Afgan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud Abidi Ulusal Kanal'a konuk oldu: ''Afgan kadınları işgal altında tutsaktı esas şimdi özgürler''
Afgan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud Abidi, Ulusal Kanal'da Seda Anık’ın sorularını yanıtladı. Önemli açıklamalarda bulunan Abidi, Taliban'a yönelik kadınlar üzerinden yapılan karalama çalışmalarına da değindi. Abidi, ''Afgan kadınları işgal altında tutsaktı, esas şimdi özgürler.'' dedi. Abidi, Türkiye-Afganistan ilişkilerinde bazı grupların olumsuz bir şekilde baskı kurduğunu belirtti. Abidi, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne de katılmak istediklerini belirtti.
Afgan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud AbidiUlusal Kanal'da Günlük programına konuk oldu. Seda Anık'ın sorularını yanıtlayan Abidi, Taliban'ın ABD'ye karşı kazandığı zaferi anlattı.
Afganistan'da 20 yıllık direnişin sonucunda yeni bir devir gerçekleşti, 20 yıllık gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz?' sorusuna Abidi, ''Afgan halkı, tüm işgalcileri topraklarımızdan atmayı başardı.'' sözleriyle yanıt verdi:
- Ulusal Kanal ve Vatan Partisi'ne bu imkânı bize sunduğu için teşekkür ederiz. Son 20 yılda Afganistan'da çok fazla katliam gördük. 5 binden fazla öldü, 1 milyondan fazla insan yaralandı ve milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Yolsuzluk, yozlaşma çok fazlaydı. Yapılan işgal insanlarımıza çok fazla zarar veriyordu. Cihadın sonuçlanmasından ardından Afgan halkı, tüm işgalcileri topraklarımızdan atmayı başardı. Topraklarımızı özgürleştirdik. İslami bir hükümet kurduk. Elhamdülillah Afganistan'da artık savaş yok.
''NATO AFGANİSTAN'A SALDIRMAK GİBİ BİR YANLIŞIN İÇİNE DÜŞTÜ''
Emperyalizmin işgalinden ne ders çıkardınız?
- Afganlar bu işgalle yeni karşılaşmıyor. Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin de işgali ile karşılaştı. Onları yenerek topraklarımızdan çıkartmıştık. 2000'li yıllarda NATO ile karşılaştık. NATO Afganistan'a saldırmak gibi bir yanlışın içine düştü. NATO'dan çıkardığımız ders, onların diğer ülkelerin iç işlerine karışmaları yanlış değildi. Onların dillerine, dinlerine, kültürlerine saygı duymaları gerekiyor. Afganistan olarak bizim diğer ülkelerin iç işlerine karışmak gibi bir meselemiz yok.
- Afganları köle olarak kullandıkları günler geride kaldı. Artık Afganlar eğitim alacaklar ve özgür birer birey olarak yaşayacaklar.
''TALİBAN HÜKÜMETİ BARIŞA NEZARET EDECEK''
Kurulan yeni hükümet ile hem diğer ülkelerden hem de Afgan halkından nasıl geri dönüş aldınız?
- Yeni hükümet sadece geçici bir hükümet. Tüm dünyanın ve Afgan halkının artık bir barış zamanında olduğumuzu ve bu geçici hükümetin o barışa nezaret ettiğini bilmesi gerek. Onlar (ABD) bir koalisyon hükümeti istediler ama biz kabul etmedik. Çünkü bu bir parçalanma anlamına gelecekti. Biz kapsayıcı hükümeti niteliklerine göre, hiçbir ayrım yapmadan oluşturacağız. Kadın erkek olmadıklarına veya hangi kabileden olup olmadıklarına bakmayacağız. Mevcut geçici hükümet şu anda Afganistan'ı yönetecek durumdadır.
'' 'CENNET ANNELERİN AYAKLARI ALTINDADIR' SÖZÜNÜ BENİMSİYORUZ''
- Dünyadaki tüm kadınları eşler, anneler ve kız çocukları olarak görüyoruz. 'Cennet annelerin ayakları altındadır' sözünü benimsiyoruz. Bu Müslümanların en yüksek inancıdır. Hz. Muhammed eğitimin hem erkekler hem de kadınlar için bir yükümlülük olduğunu söylemiştir. Kadınların Şeriat kanunlarına göre özgürlüklere sahip olmasını temin ediyoruz. Şeriat kadınlara daha fazla hak tanımıştır. Ama bunu için ülkenin kendi güvenliğini sağlaması gerekiyor. Biz geçen 20 yıldan çok daha iyi bir durumdayız.
''AFGAN KADINLARI İŞGAL ALTINDA TUTSAKTI ESAS ŞİMDİ ÖZGÜRLER''
Abidi, Taliban'a karşı kadınlar üzerinden yapılan kara propagandaya da değindi. Abidi, ''Afgan kadınları işgal altında tutsak iken esas şimdi özgürler.'' dedi:
- Eskiden kadın ve erkeklerin eğitimi doğru bir şekilde yapılmıyordu. Emperyalizm kadınların ilerlediğini iddia ediyordu fakat bu gerçek değil. Kadınlar ilerlemediler. Sadece bir kesim kadının ilerlemesinden söz edilebilir. Ama çoğu kadın yoksulluk, ızdırap içindeydi. Çok küçük bir grup, kendi değerlerini bilmeyen, İslam tarafından temsil edilen değerleri tanımayan kadınlar çeşitli olanaklardan faydalandılar.
- İşgal hükümeti kadınları asla Afgan kadını gibi göstermedi. Kendi Batılı tiplerinde bir kadın yaratmaya çalıştılar. Onlar, Afgan kadınlarını kendileri ile iş birliği yapmasını için eğittiler. Bunun neresinde onur var? Afgan kadınları işgal altında tutsak iken esas şimdi özgürler.
''İŞGALE UĞRAYAN HER ÜLKE İÇİN ULUSLARARASI MEDYA KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜR''
Afganistan'a ve Taliban'a karşı dünya çapında yürütülen kara propaganda hakkında da konuşan Abidi, propagandanın yeni bir şey olmadığını ifade etti:
- Yeni bir olay değil. İşgale uğrayan her ülkede olduğu gibi uluslararası medya o ülke için kara propaganda yürütür. Burada bir İslamofobiden bahsedebiliriz. Bunu şöyle bir örnekle verebiliriz. Tebriz bölgesinde bir gaz bulunduğu zaman Fransız Cumhurbaşkanı bunu kutlayan Erdoğan'a ''Halife misin sen?'' diye eleştirdi.
- Bugün ekonomik gelişmeler Avrupa'da Asya'ya kayıyor. Avrupa'nın artık sunabileceği elektronik alanında bir şeyi kalmadı. Fakat Asya'ya döndüğümüz zaman Çin Türkiye, Pakistan ve İslam ülkelerine baktığımızda 4 milyara yakın bir nüfus yaşıyor. Buda çok büyük bir pazar demek. Asya ülkelerinin kendi arasında ekonomik gelişmeleri çok önemli. Afganistan, Asya'nın tam ortasında ve 3 trilyon dolar değerinde doğal zenginlikleri olan bir ülke. Çok çeşitli madenleri var. Batı onları bir ticaret ortağı olarak görmek yerine işgal ediyor, dışlıyor.
''SESİMİZİ TÜM DÜNYAYA DUYURACAĞIZ''
Yapılan kara propagandaya karşılık olarak uluslararası düzlemde ne yapacaksınız?
- Ulusal Kanal'ın biz böyle bir fırsatı sunduğu için teşekkür ederiz. Sesimizi bu şekilde tüm dünyaya duyuracağız. Afganistan İslam hükümeti eylemle göstermek diye bir karar aldı. Afganistan söylemleri ile değil eylemleri ile tüm dünyaya ne yaptığını anlatmak için harekete geçiyor ve söylediğimiz her şeyi de yapıyoruz. Afganistan'sa durum daha da iyiye geldiği zaman medyamızı yenileyip farklı dillerde yayınlar yapacağız. Söylememiz gerekenleri söyleyip insanlara doğruları aktaracağız.
''ANA AMACIMIZ TARIMI KALKINDIRMAK''
Abidi, Afganistan'daki ekonomik kalkınma planlarını da anlattı:
- Afgan Ulusal Barış Konseyi bir master planı üzerinde konuşuyordu. Önümüzdeki 15 yıla hazırlanıyoruz. Ana amacımız tarımı kalkındırmak. İkici olarak komşularımıza satabileceğimiz sularımız var. Ayrıca çok sayıda madenimiz de mevcut. Madenleri komşularımıza satabiliriz. Aynı zamanda Afganistan ulaşım açısından da önemli bir konuma sahip. Orta Asya'da Hindistan'a gidecek petrol boru hatları içinde çok kritik bir noktada. Gümrüklerimizde tüm paralar işgalciler tarafından çalınıyordu. Eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani dahi günlük 7 milyon dolar paranın Afgan gümrüklerinden çalındığı söylüyordu.
- Gençler için çok fazla iş imkânı yaratabiliriz. Özel sektörde, tarımda ve bütün alanlarda ekonominin kalkınmasını sağlayabilecek durumdayız.
''RUSYA VE ÇİN İLE ÇOK GÜÇLÜ İLİŞKİLERİMİZ VAR''
Taliban, komşuları ile nasıl bir ilişki kurmayı planlıyor?
- İslami Afgan Emirliği'nin net tavrı sayesinde komşularımızla iyi ilişkiler geliştiriyoruz. Pakistan, İran, Orta Asya cumhuriyetleri, Rusya ve Çin ile çok güçlü ilişkilerimiz var. Biz Türkiye'yi kendi ülkemiz gibi, birbirimize ait görüyoruz. Hiçbir problemimiz yok. Fakat Türk hükümetinin içerisinde bazı insanların İslami Afgan Emirliği ile iletişime geçmemesi için zorladığını biliyoruz. Umuyoruz ki bu sorunlar aşılacak ve Türkiye geçici hükümeti tanıyacaktır. Bu bir kara propaganda sonucuydu. Bazı kesimler, siyasi liderler yanlış bilgi ile beslenmişler. Bizim sorumluluğumuz hakikati Türk insanına ve Türk hükümetine ulaştırmaktır. O yüzden bunları tartışıyoruz ve bunlarsa bilinmesi gerekenlerdir.
''TÜRKİYE'DEN BEKLENTİMİZ DOĞRU ADIMI ATMASI, AFGAN HÜKÜMETİNİ TANIMASIDIR''
Afganistan'ın Türkiye ile ilişkilerinde neler bekliyorsunuz?
- Yüreklerimizde biz Türk insanına karşı çok yakın hissediyoruz. Beklentimiz ise Türk insanın doğru adımı atmasıdır. Doğru adım olarak ta bu geçici hükümeti tanımayı ifade ediyoruz. Şu anda Afganistan'da çık fazla yardıma ihtiyaç var. Bir önceki hükümeti Eşref Gani ve ortaklarının yarattığı kriz dolayısıyla 9.6 trilyon dolar Afgan halkından çalınmış durumda. İş yok nakit para yok ve gıda sorunu yaşıyoruz. Böyle bir kriz anında Türkiye'nin bize yardım eli uzatmasını istiyoruz.
- İki ülkenin bakanlıkları arasında ticari çok fazla işlem yapılması gerekiyor. Hükümet tanınmadığı için bu adımlar atılmıyor ve ticaret de durma noktasında. Afganistan'dan Türkiye'ye gelen insanlarda var. Bu insanlara özellikle de gençlere Türk halkının sıcak yaklaşmasını diliyoruz. Türk insanına bu durumda minnettar kalacağız.
- Ülkemizin tüm dünya ülkeleri ile iyi ilişkiler kurmak gibi bir politikası var. Herhangi bir ülkeye karşı bir tavrımız mevcut değil. Afgan halkının mücadele ettiği bağımsızlık davasını desteklemeyen insanlar var. Geçmişi geride bırakmak, geçmişten dersler çıkartmak istiyoruz. Ülkemizi yeniden inşaa etmek istiyoruz.
''ÇİN İLE SAYGI ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMAYI DÜŞÜNÜYORUZ''
Çin'in Kuşak-Yol projesi ile çalışmayı düşünüyor musunuz?
- Çok açıktır ki ülkemizin iç işlerine karışmayan her ülke ile çalışmak istiyoruz. Çin çok büyük bir ülke, aynı zamanda komşumuz. Onlarla ilişkilerimiz eğer saygı çerçevesinde olduğu müddetçe çalışmayı düşüyoruz.
''ABD, KÜÇÜK BİR ÜLKEYE GİDİP İŞGAL ETMENİN İYİ BİR FİKİR OLMADIĞINI UMARIZ ANLAMIŞTIR''
Amerika’nın stratejisi hakkında ne düşüyorsunuz?
- Amerikan stratejisi şu anda çok ne değil fakat hükümetimizin söylediği her şeyi dinlediler. Yine de eylem görmek istiyorlar. Amerika Dışişleri Bakanı Blinken şunu söyledi. ''Afganistan'da ABD ve NATO'nun yenilgisi bizim için utanç verici bir durumdu.'' Umuyoruz ki bu söyledikleri yürektendir ve doğrudur. Kendilerin küçük bir ülkeye gidip işgal etmenin iyi bir fikir olmadığını umarız anlamışlardır.
İlişkide olduğunuz ülkelerle şu ana kadar herhangi bir anlaşmaya vardınız mı?
- Çok fazla meseleyi onlarla konuştuk. Afgan hükümeti resmen tanınmadan bir anlaşmaya varmak çok zor. Genellikle bir ülkeyi tanıdığınız zaman büyükelçilik ve konsolosluklar üzerinden çalışırsınız. Şu anda böyle bir durumda olamıyoruz. Doha'da sahip olduğumuz temsilcilik sayesinde çok fazla iletişim kuruyoruz. Bu durumun ileriye nasıl gideceğini tartışıyoruz. Umuyoruz ki çok yakın zamanda sonuçlara varacağız.
''AFGAN HALKI ÜZERİNE DAHA FAZLA BASKI YAPMAYIN''
Afganistan'a yönelik yeni tehditler bekliyor musunuz?
- Şu anda kaygılı olduğumuz tehdit, ambargo ve kuşatmadır. Bu durum Afgan insanını hedef alıyor ve sürdürülmesi mümkün değil. Biz şu anda güvenliği sağlamış durumdayız. Temellerimiz sağlam, üzerine duvarlar inşa etmemiz gerekiyor. Bu da Afgan toplumunu dışarı açarak olabilir. Uluslararası toplumu yükümlülük altında bırakmak istemiyoruz. Afganistan zengin bir ülke, dünyanın en zengin ülkelerinden birİ ama ülkemizi işlememize izin verirlerse. Afganların kendi ülkelerinin zenginliklerini keşfetmelerine izin vermedi. Bizim buradan mesajımız Afgan halkı üzerine daha fazla baskı yapmayın. Kendimiz olmamıza izin verin. Bütün insanların onurlu bir yaşam sürebilmesi için iş imkanı yaratmaya çalışıyoruz.
Astana ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi bölgesel bir iş birliği imkânı var mı?
- Komşularla çalışmak bir mecburiyettir. Onlarla çalışmak isteriz. Onların Afgan hükümetini desteklemeleri iletişim açısından çok önemli. Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan hepsinin ülkelerini kalkındırmak için güvenliğe ihtiyacı var. Belli durumlarda kendilerine gelecek olan tehditlerden azade olmak istiyorlar. Afganistan'ın doğusunu gittiğiniz zaman bir güvenlik sorunu var. Çünkü orada yol, boru hattı, köprü yok. Bu sorunu komşu ülkelerle çözmemiz lazım. Onların bize, bizimde onlara ihtiyacımız var. İnşallah bu temelde birlikte ilerleyebileceğiz.
TÜRKİYE'DEKİ KARDEŞLERİMİZİN BİZİ DESTEKLEMESİ İÇİN ZAMAN GELİP ÇATMIŞTIR
- Son olarak Türk halkına mesajım var. Biz Türk halkına kendimizi çok yakın hissediyoruz. Türk halkının bizi kalkınmış dünya siyasetinde olgun bir ülke olarak tüm Müslümanların gurur duyduğu bir ülke olarak görmesini istiyoruz.
- 1920'lerde Türkiye kendi ülkesinin bağımsızlığı için mücadele ederken Afganlar da gelip savaştı. Onların mücadelesine destekler verdik, şehitler verdik. Şimdide Türkiye'deki kardeşlerimizin bizi desteklemesi için zaman gelip çatmıştır. Bizim eğitim, ulaşım sistemimiz, ticaretimiz gibi konularda Türk kardeşlerimizin bize yardımcı olmasını istiyoruz. Özellikle tarım, sağlık, yüksek eğitim ve diğer alanlarda çok hızlı bir şekilde yardıma ihtiyacımız var. Türkiye'nin bu yardıma sunacağını samimiyetle umuyoruz.