, böyle bir oyunun oynanması için yüzlerce arkadaş toplanması, mantıklı bir geçmiş oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
"Sahte mesajlara alet olmamak gerekiyor"
Şıracı, sahte profil mesajlarının hukukçular tarafından hemen anlaşılacağını vurguladı. Uzmanların bu konuda dikkatli olduğunu dile getiren Şıracı, şöyle devam etti:
"Hem bilişim şubedeki memur arkadaşlarımız hem de bu konuda uzman cumhuriyet savcılarımız bu konuyu bildikleri için böyle bir konu önüne geldiğinde, hemen şahısları yakalayalım demezler. Söylediğim durumlara bakarlar. Bu yüzden konu kapanır. Burada gerçek şahısla suç arasında bağlantı kurulamadığı için içerisinde suç olsa da bir sonuca gitmiyor. Söz konusu kişinin gerçek profili de olabilir. Diyelim ki her şey kötüye gitti, o zaman siz 'Benim profilim zaten var, bu benim değil' diyebilir, başka kişilerce fotoğrafınızın kullanıldığını ifade edersiniz. Sahte mesajlara da alet olmamak gerekiyor ama bu tip hususlar ortaya çıkıyor."
Kanunen geçerli olmayan iletilerin paylaşılmasını sosyal medyanın iletişim etkisine bağlayan Şıracı, bazı insanların bu tip paylaşımlarını artırarak, takipçi toplamaya çalıştığını kaydetti.
Şıracı, masum insanların da iyi niyetle bu iletileri paylaşabileceğini aktararak, "Bazı insanlar, bunu ciddiye alıp, evhama kapılarak, 'Aman, arkadaşlar dikkat edin' diyebiliyor. Bu tip paylaşımları 20-25 yaş üstü kişiler yapabiliyor. Onlar sosyal medya dünyasına daha yeni yeni girdikleri için bu tip konuları ciddiye alıyorlar." değerlendirmesini yaptı.
Orta yaş üstünün bu iletileri daha fazla paylaştığını vurgulayan Şıracı, bazı çekincelerin ve korkuların sosyal medyaya zaman zaman çok daha fazla yansıdığını bildirdi.
Avukat Şıracı, kritik dönemlerde bunun artmasının sosyolojik nedenleri olduğunu, çok da hukuki karşılığının bulunmadığını anlatarak, "Ülkemizde internet kullanımı gün gittikçe artıyor. Sosyal medyada liderliğimiz var. Eğer siz kitleleri harekete geçirmek istiyorsanız interneti kullanacaksınız. Bunu olumlu ya da olumsuz kullanabilirsiniz. Bunun için de örgütlenen gruplar olabiliyor." görüşünü paylaştı.
Bireysel şakaların da ciddiye alınabildiğini anımsatan Şıracı, insanları korkuya sevk etmek ve algıyı yönetmek için de sosyal medyada bu tip metinlerin dolaşıma sokulduğunu sözlerine ekledi.
"Birçok viral ortaya çıkardılar"
Avukat Burçak Ünsal, sosyal medyada zaman zaman bazı güvenlik kurumlarının hayali kanunlarına, yönetmeliklerine ve genelgelerine atıfta bulunarak 'Verilerimi, fotoğraflarımı koruyorum, tek hesabım budur, başka hesabım yoktur. Bunlarla ilgili bir zarar olursa Facebook sorumludur." ifadelerinin yer aldığı metinlerin yayıldığını, bunların Türkçe'ye "sazanlamak" olarak giren "hoax" postlar olduğunu söyledi.
Bu metinlerin en sonunda genelde "Hemen paylaşın" veya "Paylaşmayın. Duvarınıza kopyalayıp yapıştırın." gibi uyarılar bulunduğuna dikkati çeken Ünsal, "Son dönemde ülkemizde internet üzerinden işlenen suçların artmasını fırsat bilenler bir de 'Sosyal medya üzerinden teröre destek verenler hakkında kovuşturma' şeklinde veya 'Beğenmezseniz sayfamız silinecek', 'Beğenirseniz Facebook falanca yere 1 dolar bağış yapacak' gibi birçok viral ortaya çıkardılar." diye konuştu.
Ünsal, bu gibi cümlelerin amacının kullanıcıyı küçük düşürmek, onların itibarını ve güvenilirliğini zedelemek olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu gibi tek taraflı Facebook postları ile yapılan uyarıların hiçbir bağlayıcılığı ve hukuki hükmü yoktur. Kullanıcı bir fotoğraf koyduktan veya bir post yaptıktan sonra, onların kim tarafından nasıl kullanıldığına ilişkin Facebook'un bir sorumluluğu da yoktur. Eğer bir hesap hacklenmiş veya adınıza bir başka hesap açılmış ise Facebook nezdinde bunların kapatılması veya geri alınma işlemi kolaylıkla yapılmaktadır. Size ait olmayan bir hesaptan suç teşkil eden hukuka aykırı işlem yapılıyorsa bunun için en etkin yöntem konuyu Facebook ve tedbiren savcılığa bildirmektir. Her kullanıcı Facebook ayarlarından yaptığı paylaşımları kimlerle paylaşabileceğini veya hangi grupla paylaşılabileceğini veya tüm kullanıcıların erişiminin olup olamayacağını belirleyebiliyor. Yani paylaşımlarınızı kamuya açık yapmamayı tercih edebilirsiniz."
Son dönemde özellikle mikroblog sitesi Twitter'da özel mesajla açılan pencere mesajı şeklinde gelen "Hesabınız kilitlendi, açmak için bu linke tıklayın" tarzı saldırılar ise phishing olarak adlandırıldığını anlatan Ünsal, bunların kişilerin hassas bilgilerini elde etmeyi hedefleyen çok daha tehlikeli siber saldırılar olduğunu vurguladı.
Ünsal, bu tür saldırıların kullanıcıyı kandırarak hedeflediği bilgiyi elde etme amaçlı düzenlendiğini dile getirerek, "Bunlardan korunmak için gelen mail veya özel mesajın kaynağını, adresini dikkatle incelemek, verilen linkin açılımını üzerine tıklamadan incelemek, banka linki olduğu söylenen linklere asla bir mail üzerinden tıklayarak gitmemek, en ufak bir şüpheniz varsa o an için işlemi yapmamayı tercih etmek gerekir." şeklinde konuştu.